Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/285 E. 2023/390 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/285 Esas
KARAR NO : 2023/390

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/04/2023
KARAR TARİHİ : 18/04/2023
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkilİ şirket adına kayıtlı —– plaka sayılı —- marka kamyonda——ait taşıt tanıma sistemi bulunduğunu, ilgili araç 23.01.2023 tarihinde —- Mahallesi —– Üzerinde faaliyet gösteren —– isimli iş yerine branda yapımı için bırakıldığını, ancak 25.01.2023 tarihinde müvekkili şirket tarafından yapılan kontrollerde şirket aracında bulunan taşıt tanıma sisteminin olmadığı fark edilmiş olup yapılan incelemelerde araçta bulunan taşıt takip sisteminin 23.01.2023 tarihinde müvekkili şirketin bilgisi olmadan alındığı tespit edildiğini, müvekkili şirket ekte sunmuş oldukları—–plakalı aracının çipi ile bir çok istasyondan yakıt alındığı gibi davalı —– şubesinden de 24.01.2023 tarihi 02:26-02:32-02:38-02:40-02:48 sıralarında ve 25.01.2023 tarihi saat 04:44 – 04:50 sıralarında toplam 1194,95 lt ve 27.722,87 TL tutarında yakıt alındığı belirlendiğini, bunun üzerine konuyla ilgili —— sahibi ile yapılan görüşmelerde iş yerine ait kamera kayıtları incelenmiş ve 23.01.2023 tarihinde saat 23.57 sıralarında —– plaka sayılı aracın takip çipinin çalınarak —– plaka sayılı araca takıldığı görüldüğünü, yine olayla ilgili müvekkili şirkete ait aracın çipi ile davalı —— şubesindeki kamera kayıtlarında da aynı şekilde—-plakalı —– marka çekiciye yakıt alındığı tespit edildiğini, söz konusu hırsızlık olayı müvekkili şirket tarafından ilgili kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkili şirkete ait araç çipi ile yapılan bu alımlar sırasında hiçbir istasyon görevlisi araç plakasına bakmamış taşıt tanıma sisteminin farklı bir plakaya ait olmasına rağmen haksız bir şekilde yakıt verilerek müvekkili şirketin mağduriyetine sebep olunduğunu, İşbu nedenle müvekkili şirkete zararın giderilmesine yönelik dava açmamız zorunluluğu doğduğunu, dava şartı olan zorunlu arabuluculuk aşaması tamamlandığını, müvekkili şirketin uğramış olduğu zararın giderilmesi gerektiğini, yukarıda açıkladıkları nedenlerle müvekkili şirket ekte sunmuş oldukları,—– plakalı aracının çipi ile bir çok istasyondan yakıt alındığı gibi davalı—–İstasyonu’nun —- şubesinden de 24.01.2023 tarihi 02:26-02:32-02:38-02:40-02:48 sıralarında ve 25.01.2023 tarihi saat 04:44 – 04:50 sıralarında toplam 1194,95 lt ve 27.722,87 TL tutarında yakıt alındığı belirlendiğini, davalı taraf ile yapılan görüşmelerde söz konusu alacak tahsil eidlememiş olup mağduriyeti daha da arttığını beyan ederek; Haklı davalarının kabulü ile; müvekkili şirketin uğramış olduğu zararın şimdilik 1.000,00 TL olmak üzere zararın meydana geldiği 24/01/2023 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. HMK 114/1.c maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarından olup, HMK 138 maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. HMK 115. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” düzenlemesi yer almaktadır.
TTK’nun 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1.fıkrasında “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda …” sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir.
6102 sayılı TTK 16/1.maddesinde: “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” ve TTK’nun 19. maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; açılan dava TTK’nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde ticari dava niteliğinde olmadığı, başka bir ifadeyle davacı ile davalı kişiler arasındaki uyuşmazlık, haksız fiil niteliğinde olup, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında görevli mahkeme, genel hukuk mahkemesi olan asliye hukuk mahkemesi olduğu, olay sırasındaki davacının zarar iddiasının davacı ve davalı şirketin ticari işletmeleri ile ilgili olduğuna dair bir delilin bulunmadığı, taraflar arasında sözleşme de bulunmadığı anlaşılmakla; dava şartı yokluğu nedeniyle usuldan reddi ile mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden, İstinaf yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli —— Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, aksi taktirde mahkememizce Resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
3-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece KARAR VERİLMESİNE,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına ALINMASINA,Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.