Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1102 E. 2021/327 K. 12.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/1102 Esas
KARAR NO: 2021/327
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/12/2019
KARAR TARİHİ: 12/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalı ile müvekkili olan davacı arasında fatura alacağının ödenmesi gereken borcun ödenmediğini,—– yevmiye numaralı ihtarnamesinin borcun ödenmesi amacı ile davalıya gönderildiğini, ancak borcun tahsil edilememesi nedeni ile alacağın tahsili için —-sayılı dosyasında icra takibine başlandığını, itiraz edilmesi nedeni ile takibin durduğunu dermeyan etmiş, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili olan davalı şirketin icra takip dayanağı olan fatura içeriği ürünleri almadığını, ayrıca bu faturadan hiçbir şekilde haberi olmadığını, bu durumun davacıya da bildirildiğini, ne fatura, ne irsaliye ne de ürün teslimi olmaduğunu, dolayısı ile icra takibine yapılan itirazlarını yinelediklerini, müvekkili olan davalının davacıya hiçbir borcu bulunmadığını savunmuş, haksız davanın reddine, kötü niyetli ve kusurlu davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.
—-sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir —celp edilmiştir.
— tarihli Ön inceleme duruşması —nolu ara kararı gereğince HMK md. 222 kapsamında taraflara —- defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK. m.218 uyarınca yerinde inceleme yetkisi —– bilirkişinin, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesi için ara karar tesis edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu ——–Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır—– Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —–
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Öte yandan, davacı ve davalı tacirler arasındaki uyuşmazlıkta; tarafların ticari defter içerikleri taraflar yönünden yargılamaya esas olacaktır.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce, tarafların — yıllarına ait ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş,—– tarafından düzenlenmiş bilirkişi raporu Mahkememize ibraz edilmiştir. Mahkememize sunulan bilirkişi kök raporunda özetle;—- Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davacı tarafından keşide edilen ve ihtilafa konu olan — altında kaldığı, söz konusu faturanın e-arşiv fatura olduğu ve davalı şirketin ise e-arşiv fatura mükellefi olmadığı, davacı ve davalı şirkete ait —– defterlerinin incelendiği, yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı ve sahibi lehine delil özelliğine haiz olduğu, davalı şirket yasal defterlerinde davacı yanca keşide edilerek davaya konu edilen —- rastlanmadığı, davacı tarafından davaya konu edilen faturanın davalı şirket adına daha önce düzenlenen faturalar üzerinde yer alan mail adresinden farklı bir mail adresine iletildiği, dolayısıyla bu faturanın ispata muhtaç olduğu, davacı yanca davalı taraftan rapor tarihi itibariyle —- tarafından yapılan inceleme sonucunda rapor edilmiş olup davalı şirketin ticari defterlerinde, davacı şirketçe düzenlenen davaya konu olan bir—-adet fatura kayıtlı olmadığı anlaşıldığından ticari defterlerin bu yönüyle HMK. m. 222 kapsamında huzurdaki uyuşmazlığı çözecek nitelikte bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde dava değerini —- olarak beyan etmiş ve davacı taraf tanık deliline açıkça dayanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde tanık deliline açıkça dayanmamıştır.
Dava değerinin tanıkla ispat sınırının altında bulunduğu gözetilerek, davacı tarafın tanık dinletme talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde, davalı tarafça tanık deliline açıkça dayanılmadığı görülmekle, davalının tanıklarının dinlenmesinin HMK. uyarınca mümkün olmadığının tespitine karar verilmiş ve davalı vekili cevap dilekçesinde delil olarak tanık ibaresini yazmadığından davalının tanıkları dinlenmemiştir.
Tanık— sahibiyim. —– —-yılından bu yana şirket faaliyetini sürdürmektedir. Davalı şirket ile yöneticisi olduğum şirket arasında cari mutabakatsızlık vardır. Bu hususta tanıklık edeceğim. —-toplam tutarlı fatura sureti huzurda bulunan tanığa — Bana gösterilen faturayı biliyorum. — bedelli bir ticaretimiz oldu. Cari hesaplarımızı biz takip ediyoruz. Tüm ödemeleri banka havalesi yolu ile yaparlar. Bu son —- kısım şu şekilde olmuştur: Biz faturayı kestik. Davalı şirketten— kendisi davalı şirketin yetkilisidir, — üretmiş olduğumuz trafik lambalarının içinde bulunan —– teslim ettim. — teslim aldı. Ödemesini de sonra yaparız dedi. Sonra bu bana gösterilen faturaya konu —- kısım davalı tarafça ödenmedi. Firma ile iletişime geçtik. Her zaman ertelediler. Ödeme yapılmadı. Fatura e – faturadır. Kesildiği zaman bilgisayar üzerinden anında davalı tarafa gitmektedir. Tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde imzası tahtında beyanda bulunmuştur.
Tanık –beyanında : ”Davacı —- olarak çalışmaktayım. Biz —satışını davalı şirkete yaptık. Davalı şirketin—alım satımından tam hatırlayamamak ile birlikte yaklaşık— mübrez —– Ben şirketin muhasebecisi değilim. Tam olarak rakamı hatırlamıyorum. Fatura kesilmiştir. Ben işletme müdürüyüm. Şirkete borç olduğunda bana bilgi verilmektedir. — şirketimize borcu olduğu ve bu sebeple adli sürecin başlatılacağı hususunda firma sahibimiz —- muhasebe görevlimiz bana bilgi verdi. —–olarak gönderilmiştir. Bir imza alınmamıştır. Şirketimize borçlu olan kişileri bilirim ancak hepsinin listesini tek tek söylemem mümkün değildir. Tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde imzası tahtında beyanda bulunmuştur.
Tanık—- Faturayı gördüm. ——bizimle çalışan müşterimizdi. Kendilerine elektronik ürünler yapıyorduk. Elektronik devre kartları ve bunların —— yapıyorduk. —- firmasının yetkilisidir. Bizden aldığı ürünlerin teslimatını kendisi bizzat elden teslim almakta idi. En son üretimde ürünleri çıkarttık. —- teslim ettik. Biz ürünü teslim ettiğimiz gün bana gösterilen faturanın tanzim edilmediğini anladık. Bunun üzerine bu iki kalem ürünü de fatura ettik. Biz ürünleri teslim ettik. O gün —– tamam dedi. Zaten davalı taraf ile ticaretimiz devam ediyordu. Çok üstünde durmadık. Ben faturayı düzenleyen birimde çalışmaktayım. Faturanın tebliği konusunda bilgim yoktur. Şirkette —— görevli arkadaşlarımız bana gösterilen fatura için —– imza alacaklardı. İmza almamışlar. Tüm teslimatlarda genelde çalışan arkadaşlarımız faturaya imza almaya dikkat ediyorlar. Devamında —-ile görüşme yaptık. Faturayı kabul edemeyeceklerini söyledi. Bunun üzerine —- ile ticaretimiz sona erdi. tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde imzası tahtında beyanda bulunmuştur.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, mübrez bilirkişi raporu, ilgili —–, tanık anlatımları kül halinde düşünüp değerlendirildiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, davaya ve icra takibine dayanak yapılan —– faturaya konu ürünün davacı tarafından davalıya teslim edildiği, işbu satıştan mütevellit davalının davacıya borcu bulunduğu, davacı ve davalının ticari defterlerinin farkı kayıtlar içermesi sebebiyle davanın ispatında etkili olmadığı, hâl böyleyken davacı vekilinin dava dilekçesinde açıkça tanık deliline dayandığı gözetilerek tanıkların dinlenmesine karar verildiği, tanık olarak davacı şirketin ortağı (sahibi), şirket işletme müdürü, şirket muhasebe sorumlusu dinlenmiş, tanıkların anlatımlarının görgüye dayalı, tutarlı olduğu ve hükme esas alınabilecek nitelikte bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Sonuç itibariyle davacının —- noter ihtarname bedeli alacağı olduğu dayanak icra dosyası içeriğinden ve eldeki dosyadan anlaşılmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde dava değerin— beyan etmiş olduğundan; davanın kabulüne,—- üzerinden ticari avans faiziyle devamına karar verilmiştir.
Davacının, davalıdan faturadan kaynaklı para alacağı bulunduğu, işbu alacağın likit (bilinebilir) -muayyen- mahiyette olduğu gözetilerek; İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak —-üzerinden %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış, davanın tarafı olan tacirler arasındaki ticari ilişkinin ticari iş niteliğinde olduğu gerçeği karşısında takibin ticari avans faiziyle devamına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2—- sayılı takip dosyasında takibe yapılan itirazın İPTALİNE, duran takibin —-üzerinden ticari avans faiziyle DEVAMINA,
3-)Asıl alacak olan — üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —- ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 184,42-TL harçtan peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 140,02-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1-2 ve A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 2.699,73-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 95,20-TL harç ile 743,50-TL bilirkişi, posta, tebligat ücreti olmak üzere, toplam 838,70-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK. m. 341/2 uyarınca miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı.12/04/2021