Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/346 E. 2023/474 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/346 Esas
KARAR NO : 2023/474

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 15/05/2023
KARAR TARİHİ : 18/05/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili alacaklının davalı/borçludan olan alacağına ilişkin——. sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış ve davalı/borçlu tarafından takibe itiraz edildiği, İtiraz üzerine takip durduğunu, 13/12/2022 tarihinde davalıya ait—– plaka sayılı araç, yine davalı/borçlunun sevk idaresinde iken müvekkil adına kayıtlı —– plaka sayılı ticari nitelikteki araca zarar vermiştir. Söz konusu kazada davalı tarafın %100 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Müvekkil bu ticari aracı yine ticari faaliyeti için kullanmaktadır. Kaza sonucu tarafımızca harekete geçilerek davalının zorunlu trafik poliçesi gereğince —– Şirketinden oluşan değer kaybı tahsil edildiğini, Her ne kadar müvekkile ait aracın hasar bedeli ve değer kaybı davalının sigortasından tahsil edilmişse de tamir süresi boyunca kiralanan araç nedeniyle oluşan araç mahrumiyet tazminatı davalı tarafça ödenmemiştir. Şöyle ki; ekte sunduğumuz araç kiralama sözleşmesi ve faturalardan anlaşılacağı üzere müvekkilimiz, ticaretinin devamı için önem arzettiğinden 1 aylık bedeli 11.682,00 TL’den toplam 3 ay araç kiralamak zorunda kaldığını, Bu sözleşme ile müvekkil —– plakalı ikame araç kiralamıştır. Buna ilişkin oluşturulan faturalarda ve sözleşmede müvekkilinin ek sürücü olduğu açıkça da belirtilmiştir. Araç kiralamaya ilişkin faturalar da ekte yer aldığını, Müvekkili her ne kadar 3 ay araç kiralanmış olsa da araç 2 ay sonra tamirden çıktığı için sadece 2 aylık kira parasına denk gelen ücretle ilgili icra takibi başlatmıştır. Bu durum bile müvekkillerinin ne kadar iyi niyetli ve hakkaniyetli olduğunu göstermektedir. Müvekkilinin bu samimiyetine karşılık davalı taraf bu zararı tazmin etmeye hiç yanaşmadığını, Bilindiği üzere Araç mahrumiyet zararlarını talep edebilmek için araç kira sözleşmesi veya faturaların varlığı zorunlu değildir, bu belgeler olmasa da zararı hakimin belirleyeceği mevzuat ve içtihatlarla sabit olduğunu, Kesinlikle kabul etmemek kaydıyla bir an olsun araç kiralama sözleşmesinin müvekkil adına olmaması (kiralama firması müvekkilin kredi puanı yetmediği için arkadaşı adına yaparak müvekkili ek şoför yazmıştır) tazminat talep edilemeyeceği olarak düşünülse de söz konusu zararların tespiti için illa bir sözleşme veya fatura aranmadığı yüksek mahkeme içtihatlarıyla sabittir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Müvekkilin aracının tamir/onarım masrafları Sigorta Şirketi tarafından karşılanmıştır. Müvekkil davacıya ait aracın tamiri süresince kullanılamaması nedeniyle talep edilen araç kiralama bedeli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası teminatı dışında kaldığını, Sigorta şirketi gerçek zarar kapsamında olmayan dolaylı zararlardan sayılan ikame araç kiralama bedelinden sorumlu değildir.
İşbu bedel kazaya kusurlu davranışı ile sebebiyet veren davalı sorumlu olduğunu, Bu itibarla, İkame araç tazminatından kazada kusuru bulunan araç sahibi ve sürücüsünün müteselsil olarak sorumluluğu sabit olduğunu, sonuç olarak, müvekkile ait aracın tamiri süresince (15/12/2022 ila 15/02/2023(dahil) aralığı boyunca) kullanılmak üzere kiralanan ikame aracın bedeli olan 22.700,00 TL’nin tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatılmış ve devamında işbu dava ikame edildiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle, taraflarınca borçlunun borca itirazının reddi ile takibin devamına karar verilmesi için işbu davanın açılması zorunluluğu hasıl olduğunu, davalı Borçlunun —–Sayılı dosyasındaki İtirazının İptali İle Takibin Devamına,
2-Davalı Borçlunun %20 İcra İnkar Tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı borçluya yüklenilmesine karar verilmesini bilvekale arz ve talep ederiz.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat isteminin tahsiline yönelik başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. HMK 114/1.c maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarından olup, HMK 138 maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. HMK 115. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” düzenlemesi yer almaktadır.TTK’nun 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1.fıkrasında “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda …” sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir.6102 sayılı TTK 16/1.maddesinde: “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” ve TTK’nun 19. maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır.Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davanın aracını ticari faaliyetinde kullanıldığından bahisle ticaret mahkemesinin görevli olduğu talep edilmiş ise de; meydana gelen trafik kazasında taraflara ait aracın çarpışması sebebiyle maddi zarar meydana geldiği, dosyada mevcut kaza tarafı araçların resimlerine göre davacının aracının ticari araç, davalının hususi araç olduğu, olayın haksız fiil kapsamında kaldığı ve olay sırasında hasar gören aracının davacının ticari işletmeleri ile ilgili olduğu iddia edilmiş ise de davalı aracının ticari işletmeleri ile ilgili olduğuna dair bir delilin bulunmadığı, tek tarafın tacir olması davayı ticari dava haline getirmeyeceği, hal böyle olunca da davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla); dava şartı yokluğu nedeniyle usuldan reddi ile mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden, İstinaf yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli —–Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, aksi taktirde mahkememizce Resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
3-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece KARAR VERİLMESİNE,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına ALINMASINA,Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.