Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/80 E. 2023/650 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/80
KARAR NO : 2023/650

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/02/2023
KARAR TARİHİ : 13/07/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

DAVA: Davacı vekili 01/02/2023 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla —-İcra Müdürlüğü —-. sayılı dosyası üzerinden — cari hesaptan kaynaklanan alacak sebebiyle başlattığı takibe davalı borçlunun borçlu olmadığını iddia ederek itiraz edere takibi durdurduğunu, işbu itirazın sadece takibi sürüncemede bırakarak müvekkilin haklı alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla yapılmış olup haksız ve mesnetsiz olduğu, arabuluculuk sürecinde taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, davacı yanın haksız ve mesnetsiz itirazının iptali amacıyla işbu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, davalı takip borçlusunun kötü niyetli olarak takibe itiraz ederek durmasına yol açmak suretiyle müvekkilinin alacağına kavuşmasını engellediğini işbu sebeplerle davalı borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belrterek davanın kabulüne, davalının haksız ve mesnetsiz itirazının 2.955,33 tl üzerinden iptaline ve takibin takip tarihi itibariyle işleyecek faiz, vekalet ücreti ve tüm ferileri ile birlikte devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ettikleri ile dilekçeleri ekindeki Arabuluculuk Son Tutanağı, Cari Hesap Ekstresi, Vekaletname görülmüştür.

CEVAP: Davalı vekilinin icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesi haricinde davalının dava dosyasına sunduğu herhangi bir cevap dilekçesi görülmemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, açık hesap ilişkisine dayalı —- İcra Dairesinin —- Esas sayılı ilamsız takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.Her ne kadar takip cari hesap alacağı adı altında başlatılsa da taraflar arasındaki ilişki açık hesap ilişkisidir
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. (6762 sayılı TTK’nın 87) maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddelerde cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.
Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz.
Taraflar arasındaki ilişkinin cari hesaba değil açık hesap ilişkisine dayalı olduğu anlaşılmış ve mahkememizce bu yönde yargılama sevk ve idare edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan açık hesap ilişkisine dayalı alacak talebinde bulunmaktadır.Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Her iki ticari defterlerde yer alan kayıtlar birbiri ile uyuşması halinde ticari defterler ,içeriğine göre delil vasfına sahip olabilecektir.Eldeki dosya incelendiğinde,mahkememizin 25/04/2023 tarihli celsesinde taraf ticari defterlerinin incelenmesi için ara karar kurulduğu,ara kararda 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesinin ihtar edildiği ancak davalı tarafın inceleme günü ticari defterlerini sunmadığı görülmekle davacı tarafın ticari defterlerinin usulune uygun olduğu ve bu yönüyle davacı lehinbe delil teşkil edeceği,davalı tarafın ticari defterlerini sunmaması nedeniyle ticari defterlerini sunan davacı kayıtlarının davacı lehine delil teşkil ettiği ayrıca davalının davacıdan alım yaptığını ba formuna beyan ettiği görülmekle asıl alacak miktarı olan 2.955,33 TL miktarınca davanın kabulüne karar verilmiştir.6098 sayılı TBK’nın 117.maddesine uygun temerrüt ihtarı bulunmadığından takip öncesi işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Asıl alacak faturalara bağlı olduğundan belirlenebilir ve likit olmakla kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.Yukarıda beliritlen gerekçeler ışığında davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile—-. İcra Müdürlüğünün—- Esas Sayılı dosyasına yapılan itirazın 2.955,33 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilerek devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacak belirli ve likit olduğundan kabul edilen asıl alacak miktarı olan 2.955,33 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 2.955,33 TL lik kısım yönünden alınması gereken 269,80 TL harçtan peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,9‬0 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 179,90 TL peşin harç ve 179,90 TL başvurma harcı davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 2.955,33 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 215,25 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.715,25 TL yargılama giderin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8- 3.120,00 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,Dair; 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca KESİN olarak verilen davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.