Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/643 E. 2023/987 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/643 Esas
KARAR NO: 2023/987
DAVA: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/09/2023
KARAR TARİHİ: 30/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; ——- E sayılı icra dosyası üzerinden davalı vekili tarafından, müvekkili aleyhine cari hesap alacağından kaynaklı genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatılmış olduğunu, takibin dayanağı olan belgenin taraflarına tebliğ edilmemiş olduğunu, ödeme emrinin iptali gerekmekte olduğunu, cari hesap ekstresine dayanılmakla beraber, cari hesap ekstresi kat edilip taraflarına tebliğ edilmemiş olduğunu, bu yönüyle de başlatılan icra takibinin hukuka aykırı olduğunu, öncelikle telafisi güç zararlara sebebiyet verilmemesi açısından, ——- sayılı icra dosyasındaki takibin takdiren teminatsız; mümkün olmaması halinde takdir edilecek teminat karşılığında tedbiren durdurulmasına, dava sonucunda takibin iptaline, müvekkillerin, davalı-alacaklıya takip konusu 277.858,38- tl bedelli cari hesap ilişkisinden dolayı borcunun bulunmadığının tespitine, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı-alacaklı aleyhine icra inkar tazminatı ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davanın öncelikle zorunlu arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddine, davacı şirketin müvekkilim şirkete olan borcu taraflar arasındaki sözleşme hükümleri nedeniyle doğan tazmin borcu olup bu borç davacı şirket yetkilisi tarafından da kabul edilmiş olduğundan, icra takibimiz sonrası yapılan 42.030.TL. ödeme düşüldükten sonra davacı şirketin bakiye borcu 235.828,38.TL. olmakla davanın 235,828,38.TL. Lik kısmının reddine ve davacı şirketçe bu miktar üzerinden %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini, davanın usulden ve esastan reddi taleplerimiz öncelikli olmak üzere İİK.m.72/f.5 cümle 3’ün şartları olayda mevcut olmadığından tazminat taleplerinin de reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, menfi tespit davasıdır.Bilindiği üzere, 18/12/2018 tarihli ——- yayınlanan 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesi ile; “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” ve geçici 12. maddesi ile de “(1) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.” düzenlemesi getirilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na (HUAK) “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığı ile eklenen 18/A maddesinin 2. fıkrasında; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi getirilmiştir. Bu yasal düzenlemeler gereğince 01/09/2023 tarihinden sonra menfi tespit talebi ile açılan ticari davalarda dava açılmadan önce uyuşmazlıkla ilgili arabulucuya başvurup anlaşılamaması halinde son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunludur. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilecektir. Davacı vekiline 6325 sayılı HUAK’nın 18/A maddesinin 2. fıkrasına göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurup anlaşamama tutanağının aslının veya onaylı örneğinin mahkememize sunulması gerektiği hususu 19/09/2023 tarihli tensip zaptı ile 1 haftalık kesin süre içerisinde ibrazı gerektiği ihtar edilmesine rağmen tanınan süre içerisinde arabuluculuk son tutanağını mahkememize sunmadığı, bu aşamada 11/10/2023 tarihinde arabuluculuğa başvurduğu, arabuluculuk işleminin 06/11/2023 tarihinde son bulduğu, ilgili evrakın 10/11/2023 tarihinde dosyaya sunulduğu anlaşılmaktadır.05/04/2023 tarih ——– sayılı ——– yayınlanan Orman kanunu ve bazı Kanunlarda değişiklik yapılmasına dair 7442 sayılı Kanunun 31.maddesinde “6102 sayılı kanunun 5/A maddesinin 1.fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi, alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında” şeklinde değiştirilmiş, aynı yasanın geçici 1.maddesinde “bu maddeyi ihdas eden kanunla 6102 sayılı kanunun 5/A maddesinin 1. fıkrası ve 7036 sayılı kanunun 3. Maddesinin 1. fıkrasına eklenen menfi tespit ve istirdat davaları hakkındaki hüküm 01/09/2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanır” denilmiştir.Netice itibariyle eldeki davanın açıldığı tarih (18/09/2023) itibariyle menfi tespit davalarının zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu yasal düzenleme ile ortaya konulduğu, bu haliyle menfi tespit talebi yönünden TTK 5/A maddesi kapsamında yer alan arabuluculuğa ilişkin dava şartının mahkemece resen göz önünde bulundurması gerektiği, eldeki dava da taraflar arasındaki uyuşmazlığın konusunun menfi tespit davası olduğu, davanın 18/09/2023 tarihinde açıldığı, davacı yanın dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurması gerektiği, ancak başvurmadığı dava aşamasında arabuluculuk evrakının sunulmasının mahkeme tarafından istenilmesinden sonra arabuluculuğa başvurulduğu anlaşılmaktadır. Dava menfi tespit davası olup ticari dava olduğu ve 6325 sayılı HUAK’nın 18/A maddesinin 2. fıkrasına göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurup anlaşamama tutanağının aslının veya onaylı örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunlu olduğu halde davanın arabulucuya başvuru yapılmadan doğrudan açılmış olmasına, zorunlu dava şartı olan “arabulucuya başvuru” koşulunun tamamlanabilir dava şartı olmamasına göre zorunlu dava şartı arabuluculuk koşulu yerine getirilmediğinden ——- Bölge Adliye Mahkesi ——— karar sayılı ilamı nazara alınarak usulden red kararı vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6102 Sayılı kanun 4. Ve 5/A maddeleri, 6325 Sayılı Kanun 18/A-2. Maddesi HMK 114/2. Ve 115/2. Maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 4.745,12 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan bakiye 4.475,27‬ TL harcın davacıya İADESİNE,
3-Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.ye göre tespit edilen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——— Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/11/2023