Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1097 E. 2022/19 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1097 Esas
KARAR NO: 2022/19
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/12/2019
KARAR TARİHİ : 13/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mahkemenin huzurunda açmış olduğumuz davada; Borçluların, alacaklı müvekkilimize olan
borcu sebebiyle —– sayılı dosyası ile icra takibi
başlatılmış ve borçlu Şirketler tarafından—- tarihli dilekçe ile takibe itiraz edildiğini, takibin durduğunu, borçlu şirketlerin vekili itiraz dilekçelerinde, alacaklı müvekkiline herhangi bir borçları olmadığını belirtmiş ve alacağın tamamı ile tüm ferilerine itiraz ettiğini, müvekkili şirketin proje kontrol hizmetleri sunmakta olup faaliyetlerini yazılım satış ve
yazılım satış ve eğitimleri yaparak sürdürdüğünü, davalı şirketler de —- ortakları olduğunu, proje kapsamında müvekkil şirkete, — için teklif istemiş ve teklifin ardından sipariş verdiğini, —- tarihinde teslim edildiğini, davalılar lisanslar teslim edildikten sonra, —-düşürmek için müvekkil şirketimize mail gönderildiğini,—, teslim edildikten sonra lisans kullanılmış olduğu için iade kabul etmek de mümkün olmadığını, davalılara,—fatura öncelikle taranıp gönderildiğini, daha sonra kargo kanalı ile gönderilen faturalar, —- tarihinde de davalılara ulaştığını, iki taraf arasındaki ticari ilişkinin tabii sonucu olarak da borçlu şirkete müvekkilimiz tarafından ;
FATURA TARİHİ FATURA NO MEBLAĞ —
—–
olmak üzere “—- kesildiğini, davalı taraflar da —- tarihli, —- tarafından ve davalı şirketlerin logolarının da bulunduğu bir iade faturası kesinleştiğini, lakin lisansların tesliminin ardından, kullanılmış olmalarından mütevellit iade olmaları da mümkün değilken, müvekkil şirketimizce — tarihinde kesilen ve aynı tarihte taranıp gönderilen faturaya karşılık, davalılar tarafından —– tarihinde iade faturası kesildiğini, müvekkil şirketimizce de lisanslı ürünlerin iadelerinin mümkün olmaması sebebiyle ve iade faturasının tarihi göz önünde tutularak davalıların iade faturası kabul edilmediğini, iki tarafın ticari ilişkisinden kaynaklanan bu dava konusu, ödenmeyen faturaya binaen de tarafımızca ——- yapılmayacağından bahisle dosyaya itiraz ettiğini,—- kısmını kabul ettiğini, İcra dosyasına da —- borç tahsilatı adı altında ödeme yapıldığını, ——sayılı dosyasından devam edebilmek ve hem usul ekonomisi açısından hem de müvekkilimizin daha fazla hak ve alacak kaybına uğramaması için davalılara yeniden ödeme emri gönderilmesi talebinde bulunulduğunu, İcra Müdürlüğü tarafından talebin red edildiğini, —– dosyası ile yeniden icra takibi başlatıldığını, davalı şirketler —- dilekçelerinde, dosyaya haksız, mesnetsiz ve kötüniyetli olarak itiraz ettiklerini, itirazın iptali davaları, — kapsamında yer aldığı için tarafımızca — başvuru yapıldığını, davalılar taraflar vekili ile —- tarihinde yapılan arabuluculuk toplantısında anlaşma sağlanamadığını, borçlu şirketin haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli itirazı neticesinde zarara uğramış olup, mağduriyetinin giderilmesi amacı ile takip bedelinin % 20’ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; alacaklı olduğunu iddia eden taraf müvekkillerinden alacağı olduğu iddiasıyla —– dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkilim şirketler adına süresinde takibe itiraz edildiğini, müvekkil şirketlerin davacı yana herhangi bir borçları olmadığından dolayı alacağın tamamı ile tüm ferilerine itiraz ettiğini, davacı yanın dilekçesinde faaliyet alanlarının proje kontrol hizmetleri sunma ve yazılım satış ve eğitimleri yaparak sürdürdüklerini ifade ettiklerini, Müvekkil şirketler—-bir arada olmak kaydıyla —– ortakları olup davada taraf sıfatı olarak bulunmaları bundan dolayı davacı yan müvekkillerine lisans satışı yaptıklarını, bu aşamada — sipariş edildiği daha sonrasında da —- adına iletişine geçildiği ifade edildiğini, müvekkillerine faturanın gönderilmesinden sonra aradan uzun süre geçmesi üzere iade faturası kesildiğini, bunun üstüne davacı da bu iade faturasını kabul etmediklerini edemeyeceklerini belirttiğini, davacı yan salt aradan geçen zamanı ve verilen hizmet ve ürünün kullanılmış olduğu karinesi ile lisanslı ürünlerin iadelerinin mümkün olmaması sebebiyle ve iade faturasının tarihi göz önünde tutularak davalıların iade faturası kabul edilmediğini belirtmeleri kabul edilemeyeceğini, soyut bir iddiadan bahseden davacı hukuki dayanaktan yoksun bu iddiasını ispatlayamadığını, taraflar arasında ticari ilişkiden kaynaklanan bu dava konusu kapsamında cari hesap ekstresinde bir alacak durumları olmadığını, davalı müvekkillerinden adi ortaklığın ortaklarından — dosyaya itiraz etmekle birlikte dilekçesinde dosya borcunun— kısmını kabul ettiği yönündeki ifade de gerçek dışı olduğunu, müvekkilin —-İtiraz dilekçesinde bu şekilde bir borç kabul beyanı bulunmadığını, — dosyasında da böyle bir beyan bulunmadığını, yine devamla,”icra dosyasına da— altında ödeme yapıldığını, “— sayılı dosyasının da iş bu dosya ile ilgisi bulunmamaktadır. Zira huzurdaki dava İTİRAZIN İPTALİ davası olup icra dosyası da mevcut olduğunu, usul ekonomisi adı altında farklı bir alacak dosyasının bu dosyayla ilişkilendirilerek yenileme emri gönderdiklerini ifade ederek bunun da reddedildiğini ifade etmeleri bile iyi niyetli olmadıkları gibi mükerrer tahsilat sorusunu gündeme getireceğini, icra dosyasından işlem yapılamaması halinde başkaca bir takip başlatılması mümkün olmayacağını, davacı yan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun bir alacağı talep etmekte ve bunun karşısında itirazlarımıza karşın hukuk methodlarını denemek suretiyle son olarak iş bu huzurdaki davayı ikame ettiğini, davanın reddi ile davacı tarafından haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak ikame edildiğini beyan etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunda;
5.1. Davalı şirketlere ait adi ortaklık tarafından ibraz edilen —–
ilişkin ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak
yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, adi ortaklığın ticari
defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun olduğu, adi ortaklık lehine veya
aleyhine delil kabiliyetleri Sayın Mahkemeniz takdirinde olduğu,
5.2. Tarafların tacir olduğu ve taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu,
5.3. Davaya konu faturanın—-işletmesi adına düzenlendiği, Adi
ortaklığın ortaklarının, davalı —- olduğu,
5.4. Davacının adi ortaklık adına düzenlemiş olduğu—- açıklamalı faturanın adi ortaklık ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ayrıca iş bu faturaya dayanak olan adi ortaklık tarafından düzenlenen imzalı satınalma sipariş formunun olduğu, adi ortaklığın yasal süresi içinde dava konusu faturaya itiraz etmediği, adi ortaklının dava konusu faturayı ilgili vergi dairesine——bildirdiği,
5.5.Davacının adi ortaklık adına düzenlemiş olduğu dava konusu faturayı, adi ortalığın ticari defterlerinde kayıt altına aldığı, iş bu faturaya davalıların yasal süresi içinde itiraz etmediği ve iş bu faturayı adi ortaklığın — bildirimde bulunduğu tespit edilmiş olup adi ortaklık tarafından davacı şirkete yaklaşık—- sonra düzenlemiş olduğu iade faturasının geçerli olmadığı Sonucuna varıldığı, nihai takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
5.6 Davacı şirketin —adet icra takibi başlattığı, —- kapak hesabının yapıldığı iş bu kapak hesabına göre davalı tarafların ödemeyi icra dairesine — olarak ödeme yaptığı dolayısıyla davalı tarafların davacıya— ödeme yaptığı,
5.7. Davacı şirketin davalılara ait adi ortaklık adına — adet fatura düzenlediği karşılığında davalılar tarafından —- yapıldığı ve adi ortaklığın davacı adına düzenlemiş olduğu iade faturasının gerçerli olmadığı neticesinde takip tarihi itibari ile davacı şirketin davalılardan Kaydi —-alacaklı olması gerektiği,
5.8. Sayın Mahkemenin takdirinin işlemiş faizin talep edilebilir yönünde olması halinde, işlemiş faizin —- olarak hesaplandığını bildirir görüş ibraz etmiştir.
DELİLLER
*—-
*Davacı —
*Taraf şirketlere ait —
*Bilirkişi raporu
*Tüm dosya kapsamı
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; Davacı tarafından başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.
—— esas sayılı icra dosyası celp edilerek incelenmiştir.
Davalılar —- işletmesinin ortakları olduğu , davacı tarafından davalı ticari işletme adına ilk olarak —– sayılı dosyasında takibe girişildiği ve takibin adi ortaklık aleyhine yapılamayacağından takip dosyasında taleplerin reddedildiği anlaşılmaktadır.
Taraflara ticari defterlerini sunmak üzere ihtaratlı kesin süre verilmiş, taraf ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına ilişkin ara karar kurulduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —— tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
“Türk Ticaret Kanunu madde 64——- ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirle, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.—-
Davacı taraf bir ticaret şirketidir. Davalı taraf da bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı Bir Bütün olarak değerlendirildiğinde; Davalı adi ortaklığın davacı şirket ile ilgili olan ticari ilişki kayıtlarını — nolu —- hesabında takip ettiği, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının adi ortaklık adına düzenlemiş olduğu —– ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı adi ortaklık tarafından ilgili —- bildirimde bulunduğu, davalı adi ortaklığın iş bu faturaya yasal süresi içinde itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu itibarla adi ortaklığın yaklaşık iki ay sonra gönderilen iade faturasının geçerliliğinin bulunmadığı kanaatine varılmaktadır. Davalının icra dairesine—- ödeme yaptığı anlaşılmakla davacının adi ortaklıktan takip tarihi itibariyle —– alacağının bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Alacağın likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
-Davalıların —- sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin toplam —— üzerinden ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar —— cinsinden uygulanan en yüksek faizi ile birlikte devamına,
2-Hükmedilen —- asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 14.043,54 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.444,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 12.598,84 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davayı kabul – ret oranına göre; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——-bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinden 1.214,40 -TL’nin davalıdan, 105,60 TL ‘nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.378,40 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 2.147,28 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.444,70 TL harç gideri toplamı 3.591,98 TL nin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 22.840,98 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar tarafından yapılan 200,00 TL yargılama giderinin davanın red oranına göre belirlenen 16 TL yargılama giderini davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekillerinin yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——— Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/01/2022