Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1098 E. 2021/852 K. 26.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1098
KARAR NO : 2021/852

DAVA : MENFİ TESPİT (KAMBİYO SENETLERİNDEN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 08/02/2018
KARAR TARİHİ : 26/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı — davalının— sebebiyle teminat olarak— senedi verildiğini, bunun herhangi borç ilişkisini içermediğini, senede o tarihte——- mevcut —– satın aldığını ancak davacıdan almış olduğu —- iade etmediğini, daha sonra sanki gerçek bir alacak varmış gibi, sonradan eksik kısımlarını gerçeğe aykırı olarak doldurularak —– sayılı dosyası ile de icraya koyduğunu, takibe itiraz ettiklerini ancak mahkemenin itirazın reddine karar verdiğini, oysa takibe itirazda haklı olduklarını belirterek davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Dava dilekçesi, davalıya usulünce tebliğ olunmuş, davalı vekili cevap dilekçesinde, öncelikle mahkememizin görevli olmadığını, görevli mahkemenin asliye—-olduğunu, senedin — senedi olarak verildiği iddiasının asılsız olduğunu,—- boş olarak verilmesinin senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu anlamına gelmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, icra takibine konu edilen bono dolayısıyla borçlu olunmadığından bahisle açılan bononun ve icra takibinin iptaline dair menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkememiz tarafından dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelenmiş olup; davacı davalıya senet üzerine rakam yazıp senedi imzalayarak verdiğini,—– senedin —- sebebiyle verildiğini, tapu işlemi bittikten sonra senedin iade edilmediğini, senedin daha sonra doldurularak icraya koyulduğunu belirtmektedir. Davalı ise, senedin —- senedi olarak verilmediğini ve anlaşmaya aykırı doldurulduğunu davacının ispatlaması gerektiğini beyan etmektedir. Davaya konu senet incelendiğinde, ——ödeme tarihli, —— davacı …, alacaklısı davalı … ——- görülmektedir. Davaya konu bono incelendiğinde, üzerinde —– olduğuna dair herhangi bir ibare bulunmamaktadır. Yine —–olduğuna dair, dosyaya sunulmuş yazılı bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Davalı taraf, davacının tanık dinletme talebine muvafakat etmemiştir. Herhangi bir yazılı anlaşma, bilgi ve belge bulunmaması ve davalının tanık dinletme talebine muvafakat etmemesi sebebiyle davacının tanık dinletme talebi yerinde görülmemiştir. Açığa atılan imza, anlaşmaya aykırı doldurulmadığı müddetçe geçerlidir. Davacı taraf senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu ispatlayamamıştır. Açıklanan gerekçelerle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacının, davaya konu bono dolayısıyla borçlu olup olmadığı hususu yargılamayı gerektirmesi sebebiyle davayı açmakta kötü niyetli olduğuna dair kanaat oluşmadığından, davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatının ——-
3-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-)Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan —uyarınca 8.017,33-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
7-)Karar tarihinde alınması gerekli 59,30 TL harçtan, davacı tarafça peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan 978,39 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 919,09-TL harcın karar kesinleştikten sonra talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi