Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/272 E. 2023/989 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/272 Esas
KARAR NO: 2023/989
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/04/2023
KARAR TARİHİ: 30/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;”——- Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve haksız itiraz nedeniyle asıl alacak yönünden %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebimize ilişkindir. Müvekkilin işlettiği şahıs firması için, borçlu şirketten ——–r kaplama sac sipariş etmiştir. 06/01/2023 tarihli sipariş belgesinden de anlaşılacağı üzere toplam sipariş bedeli 547.616,00 TL’dir. Anlaşma gereği 06/01/2023 ve 09/01/2023 tarihlerinde toplam bedelin yarısı olan 273.808,00 TL avans bedeli, müvekkilin şahıs şirketi hesabından borçlu firmanın hesabına havale yoluyla gönderilmiştir. Dekontlar dilekçemizin ekindedir. Bu Siparişin takibi müvekkil şirket yetkilisi ve aynı zamanda müvekkilin eşi——– tarafından yapılmaktaydı. Ancak sipariş günü gelmeden 1-2 gün önce müvekkil şirket yetkilisi ——— aranmış ve sipariş edilen malın tesliminde sorun yaşandığı ve malın teslim edilemeyeceği kendisine bildirilmiştir. Sipariş edilen malın teslim edilememesinden dolayı, havale edilen 273.808,00 TL borçlu firmadan geri istenmiş ama müvekkilin bu talepleri karşılık görmemiştir. Müvekkil tarafından gönderilen 273.808,00 TL karşılığında borçlu firmadan herhangi bir mal ya da hizmet alınmadığı açıkça belli olup , haksız bir kazanç ve sebepsiz zenginleşme söz konusudur. Daha sonra 01/02/2023 tarihinde müvekkil tarafından borçlu firmaya, avans olarak gönderilen bedelin kendisine ödenmesi konusunda ihtar gönderilmiştir. Bu ihtara rağmen herhangi bir ödeme olmamış ve alacağın tahsili için yasal yollara başvurulmak zorunda kalınmıştır. Öncelikle ——- Esas sayılı dosyası ile takibe geçilmiş ancak borçlu vekili tarafından borca ve yetkiye itiraz edilmiştir. Yetki itirazı tarafımızdan kabul edilip, dosya yetkili icra dairesi olan ——– İcra Müdürlüğüne gönderilmiş ve ——- Esas sayılı dosyası ile işlemlere devam edilmiştir. Borçlu vekili tarafından yine haksız bir şeklide borca itiraz edilmiş ve takip durdurulmuştur. İtiraz neticesinde takibin durmasıyla beraber, borçlu vekili ile alacağımızın tahsili konusunda harici görüşmeler olsa da sonuç alınamamış ve dava şartı olan ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk kurumuna başvurulmuş ise de yine sonuç alınamamıştır. Anlaşamama son tutanağı ektedir. Davaya konu alacak likit alacaktır. Borçlu, icra takibine haksız ve kötü niyetli itiraz ederek borcun tahsilini imkansız hale getirmeye çalışmaktadır. Borçlunun, asıl alacağın en az %20’si kadar icra inkar tazminatına ve ilam ve vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini” talep ve dava etmiştir.

RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;”Ayrıntılı olarak değerlendirilmiş olan Ticari defter kayıtlarına göre söz konusu uyuşmazlık konusu borç alacak bakiyesi; İncelemesi yapılan Davacının 2023 yılına ait Ticari defterlerinin açılış onayı yasal süresi içerisinde yapılmış, kapanış onayı 2023 yılı bitmediğinden yasal süresi devam etmektedir. Ticari Defterler davacı lehlerine delil teşkil edecek nitelikte olduğu, defterlerin kayıtlarının TTK ve VUK’a göre tutulduğu, kayıtların dayanağını oluşturan belgelerle uyumlu olduğu, herhangi bir uyumsuzluk bulunmadığı, Davacının Ticari defter kayıtlarına göre dava tarihi itibariyle 273.808,00 TL alacağı bulunduğu, tespit edilmiştir.” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak ——– Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Davacı ——– ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde davacı tarafından davalı şirkete 273.808,00 TL avans ödemesi yaptığı, bu ödemeden kaynaklı davalının borçlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.Mahkememizce 28/09/2023 tarihli iki nolu celsede davalının ticari defter ve kayıtları üzerinden inceleme yapılması amacıyla ara karar kurulduğu, duruşmada hazır olmayan davalı şirkete gerekli tebligatın yapıldığı ancak davalı yanın ticari defterlerini dosyaya ibraz etmediği gibi dava dosyasına ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişiyi bildirmediği, 6100 sayılı Hmk’nın 222/3. maddesinde, 28/07/2020 tarihli ———- yayımlanan ——— sayılı kanunla ticari defterlerin sunulmamasına ilişkin 23. madde ile değişiklik yapılmış ve ticari defterlerin davalı tarafından sunulmaması halinde davacının ticari defter kayıtlarının lehine delil olacağı belirtildiği, dava dosyasında yer alan takibe ve davaya konu edilen ödemelerin yapıldığının anlaşıldığı, söz konusu ödemelere ilişkin davalı yanca sunulan mal veya hizmetin ortaya konulamadığı, bu haliyle davalı şirketin ödemeler miktarınca sebepsiz zenginleştiği, davacı ——– incelenen defter kayıtlarına göre, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 273.808,00 TL alacaklı olduğu böylece bilirkişinin davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 273.808,00 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, bu haliyle davacının davasını asıl alacak üzerinden ispat ettiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.Alacağın likit olması konusunu ——– Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir. Somut olayda yapılan ödemeler kadar borçlu olduğunun davalı yanca bilinebilir vasıf ve mahiyette olduğu anlaşılmakla kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından ——– sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 273.808,00 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan 273.808,00 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 18.703,82 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 4.675,96 TL harçtan mahsubu ile bakiye 14.027,86‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 43.071,20 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 179,90 TL başvuru harcı, 4.675,96 TL peşin harç toplamı 4.855,86‬ TL ile 2.464,25 TL ( Bilirkişi Ücreti, Kep Reddiyatı, Posta Masrafı, Elektronik Posta Masrafı) olmak üzere toplam 7.320,11‬ TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten talep halinde yatırana iadesine,
8-Arabuluculuk ücreti 3.120,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——– Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/11/2023