Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/791 E. 2023/906 K. 13.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/791 Esas
KARAR NO: 2023/906
DAVA: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ: 11/03/2023
KARAR TARİHİ: 13/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İNCELEME VE GEREKÇE: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——— Plakalı araç ile 19.07.2020 tarihinde ——— plakalı aracın hasarından kaynaklı ödenen ödemenin rücu talebi ile icra takibi yapılmasını, davacının bu kazada rücu ya sebep hiçbir durumu olmadığını belirterek, Sigorta şirketi bu hasarı poliçe kapsamında karşılaması gerektiğini, Davacı tarafa haksız yere rücudan kaynaklı icra takibi yapıldığını belirterek işbu para tahsili yapıldığını, davacı dosya borcunu haciz tehdidi altında ödediğini, davalı, davacı müvekkilinden sözde alacağını bu yolla tahsil ettiğini, bu noktada mahkememizce söz konusu icra dava dosyasının celbini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetki itirazında bulunduklarını, 19/07/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkili şirket tarafından ZMMS sigortası kapsamında dava dışı ——— 06/10/2020 tarihinde 2.507,50-TL ödeme yapıldığını, davacının kırmızı ışıkta geçerek ağır kusuruyla kazanın meydana gelmesine sebebiyet vermiş olup bu nedenle kendisine rücu mektubu gönderildiğini, davacının kırmızı ışık ihlalinin ağır kusur olarak sayılması ve hususun sigorta ile teminat altına alınan zararlar arasında yer almaması nedeniyle müvekkili şirketin dava dışı şahsa ödemiş olduğu tazminatı sigortalısından rücu etme hakkı bulunduğunu, Müvekkili Şirketin; Karayolları Trafik Kanunu’nun 91 maddesi ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası uyarınca, sigortalısının kusuru ile 3. kişilere verdiği zararı, yine poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğu da göz önüne alındığında, Mahkeme’ce ——— Dairesi’nin en az yedi uzmanının katılımı ile oluşan Genişletilmiş Uzmanlar Heyeti veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bir bilirkişi heyeti marifetiyle detaylı inceleme yapılarak kusur tespitinin yapılmasının hukuki bir zorunluluk olduğu aşikardır. ——— Dairesi’nin en az yedi uzmanının katılımı ile oluşan Genişletilmiş Uzmanlar Heyeti veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bir bilirkişi heyeti marifetiyle detaylı inceleme yapılarak kusur tespitinin yapılması gerektiğini, davacının davaya konu icra takibinde işlemiş harç ve masraflarını faiz ve ferilerini müvekkili şirketten talep etmesinin haksız olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.——— sayılı ilamında;”Dava İİK. 72.maddeye dayalı icra tehdidi altında ödenen paranın tahsili niteliğindedir.İcra takibinden sonra açılan menfi tespit ve istirdat davalarında yetkili mahkeme İİK 72/son maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Hükme göre menfi tespit ve istirdat davaları takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Somut olayda İcra Taskibi ——— ilinde başlatılmış olup davalı şirketin merkezi ———- ilindedir. Davalı yetki itirazında seçimlik hakkını kullanarak ——— Ticaret mahkemesinin yetkili olduğunu bildirmiş davalının süresinde yaptığı yetki itirazı yerinde görülerek icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu ——— Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğu anlaşılmakla dava dilekçesinin yetki yönünden reddi ile mahkememizin yetkisizliğine karar verilmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklindeki gerekçelere yer verilerek yetkisizlik kararı verildiği görülmüştür.Benzer konuya ilişkin ——— sayılı ilamında; “Dava, davacı sigorta şirketince sigortalısı bulunan davalıya sigorta poliçesi uyarınca yapılan fazla ödemenin istirdatı istemine ilişkindir. Mahkemece; yetkisizliğe, dosyanın talep halinde yetkili ——— Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.6100 sayılı HMK.’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”, Yine aynı Yasa’nın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır Ancak, HMK.’da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup, haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp, bir seçimlik yetkidir. Diğer taraftan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi ile ZMSS Genel Şartlarının C.7.maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilmiştir.Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman şeçme hakkı davalılara geçer.” şeklinde gerekçelere yer verildiği görülmüştür.——— sayılı ilamında; “Yetki, bir davanın hangi yerdeki görevli mahkeme tarafından görüleceğini ifade eder. Kural olarak bütün davalar için uygulanan yetki kuralına, genel yetki kuralı ve bu kurala göre belirlenen mahkemeye de genel yetkili mahkeme denir. Genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerindeki mahkemedir. Her dava, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, açıldığı tarihte davalının yerleşim yeri sayılan yer mahkemesinde görülür. Bundan başka, bazı davalar için, davalının yerleşim yeri mahkemesinin yanında, başka yer mahkemeleri de yetkili kılınmıştır. Mesela aynı kanunun 16.maddesine göre haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. Bu hususun örneklerinden biri de İ.İ.K.’nun 72. maddesinin son fıkrası olup, buna göre;Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilecektir. Verilen bu örnekler özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Yetkinin kesin olmadığı bu gibi hallerde davacı davasını hem genel, hem de özel yetkili mahkemede açabilir.Somut uyuşmazlıkta dava, haksız fiil kökenli İİK 72/3.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olup davacı davasını HMK’nun 6.maddesi gereğince genel yetkili mahkeme olan davalının ikametgahı mahkemesinde açabileceği gibi İİK’nun 72/son fıkrası gereğince özel yetkili mahkeme olan takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde veya HMK’nun 16.maddesi gereğince haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yer mahkemesinde de açabilecektir.O halde; iş bu davanın, davacının seçimlik hakkı gereği trafik kazasının gerçekleştiği yer olan ———- mahkemelerinde de açılabileceği gözetilerek, davanın yetkili mahkemede açıldığının kabulü ile yetkiye yönelik itirazın reddedilerek, uyuşmazlığın esastan incelenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.” şeklinde gerekçelere yer verildiği görülmüştür.Dosyaya sunulu ekspertiz raporundan kazanın yapıldığı yerin ———– olduğu anlaşılmıştır.Sonuç olarak, davacının haksız tahsil edilen bedele ilişkin istirdat davası açtığı, para alacaklarında davacının yerleşim yerinin yetkili olduğu, davacının da yerleşim yerinin ——— olduğu, istirdat davasına konu trafik kazasının ——— ilinde gerçekleştiği, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi ile ZMSS Genel Şartlarının C.7.maddesinde Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceğini hüküm altında aldığı, davacının da davayı ———- ilinde açtığı hususları hep bir arada değerlendirilerek karşı yetkisizlik kararı vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava konusu uyuşmazlıkta ——— ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN yetkili olduğu anlaşıldığından davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİ İLE; Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, yetkili Mahkemenin ——– ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA,
2-Kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesinden sonra dosyanın resen HMK’nın 22/2.maddesi gereğince yetkili mahkemenin belirlenmesi için ——— MERCİ TAYİNİ için GÖNDERİLMESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde ———- Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.13/11/2023