Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/286 E. 2023/389 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/286 Esas
KARAR NO : 2023/389

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2023
KARAR TARİHİ : 18/04/2023
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelenmesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı dava dilekçesinde özetle, Başvurucu —–şirket kurucu üyelerinden olduğuna dair —- örneği görülerek dosyaya alındığını Arabuluculuğa başvuru konusu; … ile —— arasında 27.05.2015 tarihinde imzalanan Mutabakat Metni’nin 4. maddesi uyarınca—- sahip olduğu —— şirket paylarının tamamını ek hiçbir şart gözetilmeksizin —– satma hakkını 13.12.2017 tarihli —-. Noterliği’nin —— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile yasal süresi içinde kullanmış olması sebebiyle, sözleşme ile belirlenmiş olan bedelin ve işletilecek olan faizin ve temerrüde dair uğranıldığı belirtilen zararın ödenmesi talebidir. Ticari dava öncesi başvurulması gerekli olan dava şartı arabuluculuk toplantıları neticesinde taraflar anlaşamadıklarını beyan ettiler ve son tutanağa böyle geçsin dediklerini, taraflara son bir çözüm önerisi sunuldu ise de kabul etmedikleri için toplantıya son verildiğini, başka oturum talepleri olmadığını, ancak sonuç olarak müvekkilin tüm bu çabaları karşılıksız kaldığını, Zira arabuluculuk sürecinde de arabulucu —–nezdinde iki kez teklif verileceği ve arabuluculuk sürecinde anlaşılacağı beyan edilmiş ve ek süreler talep edilmişse de süreç sonunda sadece teklif verilmeyeceği sebebiyle sürecin sonlandırılması yönünde talimatın kendilerine iletildiği karşı taraf vekillerince ifade edildiğini, diğer taraftan——nezdinde 2018 yılı itibariyle yönetim dahil birçok köklü değişiklikler olmuş, şirketin finansal durumu git gide kötüye gittiğini, O dönemden bu döneme kadar tüm iyi niyeti ile beklemiş, çalışmaya devam etmiş, şirketin ve iştiraklerinin finansal durumunun düzeltilmesi, iyileştirilmesi için birçok defa girişimlerde bulunmuş, gerek şirketin iyi bir alıcıya satılması, gerekse de profesyonel olarak farklı modellerde yönetilmesi konusunda müvekkilinin sayısız girişimleri olduğunu, bu girişimlerin tamamı 2018 yılı itibariyle —– doğrudan yönetmeye başlayan ve halen fiilen ve organik olarak hakim şirket konumunda olan—–Yetkilileri tarafından gerçekleştirilmiştir. Akabinde —– konkordato sürecine sokulmuş,—– ise malvarlığı yok denecek kadar azaltılmıştır. Açıkça alacaklılarından kaçmak isteyen şirketlerin içi kasten boşaltılmıştır. Zira işbu dava konusu Mutabakat Metni borçlusu —- grup şirketleri olduğunu, Tüm açıklamaları ışığında; borçlu —— temerrüde düşmüş olduğu, işbu borcun ifa edilmemiş olması nedeniyle müvekkilimin zarara uğramış olduğu açıktır. Hem alacağına kavuşamamış hem de bu esnada çıkan fırsatlardan alacağını edinememiş olduğu için yararlanamamıştır. Müvekkili işbu dava ile borcun ifasından vazgeçmiş olması sebebiyle borcun ifa edilmemesinden doğan müspet zararının faiziyle hesaplanarak giderilmesini talep etmekte olduğunu, öte yandan,—– şekilde konkordato sürecine sokulmuş ve ——ise içi kasti şekilde boşaltılmış olduğundan müvekkilin alacağı tehlikeye düşmüş, hakkın elde edilmesi mühim derecede zorlaşmış ve hatta imkansız hale gelme riski taşıdığını, yargılama süreci de düşünüldüğünde müvekkilinin haklılığını sayın mahkeme nezdinde ispat etmesi halinde dahi alacağına kavuşamam ihtimali bulunmakta olduğundan borçlu şirket—–. ve grup şirketlerinin hakim durumdaki şirketi olan —–ve ortakları aleyhine de tüzel kişilik perdesinin düz kaldırılması yöntemi uygulanarak ivedilikle İhtiyati Tedbir kararı verilmesini sayın mahkemeden talep ettiklerini, yukarıda açıklanan sebeplerle, işbu davalarının kabulü ile hesaplanacak faiz ile birlikte müvekkilinin zararının hesaplanarak, bilirkişilerce hesaplanacak olan zarar miktarının beklenmesi sebebiyle şimdilik ve daha sonra ıslah edilmek üzere 400.000 TL zararın ve yine şimdilik ve daha sonra ıslah edilmek üzere 25.000 TL faizinin müvekkiline ödenmesine, yargılama sürecinde müvekkilinin zarar uğramasının önlenmesi adına ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini, yargılama gider ve masraflarının davalı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇESİ:
Dava, tazminat talebine ilişkindir.
6102 Sayılı TTK. ‘nın 5/A maddesi gereğince ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlenmiş olması ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-2.maddesinin “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmünü içerdiği,6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115. maddesi gereğince; Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; dava dilekçesinin ekinde sunulan arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın incelenmesinde tefrik kararı verilen davalı … bakımından arabuluculuk sürecinin yapılmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin ara kararı gereği davacı vekiline kesin süre verildiği ve kararın tebliğ edildiği, davacı tarafça anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın arabulucu tarafından onaylanmış bir örneği veya aslının sunulmadığı, yukarıda açıklanan düzenlemeye ilişkin madde emredici nitelikte olup, hakime takdir yetkisi tanımamıştır. Bu açıklamalar ışığında; davacı tarafa verilen kesin süre içerisinde davalı bakımından anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslı veya arabulucu tarafından sunulmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE, Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda ,kararın tebliğ tarihinden itibaren iki(2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. Maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. Maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK ‘nın 344.maddesi) suretiyle, —– Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi.