Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/58 E. 2023/561 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/58 Esas
KARAR NO:2023/561
DAVA:Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ:26/09/2022
KARAR TARİHİ:13/06/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi.

DAVA:Davacı vekili 26/09/2022 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; 3.058,60 USD tutarındaki alacağın 02/07/2021 tarihinden itibaren işleyecek kamu bankalarının o yabancı para birimi için bir yıllık mevduata uyguladığı en yüksek orandaki faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, yetki, derdestlik ve zamanaşımı itirazları nedenleriyle davanın reddi gerektiğini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:———-Karar sayılı yetkisizlik kararı ile dosyanın mahkememize tevzi edildiği görüldü.
Dava, işyeri sigorta poliçesi gereği ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Dava dışı sigortalı—- arasında imzalanan 30/07/2015 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi ile ——— adresinde bulunan iş yeri davalı tarafından kiraya verilmiş, davaya konu su sızması 24/07/2020 tarihinde meydana gelmiştir.Dava konusu iş yeri dava dışı sigortalı———-sigortalı olarak yer aldığı kapsamlı iş yeri sigorta poliçesi ile —-tarihleri arasında 257.570,00 USD sigorta bedeli ile teminat altına alınmış meydana gelen zarar sebebiyle 02.07.2021 tarihinde davacı sigorta şirketince 3.058,60 USD tutarında tazminat ödenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. HMK’nın 114/1.c maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarından olup, HMK’nın 138. maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. HMK’nın 115. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” düzenlemesi yer almaktadır.
Davacı sigorta şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır.—— kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticarî dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder” hükmüne yer verilmiştir.Somut olayda; davacı sigorta şirketinin sigortalısının halefi olarak açtığı davada, dava dışı sigorta ettiren ile davalı arasında 30/07/2015 tarihli kira sözleşmesi bulunduğu; davacı sigortalısı ile davalı arasındaki temel hukuki ilişkinin kira sözleşmesi olduğu, dosya kapsamından anlaşılmaktadır.——— sayılı kararında ve benzer içtihatlarında da belirtildiği üzere; 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 4/1-a maddesine göre; “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; görev kurallarının kamu düzenine ilişkin olduğu ve yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği, davada Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu dikkate alındığında HMK’nun 114/1-c maddesine göre görevsizlik nedeniyle HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıda ki şekilde karar verilmiştir.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin Görevsizliği Nedeniyle Usulden Reddine, Mahkememizin Görevsizliğine,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden, İstinaf yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli ——— Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, aksi taktirde mahkememizce Resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
3-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece KARAR VERİLMESİNE,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına ALINMASINA,
Dair; gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/06/2023