Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/735 Esas
KARAR NO: 2023/912
DAVA: Mülkiyet (Tespit İstemli)
DAVA TARİHİ: 22/04/2020
KARAR TARİHİ: 16/11/2023
——— sayılı görevsizlik ilamı üzerine dosyanın Mahkememizin ——— Esas sırasına kaydedilip incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun süre başka servislerde ik ücretlerle şoför olarak taşımacılık işini yaptığını, 2015 yılında kendi servis aracını almaya karar verdiğini, kredi talebinin Bankalarca kabul görmemesi üzerine, amcasının oğlu olan ———- teklifi üzerine kendisine güvenerek ——– Şti. adına yapılan kredi başvurusu ile şirket adına ——— marka ve modelli aracı satın aldığını, aracın kendisine teslim edildiğini, taraflar arasında yazılı olarak da aracın … ait olduğu ve aracın çalıştırılmasından kazanılan gelirin … öz oğlu ———- adına yatırılmasının kararlaştırılmış olduğunu; aracın satın alınması için alınan kredinin tamamının gelini ——–, oğulları ——– ve ——— tarafından ödenmiş olduğunu, 30.000TL’nin de ——— müvekkili tarafından elden ödenmiş olduğunu, ——— plaka sayılı bu araç için 08.01.2016 tarihinde halk arasında “yol belgesi” olarak da bilinen “———-”nin de alındığını, ———- Merkezi tarafından 11.02.2016 tarihinde alınan ———– sayılı kararla ———– 22.07.2016 tarihli ——— meclis karar numaralı onay kararı sonrasında ticari servis taşımacılığı yapan 9–1 araçlar dahil tüm servis araçlarının taşıt kartı sahibi olması gerektiğine karar verildiğini, müvekkiline ait aracın yeni taşımacı statüsüne alındığını, devrinin yapılmasına sınırlama ve engelleme getirilmediğini; son taksit ödemesinin 17.04.2019 tarihinde oğlu kadir tarafından yapıldığını, ——— aracın ve araca tanımlı servis taşımacılığı kartının devrini talep ettiğini, uzunca bir süre beklemesi gerektiğinin kendisine söylendiğini, anca aracın mülkiyetinin devredileceğini, taşıt kartının verilmeyeceğinin ifade edildiğini, kartı müvekkiline satmak istediğini, bu nedenle öncelikle ———- sayılı araç ve araca tanımlı servis taşımacılığı kartının başka şahıslara devrinin engellenmesi için tedbir kararı ile nihayetinde davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı Şirket vekili 02.07.2020 tarihli cevap dilekçesinde, müvekkili şirketin ———- birden fazla şirkete taşımacılık hizmeti verdiğini, şirket yetkilisi ———— çalışanlara işlerde kullanılmak üzere araçları kullandırdığını, davacı … de——– plakalı aracı verdiğini, davacının bu aracın maliki olduğu iddiasıyla yazılı bir belge banka dekontu sunduğunu, dava konusu aracın şirket tarafından kredi kullanılarak satın alındığını, şirket yetkilisinin başlangıçta ödemeleri yaptığını, daha sonra iş yoğunluğu nedeniyle davacı … taksit ödemelerini yapmasını istediğini, … ödemeleri aracın geliriyle yaptığını; davacı Şirketin çalıştığı firmaların bir kısmının araç kullanım bedelini aracı kullanan kişinin hesabına yatırmak istemesi üzerine, anılan yazılı metni firmalara verilmek üzere davacıya verdiğini, davacının oğlu ——— de 15.03.2019 tarihli, ———- yevmiye numaralı vekaletnameyi vererek bu araç taksitlerinden ziyade maaşında bu gelirden tahsil edilmesi yetkisi verildiğini; aracın toplam maliyetinin 90.000TL’ye vardığını Şirketin 72.000TL kredi çektiğini ve 30.000TL’nin şirket tarafından peşin ödenmiş olduğunu, … son taksit ödeme tarihi olarak belirttiği 17.04.2019 tarihinden önce 15.03.2019 tarihinde ——— adına olan 15.03.2019 tarihli, ——— yevmiye numaralı vekaletnameyi almasının çelişki olduğunu; davacının, şirket adına olan ———- plaka sayılı ——— marka aracın ve bu araca tanımlı servis taşımacılığı kartının kendisine verilmesinin dayanağının bulunmadığını, müvekkilinin ——— numaralı soruşturma dosyasıyla yaptığı müracaata bağlı soruşturmanın devam ettiğini, davanın ispatı gerektirdiğini, müvekkilinin kötü niyeti bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Dava ve cevap dilekçeleri ile tüm dosya kapsamı.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:Dava, aracın mülkiyet tespitine ilişkindir. ——— sayılı görevsizlik ilamında “Dava konusu ———- plakalı ——— marka ——– model aracın, yolcu naklinde kullanlıan bir minibüs olduğu ve 12/07/2019 tarihinde davalı şirket adına kayıtlı olduğu görülmüştür. Görev HMK. 114/c maddesi gereğince dava şartı olup, HMK 115 Maddesi gereği, dava şartları davanın her aşamasında re’sen incelenerek karar bağlanır. Dava konusu aracın ticari bir araç olması, bu aracın tacir olan davalı şirket adına kayıtlı olması, bu aracın davacı tarafından kendisine ait olduğunun iddia edildiği, bu hali ile tüm dosya kapsamına göre davanın Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanına girdiği anlaşıldığından, TTK’nun, 4,5 v.d maddeleri gereğince mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.6102 sayılı TTK’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmasının gerekli ve yeterli olduğu belirtilmiş; müteakip 5. maddesinde ise, “Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görev konusunda kazanılmış hak da sözkonusu olmaz. ——– sayılı ilamında: “Açıklanan nedenlerle ve özellikle 6102 sayılı ve ilgili yasal düzenlemeler kapsamında, davalı gerçek kişinin ticari araç maliki olması davanın ticari dava olması ve ticaret mahkemesinin görevli olması için yeterli kabul edilemeyeceğinden” şeklinde açıklandığı, ——— sayılı ilamında: “Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında 3 adet daire ve 1 adet araç satışı yönünden anlaşılma yapıldığı, ödemenin kısmen senetle kısmen davacı tarafından sözleşmeye konu olan parselde bulunan 8 numaralı dairenin mefruşat, aydınlatma ve dekorasyon işlerinin yapılması şeklinde ifa edildiğinin ileri sürüldüğü görülmektedir. Bu durumda, sözleşmenin niteliği ve ödeme şekli nazara alındığında davacının ticari veya mesleki amaçlarla hareket ettiği ve tüketici olmadığı anlaşıldığından uyuşmazlıkta 6502 Sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması mümkün olmayıp genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” şeklinde açıklanmıştır.Yapılan bu açıklamalar ışığında; davalı tacir olup, davacının da tacir olup olmadığının araştırılarak görevli mahkemenin belirlenmesi gerekmektedir. Dava konusu aracın ticari bir araç olması huzurdaki mülkiyet tespiti talebi açısından davayı ticari hale getirmemektedir. Davacının tacir olup olmadığının araştırılmasına yönelik ise; ilgili Vergi Dairesi’nin yazı cevabında mükellefiyet kaydının bulunmadığının bildirildiği görülmüştür. Huzurdaki uyuşmazlığın çözümünde genel mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla; dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin ———Asliye Hukuk Mahkemesi olarak belirlenmesine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle USULDEN REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli mahkemenin ———Asliye Hukuk MAHKEMESİ olarak belirlenmesine,
2-Mahkememizin kararı ile ——–Asliye Hukuk Mahkemesi’nin———-sayılı ilamı arasında karşılıklı görev uyuşmazlığı nedeniyle karar kesinleştiğinde dosyanın uyuşmazlığın giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi için İSTİNAF İLGİLİ HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA GÖNDERİLMESİNE,
3-Mahkememiz esasının bu şekilde KAPATILMASINA ,
4-Harç ve yargılama giderlerinin 6100 Sayılı Kanunun 331. maddesinin 2. fıkrasının 1. cümlesi uyarınca, görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair huzurda bulunan taraf vekillerinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/11/2023