Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/912 E. 2023/1061 K. 22.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/912
KARAR NO : 2023/1061

DAVA : Öz Sermaye Tespiti
DAVA TARİHİ : 19/12/2023
KARAR TARİHİ : 22/12/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili davacı şirket ile —-ve—-isimli şirketlerin aynı pay sahiplerine ait olduğunu, her iki şirketin de paydaşlarının—-olduğunu, şirket ortakları —–şirket sermayesini arttırmak istediklerini bu nedenle ortakların —— isimli şirketteki hisse değerlerinin TTK’nın 342. Maddesi gereği değerinin tespitini talep ettiklerini talep etmiştir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 342. Maddesi ” Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamaz” hükmünü getirmiştir.
Aynı kanunun 343. Maddesi ” Konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilir. Değerleme raporunda, uygulanan değerleme yönteminin somut olayın özellikleri bakımından herkes için en adil ve uygun seçim olduğu; sermaye olarak konulan alacakların gerçekliğinin, geçerliğinin ve 342 nci maddeye uygunluğunun belirlendiği, tahsil edilebilirlikleri ile tam değerleri; ayni olarak konulan her varlık karşılığında tahsis edilmesi gereken pay miktarı ile Türk Lirası karşılığı, tatmin edici gerekçelerle ve hesap verme ilkesinin icaplarına göre açıklanır. Bu rapora kurucular (…)(1) ve menfaat sahipleri itiraz edebilir. Mahkemenin onayladığı bilirkişi kararı kesindir” hükmünü getirmiştir.
Her ne kadar davacı yanca davada taraf sıfatının ayni sermayeleri tespit edilerek ayni sermaye olarak konulacağını belirttiği —- isimli şirkete ait olduğunu belirtmiş hatta bu hususta örnek bir yerel mahkeme kararı sunmuş ise de bu davada aktif husumet hisselerin maliki olan ortaklara aittir. Bilindiği üzere şirketlerin ortaklarından bağımsız olarak davalarda taraf ve dava ehliyetleri vardır. Ortakların her iki şirkette de hissedar ortak olmaları davacı şirkete aktif husumet ehliyeti bahşetmeyecektir. Aksi durumda şirketlerin maliki olmadıkları menkul gayrımenkul hisse senetleri vs. Hakkında dava açabilmelerine olanak sağlar ki bu kanunun istediği bir durum değildir.Taşınır ve taşınmaz mallar hisse senetleri üzerinde tasarrufta bulunma hakkı malikine aittir. Payın maliki pay üzerinde tasarrufta bulunabilir. Bu davalarda verilen kararlar istinaf ve temyiz yoluna kapalı olduğundan mahkemelerin farklı uygulamaları söz konusu olabilmekte emsal yüksek mahkeme kararları bulunmamaktadır. Ancak gerek mahkememizin gerekse de adliye bünyesindeki başka ticaret mahkemelerinin de uygulaması bu yöndedir. Mahkememizin istikrarlı uygulaması bu yöndedir. ( Bkz. Mahkememizin —– Esas, —-karar sayılı kararı, —- Esas, —- karar sayılı kararı, :—- Esas —– karar sayılı kararları )
6100 sayılı HMK’nın 114/1-d madde ve fırkası tarafların dava ve taraf ehliyetlerine sahip olmasını dava şartı olarak düzenlemiştir. Aynı kanunun 115. Maddesi mahkemenin dava şartı noksanlığını yargılamanın her aşamasında resen dikkate alması gerektiğini belirtmiştir. Davacının ayni sermaye olarak koymak istediği ve bu nedenle değerinin tespitini talep ettiği hisselerin kendisi adına kayıtlı olmadığı, ortakları adına tescilli olduğu görülmüştür. Bu davanın dava dışı hisselere malik olan paydaşlar tarafından hasımsız olarak davacı şirketin adı zikredilmek sureti ile ( Yani bu şirkete ayni sermaye olarak konulmak istendiği belirtilmek sureti ile ) açılması gerekmektedir. Aktif husumet dava şartı olup yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gerekmektedir. Davacının dava açmak için aktif husumeti olmadığı görülmüş bu nedenle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının öz sermaye tespitine yönelik davasının 6100 sayılı HMK’nın 114/1-115/2 maddeleri gereği USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,Dair karar, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 597. maddesi gereğince kesin olmak üzere, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oy birliği açıkça okunup usulen anlatıldı.