Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/110 E. 2020/140 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/110 Esas
KARAR NO: 2020/140
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 12/09/2019
KARAR TARİHİ : 10/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; —— İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine, borçlu ———– ilamsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun ikametgahındaki icra dairesi olduğunu beyan etmek suretiyle yetki itirazında bulunduğunu, borçlu her ne kadar yetki itirazında bulunmuş olsa da, itirazlarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, İİK’nun 50/1. maddesine göre, para ve teminat borçlarına dair icra takiplerinde yetkili icra dairesinin, HMK’nun 447/2. maddesi atfıyla HMK’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlendiğini, takip dayanağı akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir, denildiğini, dava konusu alacaklarının para borcu olduğundan, icra takiplerinde yetkili icra dairesi HMK’nın yetkiye dair hükümleri uygulanarak tespit edilmesi gerektiğini, haksız fiilden doğan davalarda yetki haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğunu, somut olayda davanın haksız fiilden kaynaklanan tazminat alacağına ilişkin olduğunu, meydana gelen hasar nedeniyle —— tazminat ödendiğini, müvekkili şirketin zarar gören konumunda olduğunu müvekkili şirketin işlerinin yürütüldüğü yer mahkemesi yetkili olduğu için ——İcra Dairesi’nin yetkili olduğunu, davalı/borçlunun — –cra Müdürlüğü’nün ——Esas sayılı dosyasına ileri sürdüğü borca itirazlarının iptaline ve duran icra takibinin devamına, davalının %20’den düşük olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın tarafları arasında parasal nitelikte bir ticari ilişki bulunmadığını, davanın sözleşmesel ilişkiye dayanmadığını, müvekkili şirketi, ———-adresinde yerleşik olduğunu, huzurdaki davada —- Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu bakımdan davanın yetki yönünden reddine karar verilmesini talep ettiğini, müvekkili şirketin davadışı ———-tarihinde —————— imzaladığını bu sözleşme ile—-adresinde kain ——–katında bulunan ve—–olarak adlandırılan spor kompleksinin ince inşaat işlerini bedeli mukabilinde gerçekleştirmeyi taahhüt ettiğini, taahhüdüne ve sözleşme koşullarına uygun biçimde edimlerini süresinde ve gereği gibi ifa ettiğini, icra inkar tazminatı talebinde bulunabilmek için alacağın likit ve belirlenebilir olması gerektiğini, davacı … şirketinin icra inkar tazminatı isteyebilmesi için gerek uygulamada, gerekse öğretide öngörülen alacağın “likit” yani muayyenlik ve belirlenebilir olması koşulu olduğunu, huzurdaki dava yönünden gerçekleşmediğini, takip konusu alacak miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğini, bu nedenle yasal koşulları bulunmayan talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
—— sisteminde yapılan kontrolde, davalı tarafça süresinde cevap dilekçesi verildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK madde 6/1’e göre; genel yetkili Mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri Mahkemesidir.
Dosya içeriğine göre, davacı … ile dava dışı şirket arasında sigorta poliçesi düzenlendiği, sigorta edilen işyerinde yangının meydana geldiği, davacı … şirketinin sigortalısına ödediği bedelin rücûen tazmini için huzurdaki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Dosya içeriği ve bilhassa taraf vekillerinin ibraz ettiği dilekçeler nazara alındığında; davacı ile davalı şirketler arasında yapılmış bir sözleşme olmadığı, davacı … şirketinin sigortacı olarak karşıladığı zararın rücûen tazminini talep ettiği görülmektedir. Taraflar arasında imza edilmiş bir sözleşme yoktur. Sözleşmenin ifa yeri Mahkemesinin de yetkili olacağına dair 6100 sayılı HMK’nun 10. maddesinin uygulanması mümkün değildir.
Taraflar arasındaki dava, haksız fiilden kaynaklanmamaktadır. Davacı ve davalı şirket arasında meydana gelmiş bir haksız eylemden söz edilemez. Bu sebeple 6100 sayılı HMK’nun haksız fiilden doğan davalarda yetkiye ilişkin 16. maddesi uygulanamaz.
Hâlböyleyken; 6100 sayılı HMK’nun 5 ve 6. maddeleri uyarınca, işbu rücûen tazminat davasında, davalı şirketin yerleşim yeri Mahkemesi yetkili Mahkeme olacaktır. Genel yetki kuralı nazara alınarak, davalı şirketin adresinin ——- olduğu da gözetilerek —— Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu sonuç ve kanaatine varılmış olup Mahkememizin yetkisizliğine, —— Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğuna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-)Davaya bakmaya ———Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin YETKİLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20/1 maddesi uyarınca, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin Mahkememize başvurması halinde dosyanın yetkili —————– Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne gönderilmesine, dosyanın yetkili Mahkemeye gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-)Yargılama gideri ve vekalet ücreti hususlarında yetkili Mahkemece değerlendirme yapılmasına,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ——-Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.10/03/2020