Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/73 E. 2023/661 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/73
KARAR NO : 2023/661

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/01/2023
KARAR TARİHİ : 13/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkilim arasındaki ticari iş ilişkisi çerçevesinde düzenlenen faturaya konu borcun davalıca bugüne kadar ödenmediğinden davalı hakkında —-. İcra Müdürlüğü’nün —–. sayılı dosyasıyla faturaya dayalı olarak 64.800,- TL asıl alacak ve 14.981,67 TL işlemiş faiz toplamının tahsili amacıyla yapılan takibe davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu, fatura içeriğindeki mobilya ve türevi malzemelerin tesliminin gerçekleştirildiğini ve montajı yapıldığını, davalının haksız ve dayanaksız itirazı neticesinde müvekkilinin zarara uğradığını, arabuluculuık sürecinin anlaşamama ile sonıçlandığını belirterek borçlunun borca ve icra takibine yaptığı itirazının iptaline, takibin —– İcra Müdürlüğü’nün —– sayılı dosyası üzerinden devamına, borçlunun takip konusu borcu işlemiş ticari faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sindan az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; “Davalı —— 28.04.2023 günü saat 10:30’da Sayın Mahkemenizde yapılacak bilirkişi incelemesinde hazır bulunmadığı, Sayın Mahkemenize delil, belge ve defterlerini ibraz etmediği, ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişi bildiriminde de bulunmadığı; Kayıtlarını ibraz etmeyen tarafın defter ibrazından kaçınmış ve karşı tarafın delillerini kabul etmiş sayılacakları ve haklarında 28.07.2020 tarihli—- yayımlanan 7251 sayılı kanunun 23. Maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesinin 3. Fıkrası uyarınca ticari defterlerin sunulmaması halinde sunan tarafın kayıtlarına delil olarak dayanılacağı hususundaki takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu; Davacı —–incelenen ticari defterleri ve dayandığı belgeler ile yardımcı defterlerinin birbirini tamamlaması, teyid etmesi ve usulune uygun tutulmuş olması nedeniyle TTK. md. 85 ve HMK 222. madde gereğince sahibi lehine delil niteliğinde bulunduğu; Davacı —- incelenen kayıtlarına göre, davacı —- davalı —– takip ve dava konusu faturadan kaynaklı 01.04.2022 tarihinden itibaren 64.800,- TL alacaklı olduğu; Davalı —– Sayın Mahkemenize delil, belge ve defterlerini ibraz etmediği, ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişi bildiriminde de bulunmadığı, davalı —- kanuni defterleri ve kayıtları incelenemediğinden taraf kayıtları arasındaki farklar konusunda bir görüşün bildirilemediği; Davacı—– tarafından davalı —-kesilmiş 01.04.2021 tarihli, ——numaralı, 64.800.-TL tutarlı e-Arşiv faturanın e-Arşiv kapsamında elektronik ortamda usulune uygun olarak davalıya tebliğ edildiği, e- Arşiv fatura üzerinde “irsaliye yerine geçer” açıklamasının bulunduğu ancak teslim eden ve teslim alana ilişkin isim ve imzaların bulunmadığı; Dava dosyası içeriğinde takip ve dava konusu edilen faturanın, davalı tarafından iade edildiğine dair herhangi bir belgenin görülmediği; Takip ve dava konusu edilen faturanın davacı tarafından Bs formuna konu edildiği, davalı tarafından Ba formuna konu edilmediği; Sayın Mahkemenizin davacı lehine avans faizi hakettiğine hüküm vermesi halinde, davacı tarafın 3095 sayılı yasaya istinaden 19.08.2022 icra takip tarihinden 31.12.2022 tarihine kadar %15,75, 31.12.2022 tarihinden itibaren %10,75 oranında avans faizi talep edebileceği;” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Taraflar arasında faturadan kaynaklı hukuki ihtilaf çıktığı, davacı yanca takip başlatıldığı, takibe itiraz üzerine iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davalı yan süresinde cevap dilekçesi sunmadığı ancak bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır. Davalı yan ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesine esas olmak üzere mahkememize ibraz etmediği görülmüştür.
Davacı şirketin davalı şirket aleyhine başlatmış olduğu—- İcra Dairesinin —– esas sayılı takipteki ödeme emri incelendiğinde 64.800,00 TL asıl alacak ve 14.981,67 TL faiz olmak üzere toplam 79.781,67 TL üzerinden takip başlatıldığı, borcun sebebi kısmına —–numaralı faturadan 64.800,00 TL “yazıldığı görülmüştür.Davacı şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda; “davacının davalıdan takip ve dava konusu faturadan kaynaklı 01/04/2022 tarihinden itibaren 64.800,00 TL alacaklı olduğu ” tespit edilmiştir.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Her iki ticari defterlerde yer alan kayıtlar birbiri ile uyuşması halinde ticari defterler, içeriğine göre delil vasfına sahip olabilecektir.Mahkememizce 28/04/2023 günü yapılması istenilen defter incelemesine davalı yanın hazır olmadığı duruşma olan —- nolu celsede karar verildiği, davalı şirkete duruşma zaptının tebliği ile inceleme gün ve saati ihtar edildiği, davalının ticari defterlerini dosyaya ibraz etmediği gibi dava dosyasına ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişiyi bildirmediği, 6100 sayılı Hmk’nın 222/3. maddesinde, 28/07/2020 tarihli —– yayımlanan 7251 sayılı kanunla ticari defterlerin sunulmamasına ilişkin 23. madde ile değişiklik yapılmış ve ticari defterlerin davalı tarafından sunulmaması halinde davacının ticari defter kayıtlarının lehine delil olacağının belirtildiği, davacının incelenen defter kayıtlarına göre, davacının davalıdan 64.800,00 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, böylece bilirkişinin davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 64.800,00 alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Eldeki dosya incelendiğinde davalı tarafın ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere ibraz etmediği ve bu nedenle usulüne uygun tutulmuş davacı kayıtlarının ticari defterlerin delil niteliği göz önüne alınarak davacı lehine delil teşkil ettiği görülmüş ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı yan takip öncesi döneme ait faiz talebinde bulunmuş ise de davacının davalıyı takipten önce temerrüde düşürdüğünü ispatlayamaması karşısında faiz alacağına ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Alacağın likit olması konusunu Yargıtay Genel Kurulu ,—– Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir. Somut olayımızda alacağın faturalara bağlı olduğu göz önüne alındığında likit ve belirlenebilir olduğu görülerek icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından —-. İcra Müdürlüğünün —–sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 64.800,00 TL üzerinden iptaline takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-64.800,00 TL üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatının (12.960,00 TL) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 4.426,48 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 963,57 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.462,91‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 179,90 TL başvuru harcı, 4.426,48 TL peşin harç toplamı 4.606,38‬ TL ile 2.060,00 TL ( Bilirkişi ücreti, tebligat gideri, müzekkere gideri, Dosya ücreti) olmak üzere toplam 6.666,38‬ TL yargılama giderinden davanın kabul 0,81 ve red 0,19 oranına göre hesaplanan 5.399,76 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Arabuluculuk ücreti 3.120,00 TL’nin kabul oranına 2.527,2‬0 TL’sinin göre davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Arabuluculuk ücreti 3.120,00 TL’nin red oranına 592,8‬0 TL’sinin göre davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 10.368,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde—- Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.