Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/666 E. 2023/1046 K. 21.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/666
KARAR NO : 2023/1046

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 26/09/2023
KARAR TARİHİ : 21/12/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı Şirketin —–(Bundan böyle kısaca ——olarak anılacaktır.), elektrik dağıtım lisansı kapsamında faaliyette bulunmakta olduğunu, sorumluluk alanı genelinde ana hedefi olan sürdürülebilir ve kaliteli enerji sağlamak adına tüketicilere kaliteli ve kesintisiz. enerji sağlamaya ilişkin faaliyetleri tabi olduğu mevzuat hükümleri doğrultusunda yürüttüğünü, davalının, —— numaralı tesisatına kayden elektrik enerjisi kullanmakta olduğunu, davacı şirket kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde, 02/12/2022 tarihinde —— No’lu tutulan kaçak elektrik kullanımı tespit tutanağı ile davalının perakende satış sözleşmesi/ ikili anlaşma olmaksızın “dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata Uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında; yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açılarak” elektrik enerjisi tüketimi yaptığı tespit edildiğini, kaçak elektrik tahakkuk hesap detay! incelendiğinde davalının kaçak elektrik kullandığı görüleceğini, yapılan kontrolde EPDK tüketici hizmetleri yönetmeliğinin ilgili maddelerine aykırı hareketle kaçak elektrik kullanıldığı tespit edildiği, davacı şirket tarafından mevzuat yükümlülüklerine uygun şekilde, kaçak elektrik enerjisi tespit tutanakları, mühürleme belgeleri düzenlenerek kesildiğini, ancak daha sonrasında davalı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacı şirketin işbu davaya konu itirazın yapıldığı icra takibi ile amacının kaçak elektrik tüketimi sebebiyle borçlu davalıya tahakkuk edilen fatura(lar)dan doğan alacakların tahsil edilmesi olduğunu, söz konusu faturalardan doğan alacakların hepsi muaccel olduğu gibi aynı zamanda davalı tarafından bilinen, belirli ve belirlenebilir alacaklar olduğunu, davalı tarafça —- İcra Dairesi’nin —– Esas sayılı dosyasına yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptalini, takibin kaldığı yerden devamını, takibe itirazın haksız ve kötüniyetli olması sebebiyle IIK 67/2. maddesi uyarınca hükmolunan bedelin %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve ücret-i vekâletin davalı yana tahmilini, talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, kaçak/usulsüz elektrik kullanımından dolayı başlatılan icra takibine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Somut olayda davalının tacir olup olmadığının araştırılarak görevli mahkemenin belirlenmesi gerekmektedir. Davalının tacir olup olmadığının araştırılmasına yönelik ise; Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün gelen yazı cevabında davalının gerçek kişi kaydının bulunamadığı, —– Vergi Dairesi’nin yazı cevabında davalının ikinci sınıf olup işletme hesabına göre defter tuttuğunun, son beş yıla ait kazancının 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 177. maddesinin birinci fıkrasının 1 ve 3 numaralı bentlerde yer alan nakdi limitlerin yarısını, 2 numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmadığının görüldüğü,
Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinde “Birinci Sınıf Tüccarlar” sayılmış olup bu maddedeki birinci sınıf tacirlerle ilgili şartları taşımayanlar ise ikinci sınıf tacir sayılırlar. İkinci sınıf tacirler ise ticari işletme hesabına göre defter tutarlar. Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlar ile bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukukî işlemin veya fiilin olması gerekir.
Somut olayda, ilgili Vergi Dairesi’nin yazı cevabına göre davalının işletme usulüne göre defter tuttuğu ve sınırı aşmadığının bildirildiği görülmüş olup, davalının tacir olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı ve esnaf olarak kabulü gerektiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın da ticari dava niteliğinde bulunmadığı anlaşılmakla, huzurdaki uyuşmazlığın çözümünde genel mahkeme asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla; dava şartı yokluğu nedeniyle usuldan reddi ile mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden, İstinaf yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli—–Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, aksi taktirde mahkememizce Resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
3-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece KARAR VERİLMESİNE,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde,mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına ALINMASINA,Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.