Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/278 E. 2023/568 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/278
KARAR NO:2023/568
DAVA: Anonim şirketin olağanüstü genel kurul toplantısına çağrılması izni verilmesi
DAVA TARİHİ: 14/04/2023
KARAR TARİHİ:14/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Anonim şirketin olağanüstü genel kurul toplantısına çağrılması izni verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin, davalı şirketin hissedarları sıfatını haiz olduğu, 6102 Sayılı TTK md. 411 uyarınca sermayenin en az onda birini fazlasıyla temsil etmekte oldukları, davalı şirketin,——bünyesinde yer alan şirketlerden birisi olup—– soyadına sahip ailenin aile şirketi niteliğinde olduğu, davalı şirketin ———- yönetim kurulunu toplamaması, şirketin yönetim organının, organ eksikliği derecesinde işlevini yerine getirememesi, yönetim kurulu toplantısı adı altında yapılmak istenen buluşmaların genellikle yönetim kurulu başkanı ve ailenin en büyük sağ üyesi —– tarafından bir aile çatışmasına dönüştürülmesi nedeniyle fiilen yönetilemediği, ——– bir kısım aile bireyleri ile girdiği husumet nedeniyle şirketi kasten zarara uğratır nitelikte davranışlar gerçekleştirdiği, konu ile ilgili olarak davalı şirkete 6102 Sayılı TTK md. 411/1 amir hükmünde düzenlenen “genel kurul toplantısına çağrı” hakkı kapsamında,—– tarihli genel kurul çağrı ihtarnamesi (Ek-1) tebliğ edildiği, söz konusu ihtarnamenin—— tarihinde tebellüğ edildiği ancak 7 iş günlük süre içerisinde talebi kabul etmediği, karar alınabilmesi için yönetim kurulunu dahi toplayamadığını, şirket yönetim kurulu başkana ve üyelerin, davalı şirket ve diğer —– şirketlerinde, birleşme öncesinde ——şirketin tüm iş ve işlemlerini şirketlerin menfaati doğrultusunda gerçekleştirme gayreti içerisinde oldukları, ancak birleşme genel kurulu sonrasında yapılan iş ve işlemlerle, birleşme sürecine esas olan ailenin birlikteliği, idari ve ekonomik güç birliği amacına matuf gerekçelerin yok sayılarak davalı şirket ve diğer ———şirketlerinin, basiretsizce ve açıkça ağır kusurlu işlemlerle yönetilmekte olduğu, yönetim kurulu başkanının, herhangi bir karar olmaksızın, yönetim kurulu başkanı sıfatıyla, bireysel olarak bankalara göndermiş olduğu yazılar neticesinde şirketin bankalar nezdinde kredibilitesine dolayısıyla ticari itibarına zarar verdiği, işbu ihtarnameler sürecinde bankaların şirkete ve şirket yönetimine karşı olumsuz ve mevcut güveni zayıflatıcı bir bakış açısına sahip olmasına yol açıldığı, şirket yönetim kurulunun, şirkete ait taşınmazlar ile ilgili yapmış olduğu kat karşılığı inşaat sözleşmeleri ile müteahhit firmaların inşaatlara başladığı, şirket yönetim kurulu başkanının ise sırf projeleri durdurmak ve şirket işleyişini aksatmak maksadıyla, şirket adına kayıtlı taşınmazların şahsına ait olduğuna ilişkin mesnetsiz iddialarına dayalı olarak tapu iptali ve tescili davası ikame ettiği, şirket yönetim kurulu başkanının daha önce aldırmış olduğu ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılmış olsa da,——– dosyasına istinaden, şirketin taşınmazları üzerine işlenen şerhler ve tedbirler neticesinde şirkete ait olan taşınmazların değerlendirilememesi, müteahhit ile yapılan anlaşmaya/anlaşmalara şirketin uyamaması, ticari alanların kiralanmasının mümkün olmasına rağmen, ve hatta grup şirketlerin kredi kullandığı bir dönemde, hali hazırda atıl durumda olan taşınmazların kiralanamaması dolayısıyla şirketin iktisaden gelir sağlayamaması neticesinde büyük maddi kayıplar oluştuğunu, davanın kabulüne, davalı şirketin 6102 Sayılı TTK md. 412 uyarınca genel kurula çağrılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı tarafa dava dilekçesi ve eklerinin usulüne uygun çıkarılmasına rağmen dosyaya cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava 6102 sayılı TTK.md. 412 uyarınca davalı şirketin genel kurul toplantısına çağrılmasına ilişkin mahkeme izni verilmesine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 411. Maddesi ” (1) Sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri, yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilirler. Esas sözleşmeyle, çağrı hakkı daha az sayıda paya sahip pay sahiplerine tanınabilir.(2) Gündeme madde konulması istemi, çağrı ilanının——- yayımlanmasına ilişkin ilan ücretinin yatırılması tarihinden önce yönetim kuruluna ulaşmış olmalıdır.
(3) Çağrı ve gündeme madde konulması istemi noter aracılığıyla yapılır.
(4) Yönetim kurulu çağrıyı kabul ettiği takdirde, genel kurul en geç kırkbeş gün içinde yapılacak şekilde toplantıya çağrılır; aksi hâlde çağrı istem sahiplerince yapılır.” hükmüne haizdir.
TTK’nın 412. Maddesi ise ” (1) Pay sahiplerinin çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin istemleri yönetim kurulu tarafından reddedildiği veya isteme yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmediği takdirde, aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine, genel kurulun toplantıya çağrılmasına şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi karar verebilir. Mahkeme toplantıya gerek görürse, gündemi düzenlemek ve Kanun hükümleri uyarınca çağrıyı yapmak üzere bir kayyım atar. Kararında, kayyımın, görevlerini ve toplantı için gerekli belgeleri hazırlamaya ilişkin yetkilerini gösterir. Zorunluluk olmadıkça mahkeme dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir. Karar kesindir.” hükmüne haizdir. Görüldüğü üzere TTK’nın 411 ve 412. Maddelerinde tanımlanan bu azlık hakkı şirket pay sahiplerine tanınmıştır. Davacıların davalı şirkette hissedar ortak olmadıkları, davalı şirketin tek hissedarının dava dışı ——–İsimli şirket olduğu ticaret sicil kayıtlarından ve davacı beyanından anlaşılmıştır. Her ne kadar davacılar dava dışı bu şirketin ortağı iseler de bilindiği üzere şirket tüzel kişiliğinin şirket ortaklarından veya yöneticilerinden bağımsız bir tüzel kişiliği hak ve taraf ehliyeti bulunmaktadır. Davalı şirketi genel kurula çağırma izni davasını açabilecek olan şirketin pay sahibi olan dava dışı şirkettir. Davacıların dava dışı bu şirkette pay sahibi olmaları davacılara dava açma hakkı bahşetmez.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-d madde ve fıkrası tarafların dava ve taraf ehliyetine haiz olmalarını dava şartı olarak saymıştır. Aynı kanunun 115/2 madde ve fıkrası dava şartı noksanlığı durumunda davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Davacıların dava açma hususunda aktif husumetleri olmadığından davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-6100 sayılı HMK’nın 114/1-d, 115/2 ve 6102 sayılı TTK’nın 412. Maddeleri gereği davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider/delil avansının taraflara veya ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
5-Davalı tarafından yapılmış bir yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı 6102 sayılı TTK’nın 412. Maddesi gereği istinaf yolu kapalı olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 14/06/2023