Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1046 E. 2021/942 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1046 Esas
KARAR NO : 2021/942

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/12/2019
KARAR TARİHİ : 21/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA /TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili şirket arasında—–tarihli—– Şartları ve Koşulları (Sözleşme) akdedildiğini, sözleşmeye konu ürünlerin dava dışı —- —– edilmekte olduğundan ürünlerin — teslim almaya hazır olduğu durumda ödemelerin de yapılmasını sağlamak amacıyla dava dışı —– davalı borçlunun —-çekilecek ürünlerin depoya alınması için —- oluştuğunu, ilgili ödemenin, müvekkili şirketi hesaplarına gelmesine karşın ürünlerin konulacağı deponun bildirilmemesi üzerine müvekkili şirketin sözleşmesel yükümlülüğü gereği bir depo kiralayarak bu depoda muhafaza edilmesini sağladığını, müvvekkili davacı şirket tarafından tanzim edilen faturanın davalı tarafından — yevmiye numaralı ihtarname kapsamında iade edildiğini, ——– yevmiye numaralı cevap ihtarnamesine ile faturanın tanzim edilme sebebinin açıklanmasına rağmen fatura bedelinin davalı tarafça ödenmediğini, davalının borca ilişkin itirazlarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğunu ileri sürerek takibe yönelik itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinden bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında tanzim edilen sözleşme hükümleri yerine getirilmeden depolama masraflarının istenmesinin sözleşme hükümlerince aykırılık teşkil ettiğini, müvekkili davalı şirkete davaya konu eşyaların—- bulunduğu ve depolanacağı yönünde bir bilgi verilmediğinden davalının sorumluluğunun olmadığını, davacı tarafın imza edilen sözleşme hükümlerine aykırı ve haksız bir şeklide dava açtıldığı, icra inkar tazminatı talep etmesisinin kabul edilemez olduğunu, — ilamsız icra takip dosyası ile bilinçli olarak haksız şekilde icra takibi yapmasının kötüniyetini ortaya koyduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.
—– Esas sayılı icra takip dosyası celp edilmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösteren—- celp edilmiştir.
——numaralı ara kararı gereğince HMK md. 222 kapsamında ——sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde —- bilirkişi tarafından tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair ara karar tesis edilmiştir.
6100 sayılı HMK Madde 222 – (1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer —- ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle: 22/7/2020 – 7251 sayılı Kanun md. 23) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
6102 sayılı TTK Madde 64-(1)(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler,——, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin – durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her ——— kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, — saklamakla yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, —– gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
6100 sayılı HMK. 222/1 Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1 Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda Mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların birer ——-olduğu,—- taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce, tarafların——— defterleri üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş, Yeminli —— tarafından düzenlene—— tarihli bilirkişi raporu Mahkememize ibraz edilmiştir. Mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle; Davacı ile davalı arasında———akdedildiğini, davacı ve davalı yanca incelenmesi üzere yasal defter ve belgelerin ibraz edildiği, her iki yan yasal defterlerin yasal süresi içinde açılış-kapanış tasdiklerinin yapılmış olduğu ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, davalı şirket yasal defterlerinde davacı şirket;—— yasal defterlerin ise davalıdan —– iken; davalı yasal defterlerine göre —– tarihinde davacı—-olduğu, davacı —– keşide edilen faturayı kayıtlarına almayarak noter kanalı ile davalının iade ettiği görülmekte olduğu, 18/09/2017 tarihli e -posta ile davacı yanca davalıya gönderilen mai ile ürünlerin gümrükde hazır olduğu yönünde bilgi verildiği, sözlemenin —- 7. maddesinde “Gümrükten çekilen malzeme direkt olarak — adresine sevk edileceği, —- — —- kabule hazır olmaması durumunda malzeme — tarihi müşteriye bildirileceği, ilgili ilave nakliye bedeli ve asansör/yürüyen merdiven başına 100 Euro/hafta depolama masrafları fatura karşılığında müşteriden tahsil edileceği ibaresinin yer aldığı, buna rağmen davalının ardiye ve depolama işlemleri için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediği görüldüğünden yapılabilecek hesaplama sonucu 4 adet ekipman için davacının; —- edebileceği hesaplanabileceği”….” belirtilmiştir.
Sunulan bilirkişi raporuna karşı taraf vekillerince beyan ve itiraz dilekçesi sundukları görülmüştür.
Mahkememizin 08/12/2020 tarihli duruşması 2 numaralı ara kararı ile; Davacı tarafın dava dilekçesi —–anlaşılan yazışmaların kimler arasında yapıldığının, yazışmayı yapan —-temsile yetkisi bulunup bulunmadığının, yazışma yapanların şirket ad ve hesabına işlem yetkisi olup olmadığının, yazışmanın hangi muhatap gerçek kişi veya şirket ile yapıldığının tereddüde mahal vermeyecek şekilde 6100 sayılı HMK 31. madde kapsamında açıklanmasına tesis edilen ara karar sonrasında davacı vekili tarafından —- dilekçesi dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememizin 29/01/2021 tarihli duruşmasında; Dosyada mübrez bilirkişi raporunda taraf ticari defterlerinin incelendiği, defter içeriklerine göre alacak ve borç miktarlarının farklı hesaplanmış olduğundan ve ticari defterlerin bilirkişi raporuna konu hali ile HMK m.222 kapsamında doğrudan yargılamaya esas olamayacağı anlaşıldığından, davacının ve davalının tüm iddia, savunma ve itirazları değerlendirilip tartışılmak sureti ile dosyada rapor sunan —- bilirkişisi ile birlikte— heyete dosyanın tevdiine karar verilmiş, Yeminli Mali Müşavir bilirkişi— düzenlenen 04/06/2021 tarihli bilirkişi raporu Mahkememize ibraz edilmiştir. Mahkememize sunulan bilirkişi kök raporunda özetle; “…Davacı —— Genel Sözleşme Şartları ve Koşulları başlıklı Sözleşme uyarınca, davalıya ——- gerçekleştirildiği, söz konusu malzemelere ait ödemenin davalı ——— değerlendirilen sözleşme kapsamında dava dışı —- tarihinde gerçekleştirildiği, ancak —– bulunmadığını, davacı —– davalı—– akdedilen sözleşme kapsamında getirilen malzemelerin serbest depolama —- 26/10/2018 tarih ve—– ödenmesini talep ettiği, ancak davalı şirketin —- ihtarnameyle, akdedilen sözleşmenin 7. maddesinde belirtilen ve söz konusu ödemenin yapılabilmesine olanak sağlayacak davalı şirketi —- yükümlülüğünün yerine getirilmemesi nedeniyle, söz konusu faturayı ödemeyerek davacı şirkete iade ettiği, davacı —- davalıya gönderdiği, —- tarihli karşı ihtarname sonrası davalı şirket aleyhine—— dosyasından—– tarihinde başlattığı icra takibinde —-(karşılığı olarak—-için ilamsız icra takibi başlattığı, söz konusu takibe davalı şirket tarafından itiraz edilmesi üzerine huzurdaki itirazın iptali davasının ikame edildiği, davacı şirket ile davalı şirket arasında akdedilen——, Kaldırma, Depolama başlıklı 7.Maddesinin son derece açık bir şekilde satışa konu malzemelerin konulabileceği özel şartları —— şantiye alanının davalı şirket tarafından temin edilememesi halinde davacı şirketin davalı — söz konusu malzemeleri — etme ve giriş tarihini müşteriye bildirme konusunda davacı şirketin sorumluluğunu düzenlendiği, ancak davacı şirketin ne malzemenin konulacağı depo — bulunmadığı konusunda, ne de malzemenin— konulma tarihine yönelik olarak davalı şirketi bilgilendirmediği, bu bilgilendirmenin yapıldığına kanıt olarak gösterilen yazışmaların davacı şirket ile dava dışı — şirketi arasındaki ——- hazır olduğu ve bedelinin ödenmesi talebiyle sınırlı olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirket ile dava —- doğrultusunda 24/05/2017 tarihli sözleşmenin muhatabının — yönündeki iddiaları hukuki yoruma ihtiyaç göstermekle birlikte, davacı ile davalı arasındaki söz konusu sözleşme hükümlerine uygunluk içermediğinin değerlendirildiği, daha önce düzenlenen Bilirkişi Raporunda, davacı şirket tarafından dava dışı——- nedeniyle sehven farklı bir değerlendirme ve sonuca varıldığı, davacı şirket ile davalı şirket — kayıtları arasında söz konusu işleme ilişkin farklılığın davacı şirketin takip ve dava konusu faturayı muhasebe kayıtlarında alacak olarak göstermesine karşın, davalı şirketin söz konusu faturayı kabul etmeyerek muhasebeleştirmemesinden kaynaklandığı, açıklanan bu hususlar dahilinde davacı şirketin davalı ile akdettiği 24/05/2017 tarihli sözleşmenin 7. Maddesinde yer alan düzenlemeler kapsamında, davalı —– bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle, bu maddeyle düzenlenen hükümler kapsamında davalı şirkete hitaben —– numaralı ve huzurdaki davaya konu icra takibine konu edilen —- faturanın ödenmesinin davalı şirketten istenemeyeceği..” belirtilmiştir.
Taraf vekillerince bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya sunulmuştur.
Mahkememizin 07/12/2021 tarihli celsesinde davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna itirazları tekrar edilerek davanın kabulüne karar verilmesi talep edilmiş, davalı vekili—- reddine karar verilmesi istenilmiş, celse ara kararı ile davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazının reddine karar verilerek aynı tarihli celsede davacı vekili tarafından dava dilekçelerinde yemin deliline başvurdukları, bu hususta müvekkili davacı ile kısa bir görüşme yapmak istediğini, bu nedenle taraflarına kısa bir süre verilmesi talep edilmiş, Mahkememizce davacı vekiline talebi doğrultusunda beyanda bulunmak üzere 1 haftalık kesin süre verilmesine, sürenin duruşma gününden başlamasına, aksi takdirde ilgili delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının huzurda bulunan davacı vekiline ihtarına karar verilmiştir.
Duruşmanın — celsesine davacı —- edilmemiş, davacı vekili tarafından sunulan aynı tarihli dilekçesi ile yemin deliline dayanmadıklarını beyan ederek, yokluklarında karar verilmesini talep ettiklerine dair dilekçe sunulduğu görülmüştür.
——- takip dosyası incelendiğinde;—– üzerinden takibe geçildiği, harca esas değer olarak 99.900,01-TL gösterildiği, takip dayanağı olarak 11/09/2019 vade tarihli cari hesap alacağı belirtildiği, davalı tarafından borca ve faize yönelik itirazda bulunarak takibin durdurulduğu,—— karşılığı olarak hesaplanan 102.370,18-TL üzerinden harçlandırılarak süresi içinde açıldığı görülmüştür.
—– sayılı —- belirtildiği üzere;”— kişilerin irade özgürlüğüne sahip oldukları ve ancak kendi özgür iradeleriyle hak sahibi olup, borç altına girecekleri temel bir ilke olarak benimsemiştir. Bu temel — hukuku alanında sözleşme özgürlüğü ilkesi esastır. Bu ilke sayesinde kişiler özel borç ilişkilerini, hukuk düzeninin sınırları içerisinde yapacakları sözleşmelerle özgürce düzenleme olanağı bulurlar. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 1. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 1.) maddesinde sözleşmenin, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirlerine uygun olarak açıklamalarıyla kurulacağı hüküm altına alınmıştır….”
Dosyaya sunulan beyanlardan, taraflar arasında sözleşmesel ilişki bulunduğu sabit olup, sözleşme ve içeriği uyuşmazlık konusu olmayıp, uyuşmazlığın öncelikle taraf iradeleri ile imzalanan sözleşme hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan —– başlıklı Sözleşmenin “Faturalama” başlıklı 8. Maddesi ile ithal edilen malların —– gelmeden önce müşteriye haber——- başlamadan önce sözleşmede belirtildiği şekilde ithal malzeme bedelinin fatura edilerek tahsilat yapılacağı, yine “Nakliye, Depolama, Kaldırma” başlıklı 7. maddesiyle;—- depolanması için, —-göreceği zemin kat en alt kat seviyesinde — kuru —- tahsis edileceği, Müşteri sözleşme süresi boyunca sözkonusu deponun kuru ve güvenli kalmasını temin etmekle yükümlü olduğu, gümrükten çekilen malzemenin direkt olarak şantiye adresine sevk edileceği, — güvenli deponun sağlanamaması veya şantiye şartlarının malı kabule hazır olmaması durumunda malzeme Müşteri namı hesabına antrepoya sevkedileceği ve antrepoya giriş tarihi Müşteriye bildirileceği, ilave —- bedelinin—— masraflarının fatura karşılığı Müşteri’den tahsil edileceği kararlaştırılmıştır.
Davacı ürünlerin gümrükte teslim almaya hazır olduğunu, ödemelerin de yapılmasını sağlamak amacıyla dava dışı —– verilip —- oluştuğunu, ilgili ödemenin davacı şirket hesabına gelmesine rağmen ürünlerin konulacağı deponun bildirilmemesi üzerine davacı şirketin sözleşmesel yükümlülüğü gereği bir depo kiralayarak bu depoda muhafaza edilmesini sağladığını iddia ederek huzurdaki dava açılmış ise de; Tarafların karşılıklı iradesi ile imzalanan sözleşmenin 7. maddesinde, malzemelerin depolanmasının müşterinin sorumluluğunda olarak ve —- uygun göreceği—- edileceği,— direkt olarak —- adresine sevk edileceği, şantiyede kuru ve güvenli deponun sağlanamaması veya — hazır olmaması durumunda ancak malzemenin müşteri — hesabına antrepoya sevk edileceği, bu halde antrepoya giriş tarihinin Müşteriye bildirileceğinin kararlaştırıldığı, buna karşın somut olayda davacı tarafından gümrükten çekilen mallar doğrudan şantiyeye sevk edilmediği, malzemelerin davalı nam ve hesabına antrepoya sevk edilmesi bakımından sözleşmede kararlaştırılan “şantiyede kuru ve güvenli deponun sağlanamaması veya şantiye şartlarının malı kabule hazır olmaması” şeklindeki koşulların bulunduğuna yönelik davacı tarafından bir iddiada bulunulmadığı, malzemelerin —– davalıya bildirildiği yönünde dosya kapsamında delil bulunmadığı, davacı tarafından —–yazışmalarının davacı ile dava dış———–olduğu ve içeriklerinin malzeme bedellerinin ödenmesine ilişkin olduğunun anlaşıldığı, re’sen seçilen bilirkişiler tarafından dosyaya sunulan ——— raporunun denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, daha önce sunulan 15/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda —– yazışmaları bakımından sehven yapıldığı açıklanan değerlendirmenin raporlar arasında çelişki yaratmadığı gibi bu husustaki değerlendirmenin ayrı bir uzmanlık gerektirmediği ve takdirinin Mahkemeye ait olduğu, yapılan bilirkişi incelemesi ile davacı şirket ile davalı şirket muhasebe kayıtları arasındaki farklılığın davacı şirketin takip ve dava konusu faturayı muhasebe kayıtlarında alacak olarak göstermesine karşın, davalı şirketin söz konusu faturayı kabul etmeyerek muhasebeleştirmemesinden kaynaklandığının belirtildiği, davacı tarafa yemin delili hatırlatılarak bu hususta beyanda bulunması için Mahkemece kesin süre verildiği, kesin süre müeyyidesinin davacı vekiline açıklandığı, buna karşın davacı tarafından verilen kesin süre içinde beyanda bulunulmadığından yemin deliline dayanmaktan vazgeçilmiş kabul edilmesi gerektiği, bunun yanında davacı vekilinin ———- dilekçesi ile yemin deliline dayanmadıklarının açıkça bildirildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin ilgili maddeleri kapsamında uyuşmazlığa konu alacağın varlığı ispatlanamadığı anlaşılmakla, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)İspatlanamayan Davanın REDDİNE,
2-)Karar ve ilam harcı olan alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin yatırılan 1.250,94-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.191,64-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip ve talep halinda davacıya iadesine,
3-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— ödenen —- davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-)Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte olan —- Tarifesi Genel Hükümler 13. maddesi uyarınca hesaplanan —–davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-)Davalı tarafça ödenen 7,80 -TL vekâlet harcının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine, Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.