Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/525
KARAR NO : 2023/961
DAVA : Menfi Tespit (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/04/2022
KARAR TARİHİ : 28/11/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili tarafından Sayın Mahkemeye sunutan dava dilekçesinde özetle; müvekkili alayhine Örnek—-icra takibi başlattığını,müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia edene hiçbir borcu bulunmadığını,başlatılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu,müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptalinin gerektiğini,müvekkilinin 03.08.2021 tarihinde davalırın yetkilisi olduğu —–isimli firmanın —— plakalı aracını 3(üç) günlüğüne iraladığını, bu kapsamda araç kiralarken müvekkilinden talep edilen 750 TL kaparo ücretini müvekkilinin o dönemde kullanmış olduğu—— ait kredi kartından çektirdiğini ayrıca, ayrıca 3 günlük kiralama bedeli olan 850 TL’nin de müvekkil tarafından aynı gün elden ödendiğini,araç kiralama sözleşmesinde kiralama başlarıgıç tarihinin Yyazdığını,sayfanın altında bir bono mevcut olduğunu,bono üzerinde müvekkilinin ad, soyad,adres ve imzasının bulunduğunun görüldüğünü, müvekkilinin irade sakatlanması sonucu,yanılgıyla ara kiratama sözlteşmesine imza attığını sanarak bir bono imzaladığını,davalı tarafından da bu bononun haksız şekilde doldurularak icraya konulduğunu;tarafların aralarında yaptıkları sözleşmede kira bitiş bitiş süresi kararlaştırılmadığından müvekkilinin 3 günlük kira süresinin bitiminde ilgili firmayla görüştüğünü, aracı teslim edeceği 06.08.2021 tarihinde yeniden 3 günlük kira bedelini ödemesi karşılığında araç teslim tarihinin 3 gün daha uzayacağı konusunda anlaştıklarını, akabinde müvekkilinin üç günlük kira bedeli olna 850 TL’yi davalının—–bulunan hesabına gönderdiğini,müvekkilinin daha sonra ilgili firmayla tekrar görüşerek araç kiralama süresini 09.08.2021 den sonra günlük kira bedelini ödemek suretiyle 4 kez daha uzattığını, müvekkilinin 16.08.2021 tarihinde 3 günlük kira bedetlini ödedikten sonra, süre bitimi olan 19.08.2021 tarihi itibari ile 2 gün daha aracı kiralamak istediğini ve davalıyla 18.08.2021 günü bu konuda anlaştıklarını,müvekkilinin 18.08.2021 günü 2 günlük daha kira bedeli otan 570 TL’yi davalıya gönderdiğini ve aracı 20.08.2021 günü teslim edeceği konusunda anlaştıklarını ancak davalı ve/veya yetkilisi olduğu şirket çalışanını 19.08.2021 günü müvekkilini arayarak “aracın muayene işlemleri olduğunu ve müvekkile başka bir araç tahsiş edeceklerini “söyleyerek aracı getirmesini istediğini, ancak hiçbir. Neden göstermeksizin müvekkiline verilmesi taahhüt edilen başka aracın verilmediğini, fazladan ödenmiş olan 2 günlük kira bedeli ile başlangıçta ödenmiş olan 750 TL kaporanın müvekkilne iade edilmediğini,ayrıca davali tarafça araca ilişkin bir teslim tesellüm belgesi düzenlenmediğini, müvekkilinin irade sakatlanması sonucu doldurduğunu ve haksızca alınan bononun da müvekkiline geri verilmediğini, kötü niyetli olarak icra takibine konu edilen bono incelendiğinde;müvekkilinin boş senede ad, soyad T.C. ve adres yazarak imza attığını,senet üzerinde geri kalan kısımların (miktar,tanzim tarihi,vade tarihi,vs.)daval tarafından sonradan doldurduğunu,bono üzerinde nakden ya da malen malen ibaresinin mevcut olmadığını ,davalının müvekkilinden likit bir alacağı bulunmamasına rağmen,kötü niyetli olarak bononun müvekkilinin iradesi dışında — doldurularak müvekkil ateyhine icra takibi başlattığını, müvekkili ile davalı arasında hiçbir. ticari ilişki Dulunmadığını,tüm bu nedenlerle, takibin tedbiren durdurulmasına,müvekkili davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, müvekkili hakkında başlatılan icra takibini iptaline,davalının yüzde 20’den az olmamak üzere haksız takip tazminatına mahkum edilmesine,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bononun bağımsız borç ikrarını içeren bir senet olduğunu, bu nedenle bir illete bağlı olmasının gerekmediğini, ispat yükünün senedin geçersiz ve bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa ait olduğunu, senedin geçersizliği iddiasına dayanak yalnızca bir sözleşme fotoğrafı sunulmuş olmakla birlikte sunulan evrakın asıl niteliğinde olmayan fotoğraf ile söz konusu iddianın iş bu davaya muhatap alınmasının hukuken mümkün olmadığını, fotokopi dosya üzerinden inceleme yapılamayacağını, davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı yanca kira sözleşmesi örneği sunulara icra takibine konu senedin irade sakatlanması sebebiyle imzalanığı iddia edilerek borçlu olmadığının tespiti isteminde bulunmuştur. Kira sözleşmesinin tarafı —-yetkilisinin davalı olduğu anlaşılmıştır.
—-Bölge Adliye Mahkemesi —– Hukuk Dairesi’nin —–Esas ve —–Karar sayılı ilamında: ” Davalı vekili duruşmadaki beyanında ; bonoların nakti alacak için verildiğini, kira sözleşmesine binaen verildiğinin ispatlanması gerektiğini, aralarında kira ilişkisi de bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesince ; davanın reddine karar verilmiştir…. Dava, menfi tespit talepli bir dava olup yasal dayanağı İİK’nun 72.maddesidir.Davacı, davalıyla yaptıkları sözlü taşınmaz kira sözleşmesi nedeniyle keşide ettiği iki adet bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, icra takiplerine konu edilen bonoları, bono olarak değil sözleşme sanarak imzaladığını, kira bedelini de ödediğini, bu nedenle borcu bulunmadığını iddia etmektedir.İlk derece Mahkemesince bonolara dayalı icra takip dosyaları getirtilerek incelenmiştir. Dosyaya sunulan bono fotokopileri incelendiğinde, kira sözleşmesi nedeniyle teminat olarak düzenlendiği yönünde bir ibarenin bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacının dava dilekçesinde delillerini bildirdiği, delilleri arasında yemin deliline yer verilmediği, dolayısıyla yemin deliline dayanmadığı anlaşılmıştır.Dosyaya sunulan—–yazışmalarının, yasal olarak bono niteliğini taşıyan takibe konu bonoların bu niteliğini ortadan kaldıramayacağı anlaşılmış, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. … ” şeklinde tespitleriyle İlk Derece Mahkemesi olarak karar veren Sulh Hukuk Mahkemesinin kararına yapılan istinaf başvurusunun reddine karar vermiştir.
—–Bölge Adliye Mahkemesi —– Hukuk Dairesi’nin —- Esas ve ——
Karar sayılı ilamında:”Dava, araç kira sözleşmesinin teminatı olarak verildiği iddia edilen senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkindir. ” şeklinde tespitleriyle İlk Derece Mahkemesi olarak karar veren Sulh Hukuk Mahkemesinin kararına yapılan istinaf başvurusunun reddine karar vermiştir.—–Bölge Adliye Mahkemesi —–. Hukuk Dairesi’nin —- Esas ve —– Karar sayılı ilamında: ” Dava, kambiyo senedine dayalı olarak başlatılan ve icra takibine konu edilen senedin kira sözleşmesi nedeniyle verildiği iddiası ile açılan menfi tespit/istirdat davasıdır. HMK’nın 4. maddesine göre, kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve —- sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalarda Sulh Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Somut uyuşmazlıkta davacı tarafça temel ilişkinin araç kiralama sözleşmesine dayalı olduğu iddia edilmiş olmakla, söz konusu iddiayı değerlendirme, menfi tespit davasına konu olan bononun bu sözleşme kapsamında verilip verilmediğini tespit etme ve uyuşmazlığı bu kapsamda çözme görevinin HMK nın 4. maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesine ait olması sebebiyle dairemizce verilen karar doğrultusunda yerel mahkemece verilen görevsizlik kararının hukuka uygun olduğu, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.’ şeklindeki gerekçesinden sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmaktadır. 6100 Sayılı HMK’nın 4/1-a maddesindeki düzenleme gözetildiğinde; somut olayda, davacı tarafça temel ilişkinin araç kiralama sözleşmesine dayalı olduğu iddia edilmiş olmakla, söz konusu iddiayı değerlendirme, menfi tespit davasına konu olan bononun bu sözleşme kapsamında verilip verilmediğini tespit etme ve uyuşmazlığı bu kapsamda çözme görevinin HMK nın 4. maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu, bu haliyle mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla karşı görevsizlik kararıyla usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle USULDEN REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli mahkemenin—–. Sulh Hukuk Mahkemesi olarak belirlenmesine,
2-Mahkememizin kararı ile—–. Sulh Hukuk Mahkemesinin —- Esas ve—— Karar sayılı ilamı arasında karşılıklı görev uyuşmazlığı nedeniyle karar kesinleştiğinde dosyanın uyuşmazlığın giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi için İstinaf ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine,
3-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına ,
4-Harç ve yargılama giderlerinin 6100 Sayılı Kanunun 331. maddesinin 2. fıkrasının 1. cümlesi uyarınca, görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair huzurda bulunan davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.