Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/614 E. 2023/1006 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/614
KARAR NO : 2023/1006

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2023
KARAR TARİHİ : 07/12/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili …, —- yapım adlı prodüksiyon şirketinin sahibi konumundadır. Müvekkili, davalı … ve … ile “—- kanalında yayınlanmak üzere ” —– adında 4 farklı röportajın prodüksiyonu için anlaşmıştır. ( Davalı …’ın herkese açık —– profilinde çekim esnasında paylaşılan fotoğraf ektedir. ) —– kanalına bakıldığında da anlaşılacağı üzere —– ile birlikte toplam 4 kişi ile çekim yapılmış ve bunlar 4 ayrı bölümde yayınlanmıştır. Müvekkili, bu 4 röportajın prodüksiyonu için davalı taraflarla KDV hariç olmak üzere 322.000,00 TL ye anlaşmıştır.( Davacı Müvekkilin, temerrüt faiziyle giderilemeyecek olan munzam zararın Tarafımızca şu aşamada belirlenebilmesi mümkün değildir. Bu zararın miktarı alanında uzman bilirkişiler tarafından bir takım verilerin dosyaya celbiyle birlikte mümkün olacak olup ödeme tarihindeki döviz kurları, emtia fiyatları, gayrimenkul fiyatları ile dava tarihindeki değerlerin karşılaştırılmasıyla mutlak zarar tespit edilecektir. Paranın alım gücü aşırı derecede düşmüş olup dosyaya celp edilecek veriler neticesinde zararın miktarının tespiti mümkün hale gelecektir. Bu nedenlerle munzam zarar yönünden zararların tazminini Hmk m.107 hükmü gereği belirsiz alacak davası olarak ikame etmek gerekmiştir. İşbu zararların hesap edilerek ayrıca Müvekkile ödenmesi yönünde hüküm tesisini, alacak davalarının kabulüne, faturadan kaynaklı miktarı belirli olan şimdilik 230.833,2 TL (fazlaya dair talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla) alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte tarafımıza ödenmesine, munzam zarar yönünden ise 5.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkili davacıya verilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu olduğu iddia edilen iş, ticari nitelikte olmadığı gibi taraflar da tacir değildir. Bu sebeple, ticari dava konusu edilmesi mümkün olmadığından, huzurdaki davanın, görevsiz Mahkemede açıldığını, görev konusu, Sn. Mahkemece zaten re’sen gözetilecek hususlardan olduğundan, tensip tutanağında da, tarafların tacir olup olmadığının araştırılması için (—-) nolu ara karar oluşturulmuştur. Ara karar gereği yerine getirildiğinde, huzurdaki davada, tarafların tacir olmadıkları, dava konusunun ticari nitelikte olmadığı ve dolayısıyla ticari davaya konu olabilecek nitelikte bir ihtilafın mevcut olmadığı, bu sebeplerle, görev yönünden beyan ve itirazları tekrar eder, öncelikle görev yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, alacak istemine ilişkindir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. HMK 114/1.c maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarından olup, HMK 138 maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. HMK 115. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” düzenlemesi yer almaktadır.TTK’nun 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1.fıkrasında “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda …” sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir.6102 sayılı TTK 16/1.maddesinde: “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” ve TTK’nun 19. maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; açılan dava TTK’nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde ticari dava niteliğinde olmadığı, başka bir ifadeyle davacı ile davalı kişiler arasındaki uyuşmazlık alacak istemine ilişkin olup, tarafların tacir olmadığı, Davalı … ve davacının işletme esasına göre defter tuttuğu, davalı …’ın sınırı aşmadığından esnaf olduğu anlaşılmakla, görevli mahkeme genel hukuk mahkemesi olan asliye hukuk mahkemesi olduğu, dava şartı yokluğu nedeniyle usuldan reddi ile mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden, İstinaf yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli —–Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, aksi taktirde mahkememizce Resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
3-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece KARAR VERİLMESİNE,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına ALINMASINA,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair tarafların yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı .