Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/260 E. 2023/364 K. 10.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/260 Esas
KARAR NO : 2023/364

DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 07/04/2023
KARAR TARİHİ : 10/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle davacı——, anne ve babasından miras yoluyla gelen hisseler nedeniyle, veraseten davalı şirkette hissedar olduğunu, ancak —-kendisine intikal eden bu hisseleri ve bu hisselerden doğan tüm haklarını—– sattığını, davalı şirket tasfiye memuruna bu hususta ihtar göndermişlerse de hissedar kayıtlarının yapılmadığını, —— %66 ile şirketin hakim hissedarları olarak, 2005 yılında … ile sözleşme imzalamışlar ve bu sözleşme ile … edimlerini yerine yerine getirmesi sayesinde, şirketin davalarına 2005 yılında müdahale edilerek , işbu sözleşme ile görevlendirilen ——şirketin tapularını önce şirket adına tescil ettirmişler, ardından 2016 yılında davalı şirketi ihya ederek yönetimini ele geçirdiklerini ve ardından el atma davaları açarak icra dosyaları ile 350.000.000,00TL yi 2021-2022 arasında tahsil ettiklerini—– Sayılı takip dosyası ile yukarıda bahsi geçen- tahsil olunan paraların, —— şahsi hesabına geçirildiğini öğrendiklerini,—–asliye Hukuk Mahkemesi ——. Sayılı dava ile cezai şart alacağının bir kısmının talep edildiğini, bu dava görüldüğü sırada Sayın Mahkeme TASFİYE BİLANÇOSUNU, tasfiye memuru —–istediğini, ancak tasfiye Memuru—–görevini yapmayarak TASFİYE BİLANÇOSUNU’nu ibraz etmediğini, tasfiye memuru hakkında —— Cumhuriyet Başsavcılığı —— Soruşturma dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu,Yine şirket adına icra dosyalarından tahsil olunan paralarında, tasfiye memuru —– şahsi hesabına aktarması sebebiyle, %30 lük hisseye sahip olan—– tarafından —–Cumhuriyet Başsavcılığının—— soruşturma dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, Tüm bu nedenler ile işbu davanın açılarak tasfiye memuru —— azline , dava boyunca tedbiren yönetici kayyım tayin edilmesine, tasfiye memuru olarak —— atanmasına, aksi halde bağımsız bir uzmanın tasfiye memuru olarak görevlendirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Dava mahiyeti itibarı ile haklı sebeplerle tasfiye memurunun azli ve yeni bir tasfiye memuru tayini istemine ilişkindir. Davacı davalı olarak şirket tüzel kişiliğini göstermiştir.——Sayılı ilamında “—— tasfiye memurunun azli davasının ise tasfiye memuruna karşı açılması gerekli ve yeterli olup ayrıca tasfiye halinde bulunan şirkete de husumet yöneltilmesine gerek bulunmamaktadır. O halde davacı tarafından tasfiye memurunun azli istemiyle açılan işbu davada davalı şirkete husumet yöneltilmesi doğru olmadığından davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek HMK’nın 355. Maddesi gereği bu yönden kabulü ile davalı tasfiye halindeki ——- pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir…” belirtmiştir.—–Sayılı ilamında “——buna göre mahkemece atanmış bir tasfiye memuru mevcutken bu tasfiye memurunun azli ile yerine yeni bir tasfiye memuru atanmasına ilişkin açılan davada azli istenen tasfiye memurunun davalı olarak gösterilmesi suretiyle husumet yöneltilerek taraf teşkilinin sağlanması gerekirken davanın hasımsız olarak açılması doğru olmayıp, usulsüz olarak açılan davanın reddine karar verilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığından——Belirtmiştir.——Sayılı ilamında “——–Dava, haklı nedenlerle limited şirket müdürünün azli istemine ilişkin olup, mahkemece, davalının müdürlüğünden azli istenen şirkete husumet yöneltilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmiştir. Oysa, şirket müdürünün azli davalarında husumetin, azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca limited şirketin dava edilmesi zorunlu değildir… ” gerekçesi ile verdiği kararda benzer şekilde müdür azli istemine ilişkin davada da husumetin ilgili müdüre yöneltilmesi gerektiğini belirtmiştir.Yukarıda alıntılanan kararlar gibi bir çok karar bulunmakta olup birkaçı alıntılanmıştır. Kısacası tasfiye memurunun azli ve yeni bir tasfiye memuru tayini istemli bir davada husumetin azli istenen tasfiye memuruna yöneltilmesi gerekmektedir. Somut olayda davacı yan davalı olarak şirket tüzel kişiliğini göstermiş olup, şirket tüzel kişiliğinin bu davada pasif husumet ehliyeti bulunmamaktadır.6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi tarafların dava ve taraf ehliyetine haiz olmalarını dava şartı olarak saymış eksiklik halinde 115/2 gereği davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.Dava şartları yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gereken hususlardandır. Yukarıda anlatılan nedenlerden ötürü davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş buna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 sayılı HMK’nın 114/1-d ve 115/2 maddeleri gereği davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider/delil avansının taraflara veya ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
5-Davalı tarafından yapılmış bir yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, —— Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, tarafların yokluğunda dosya üzerinden oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.