Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1028 E. 2021/887 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1028 Esas
KARAR NO : 2021/887

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/12/2019
KARAR TARİHİ : 07/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ticari ilişkiden dolayı, müvekkili olan davacı şirketin Euro ve TL cinsinde bakiye para alacağının bulunduğunu, söz konusu alacaklara dayanak faturaların davacı şirket tarafından düzenlendiğini, borçlu şirkete iletildiğini, fatura tutarlarının ödenmesi konusunda taraflar arasında yazışmaların gerçekleştirildiğini, hem alım hem satım sırasında hem de borcun ödenmesi konusunda taraflar arasında birçok e-posta yazışması bulunduğunu, davalı tarafın 31/05/2018 tarihinde müvekkili şirkete sipariş talebini e-mail üzerinden iletmiş olduğunu, davacı şirket tarafından söz konusu siparişlere istinaden teklif hazırlandığını, alım-satım sırasında ürünlerin cinsi, miktarı ve bedellerinin taraflar arasında belirlendiğini, sözleşmenin kurulduğunu, davalı borçlu şirketin kötü niyetli olarak borcunu ödemediğini, davacı şirket tarafından —– için — sayılı dosyası nezdinde takip başlatıldığını, davalının icra takibine kötü niyetli olarak yetki ve borç itirazında bulunduğunu ileri sürerek icra takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %20 den az olmamak kaydı ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından sunulan dava dilekçesi ve delil listesi HMK’nun emredici hükümleri gereğince usulune uygun olmadığını, dava dilekçesinde belirtilen dayanak belge, faturalar ve cari ekstrenin dava dosyasına sunulmadığını, müvekkili davalıya tebliğe çıkarılmadığını, davalı şirketin borcu bulunmadığını, işleyecek ve işlemiş faiz, faiz oranına da itirazda bulunulduğunu, davacı tarafın talep ettiği faizin fahiş olduğunu, icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığını, ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini, davacı tarafın %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; icra takibine davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.
—esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Arabuluculuk son tutanak aslı dosya içerisinde mübrezdir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir 2018 yılına ait — edilerek dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizin 06/10/2020 tarihli ön inceleme duruşması —- kararı gereğince HMK md. 222 kapsamında davacının 2018 yılına ait ticari defterlerini sunulması ve defterler üzerinde inceleme yapılması için ve— numaralı ara kararı gereğince de davalı şirketin 2018 yılına ait ticari defterler üzerinde inceleme yapılmak üzere ——– Hukuk Mahkemesine talimat yazılmasına dair ara karar tesis edilmiştir.
6100 sayılı HMK Madde 222-(1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle: 22/7/2020 – 7251 sayılı Kanun md. 23) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
6102 sayılı TTK Madde 64-(1)(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin—– hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. —- oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin,—— veya benzer şekildeki bir kopyasını,—— yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme,———, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü —- defter tutmak zorundadır.
6100 sayılı HMK 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin —- inceleme duruşması —-yılına ait ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş, — düzenlenen bilirkişi raporu Mahkememize ibraz edilmiştir. Mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle; “.. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davacı delil dilekçesi ekinde ——– sayfa ve 6 madde halinde düzenlenmiş teklif formunun ibraz edildiği, davalının buna itirazı olmadığı, davacı yan tarafından ibraz edilen yasal defterlerin e-defter olduğu ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, davacı yanca keşide edilen faturalara davalı tarafından itiraz edilmediği ya da iade faturası düzenlenmediği, davacı tarafından —haddin üzerinde kalan 3 adet fatura bedelinin —- bildirilerek tarafların mutabık oldukları, 1 adet 4.460-TL bedelli faturanın davalı yana tebliğ edilip edilmediği, davalı defterlerinde bulunup bulunmadığının tespit edilemediği, davacı yasal defterlerine göre davalı şirkketten takip tarihi olan ——- görüldüğünü, ” belirtilmiştir.
Mahkememizin 06/10/2020 tarihli ön inceleme ——— kararı ile davalının defterlerinin incelenmesi yönünden —- Asliye Ticaret Mahkemesine istinabe yazılmasına karar verilmiş, —- raporunda özetle; “… Davalı firmanın —–açılış tasdiklerinin zamanında yapılmış olup, (davalı şirketin ——ortamda defter tuttuğu) TTK ve VUk’a göre uygun oldukları, davalı şirketin —— tarihi itibariyle davacı firmaya olan borç bakiyesi —– —- olduğunun ticari defterlerden tespit edildiği, dosya içerisinde yer alan —-Esas sayılı dosyasında bulunan——- takip talebinde faiz hesaplamasının yapılmadığı, söz konusu durumun takdirinin Mahkememize ait olduğu, davalı ———olduğu, takip talebinde ise talep edilen tutarın ülkemiz para birimi cinsinden —- davalının —- bakiye tutarı ile takip talebindeki—- tutarının örtüştüğü, 4.932,39-Euro’nun takip tarihindeki kur karşılığına denk gelmediği, asıl alacak tutarının ise; —- ” belirtilmiştir.
— sayılı takip dosyası incelendiğinde; Davacı tarafından 4.932,39 Euro asıl alacak üzerinden cari—- dayalı alacağın tahsili talebiyle davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından süresi içinde icra müdürlüğünün yetkisine, borca, faiz ve fer’ilerine itiraz ederek takibi durdurduğu, huzurdaki davanın yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK 114/1. maddesinde dava şartları tek tek düzenlenmiş olup, 114/2. Maddesinde “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” denilmiştir. İtirazın iptali davaları da HMK 114/1 maddesinde belirtilen genel dava şartları yanında; Geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması, Borçlunun geçerli bir itirazının bulunması, Davanın süresinde açılmış olması, Hukuki yarar bulunması, Takibi geçersiz kılacak diğer sebeplerin bulunmaması şeklinde özel dava şartlarına tabidir. Bu nedenle, İİK’nın 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptâli davalarında mahkemenin yetkisine itiraz edilsin yada edilmesin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın incelenmesi gerekmektedir.
Davalı tarafından HMK 6. Madde kapsamında icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı incelendiğinde, Mahkememizin 07/12/2021 tarihli celse ara kararı ile taraflar arasında yetkili icra müdürlüğünün belirlenmesine ilişkin yetki sözleşmesi bulunmadığı da dikkate alınarak para alacağına ilişkin uyuşmazlıkta alacaklı kendi ikametgahı icra dairesinde takip başlatabileceğinden TBK m.89 gereği icra dairesinin yetkisine yönelik davalı itirazının reddine, mahkemenin yetkisine yönelik davalının itirazının bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.
Yapılan bilirkişi incelemeleriyle; Taraflara ait ticari defter ve kayıtların usulüne uygun tutulduğu, miktaren yasal sınır üzerinde bulunan faturaların taraflarca —– formlarında beyan edildiği, her iki tarafa ait ticari defter kayıtlarına göre davacının takip miktarı kadar ile davalıdan alacaklı olduğu tespit edildiği” yönünde rapor tanzim edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; Taraf ticari defterler kayıtlarının incelenmesine ilişkin Mahkemece re’sen seçilen bilirkişiler tarafından tanzim edilen raporların denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, ancak icra takibine konu faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu durumda faturaya konu malların/hizmetin davalı tarafa tesliminin ispat edilmiş olduğunun kabulü gerektiği, basiretli bir tacirin teslim almadığı bir mala/hizmete ilişkin faturayı ticari defterine kaydetmemesi gerektiği, ticari defterlerinin aksinin de HMK 222/3 maddesi uyarınca senet veya diğer kesin delillerle ispatlanması gerektiği, takip konusu borcun her iki taraf ticari defter kayıtlarında yer aldığının yapılan bilirkişi incelemesiyle tespit edildiği, aksi yönde bir delilin dosya kapsamında yer almadığı, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen asıl alacağın icra takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanan %20 tutarında icra inkar tazminatına ayrıca davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)Davalının —– Esas sayılı icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin 4.932,39-Euro asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca; —- mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faiz yürütülmesine,
3-)Davalı itirazında haksız olduğu anlaşılmakla; asıl alacağın %20 sine karşılık gelen 6.224,40-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
5-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Alınması gereken 5.209,32-TL harçtan, peşin alınan 375,97-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.833,35 -TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
7-)Tespitine karar verilen para alacağının karar tarihi itibariyle —— efektif satış kuru üzerinden Türk Lirasına çevrilerek hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan —– 13. Maddesi uyarınca 10.713,11-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-)Davacı tarafça yatırılan 635,27-TL harç ile iş bu dosyada yapılan 1.888,50-TL posta/ tebligat ücreti olmak üzere toplam 2.523,77-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi