Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/274 E. 2023/382 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/274 Esas
KARAR NO : 2023/382

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 12/04/2023
KARAR TARİHİ : 13/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle davacı ve diğer davalı —-% 50 hissedar ortak oldukları davalı—-. Şirketi bulunduğunu, %50 pay sahibi—–24.08.2012 tarihinde vefat ettiğini, mirasçılarının da mirası red ettiğini, müdürler kurulu ve genel kurulun bir türlü toplanamadığını, şirketi feshetmek istediklerini ama bir türlü gerçekleştiremediklerini, şirketin 2013 ten beri atıl vaziyette olduğunu belirtmiş şirketin feshine ve yargılama giderinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Yerleşik yüksek mahkeme kararları ve ilmi açıklamalar nazara alındığında şirketin feshi istemli bir davada husumet şirket tüzel kişiliğine yöneltilmelidir.
——sayılı kararında şirket tüzel kişisi yerine ortaklara yönetilen haklı sebeple fesih davasının husumet yönünden reddi gerektiğine hükmetmiştir. —— sayılı kararı da aynı yöndedir.
—– Hukuk dairesi ——-Esas, —–Karar sayılı kararında da ” ….Her ne kadar davacı vekilince yukarıda belirtilen nedenlerle davacının davalı ——- aleyhine açtığı davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, yönelik ilk derece mahkemesince verilen karar istinaf edilmiş ise de; Davacı vekilinin dayandığı Yargıtay kararı şirketin davalı gösterilmemesi hali içindir. Şirketin fesih ve tasfiyesi istemli davada feshi istenen şirket yasal hasım olup, şirket ortakları yasal hasım olmadığından şirketin davalı olarak gösterilmesi halinde ise diğer ortaklara dava yöneltilmesinin yasal dayanağı olmadığı gibi gerek ve nedende yoktur. İlk derece mahkemesince şirket ortağı —–aleyhine açılan davanın husumetten reddi ve davalı ——lehine vekalet ücretine hükmedilmesi yönünde kurulan hükümde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.” belirtmiştir.
Yukarıda belirtilen emsal yüksek mahkeme kararları ve doktrinde de açıkça belirtildiği üzere şirketin feshi istemli bir davanın muhatabı şirket tüzel kişiliğidir. Şirket ortaklarının bu tür bir davada pasif husumeti yoktur. Öte yandan davalı—— ölü olduğu davacı yanca belirtilmiştir. Ölü bir kişiye dava yöneltilmesi de usul ve yasaya aykırıdır. Ölmüş bir kimsenin hak ve fiil ehliyeti ve dolayısı ile pasif husumeti de kalmamıştır.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-d madde ve fıkrası tarafların dava ve taraf ehliyetine haiz olmaları hususunu dava şartı olarak düzenlemiş olup aynı kanunun 115. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığı halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği belirtmiştir. Davada pasif husumeti olmayan ölmüş kişiye dava ve husumet yöneltilemeyeceğinden davalı ——yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davalının pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL başvuru harcı, 179,90 TL maktu harç olmak üzere toplam 359,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara veya ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,Dair, tarafların yokluğunda iş bu gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde—– Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.