Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/257 E. 2023/566 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/257
KARAR NO:2023/566
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ:02/02/2023
KARAR TARİHİ:14/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile ———arasında imzalanmış olan motosiklet kiralama sözleşmesi neticesinde, müvekkilinin sözü edilen şirketten cari hesap ekstresinden kaynaklanan alacağının bulunduğu, cari hesaptan kaynaklanan alacağın ödenmemesi üzerine taraflarına —–aleyhine müvekkilinin alacağına kavuşması için ——- sayılı dosyasından ilamsız takip başlatıldığı, sözü edilen icra takibine ——-firması tarafından yetki ve yetki itirazının reddi halinde şartlı olarak borca itirazda bulundukları, bunun üzerine taraflarına itirazın iptali davası yoluna başvurulacağından ticari uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya başvurulduğu, görüşmeler sonucunda anlaşma sağlanamadığını, —– tarihinde anlaşamama tutanağı düzenlendiği, icra takibinin durması üzerine itirazın iptali davası açılacağı için taraflarına — araştırma yapıldığını, fakat —- tarihinde —– ile terkin edildiğini, müvekkilinin alacağına kavuşması için aleyhine icra takibi başlatılan —— yetkiye ve borca itiraz etmesi üzerine ilamsız takibin durduğu, bu nedenle itirazın iptali davası yoluna başvuracakken davaya taraf olacak taraf sıfatı bulanan bir şirket bulunmadığından icra takibinin olduğu yerde durmaya devam ettiğini ve muüvekkilinin alacağına kavuşamadığı ve hak kaybına uğradığını, şirketlerin tüzel kişiliğini———- terkini silinme ile son bulduğunu, şirketin tüzel kişiliğinin sona ermesi için ise tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanmasının gerektiğini, müvekkilinin tüzel kişiliği sona eren —- cari hesaptan kaynaklanan alacağının bulunduğu, —— borçlarını ödemeden usule aykırı olarak tasfiye edildiğini, bu sebeple şirketin ihsasının zorunlu olduğunu, ——- unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin TTK m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığı, ——–tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirip ve sonuca bağladığı, yargı merci gibi hareket edemeyeceği, —— tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlüdür. Tüzel kişilerin tescilinde, özellikle şirket sözleşmesinin, emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve söz konusu sözleşmenin kanunun bulunmasını zorunluluk olarak öngördüğü hükümleri içerip içermediği incelenir.Tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları şarttır.” ————Yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verildiği, aksi halde tescil talebini gerekçe göstererek reddedeceği, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirketin tasfiye memurunda olduğu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının, memurların sorumluluğunu gerektirdiği, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğu, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiği, bu yapılmadan şirketlerin tasfiye sürecinin sonuçlandırılıp, bakiyeler mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kayıtları sicilden terkin edilmiş ise terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliğinin ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebilir olduğu, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkili —— tespit etmesinin mümkün olmadığı, TTK m. 545/1’de düzenlendiği üzere, müvekkilinin tasfiye memurlarının bildirimi ve başvurusu üzere işlem yaptığı, bu kapsamda herhangi bir sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesinin kanuna aykırı olacağı, tasfiye memurlarının, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde, şirkete ve şirketin alacaklılarına karşı sorumlu olduğunun düzenlendiği, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, tasfiye memurunun kendi kusurundan doğan ve onun eksik işlemlerini tespit etmesi mümkün bulunmayan müvekkili——- izafe edilebilecek herhangi bir sorumluluk ya da kusurun bulunmadığı, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığı, bu nedenle yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulamayacağı, müvekkili müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tasfiye memuru dava dilekçesini tebliğ almasına rağmen davaya cevap vermemiş davayı inkar etmiş sayılmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 547. maddesi gereğince ——- tasfiye sebebiyle terkin edilen şirketin faal olduğunun tespiti ile ihyası istemidir. —— günlü cevabi yazısıyla ihyası talep edilen şirketin son tescilini —— tarihinde yaptırdığı, şirket yetkilisi ve tasfiye memurunun —- olduğu, şirketin —— tasfiyenin sona ermesi nedeni ile terkin olduğu bildirmiştir.Tasfiyesi istenen şirket aleyhinde davacı yan ——— sayılı dosyasında icra takibine girişmiş, söz konusu şirketin ——– terkin olduğunun anlaşılması üzerine davacı yanca icra takibine vaki itirazın iptalini sağlamak amacı ile huzurdaki dava açılmıştır.
Yapılan yargılamaya göre, her ne kadar dava konusu şirket kendisi tarafından tasfiye sürecine girip tasfiyeyi sonuçlandırmış ve sicilden terkin edilmiş ise de dava konusu terkin edilen şirket hakkında halen devam eden icra takibinin bulunduğu,davacının takibe itiraz nedeni ile itirazın iptali davası açmak istediği, dolayısıyla şirketin faal olduğu, derdest olan takip ve açılacak itirazın iptali davasının sonucuna göre şirket borcu ortaya çıkabileceği, tasfiyenin şirketin tüm borç ve alacakları tasfiye olunmaksızın tamamlanamayacağı,———- terkin olunamayacağı sonucuna varıldığından ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547/2. maddesi gereğince “Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmü dikkate alındığında davanın kabulüne, dava konusu şirketin ihyasına, son tasfiye memuru olan davalı —— tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, ihyası talep edilen şirket ihyası talep edilen şirket hakkında devam eden icra takibinin olması ve davacının takibe itiraz nedeni ile itirazın iptali davası açacak olması sebebiyle, dava konusu şirketin tasfiyesinin tamamlanmamış olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, dava konusu şirketin ihyasına, son tasfiye memuru olan davacı—– tasfiye memuru olarak atanmasına, davalı ——- yasal hasım olması sebebiyle işbu davalı yönünden davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.——-sürecinde tasfiyenin gereği gibi yapılmasından davalı tasfiye memuru sorumlu bulunduğundan davada taraf sıfatı bulunduğu, davalı tasfiye memuru aleyhine davanın kabulü nedeniyle vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi HMK 326/1 gereği olduğu gözetilerek; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün davacı yargı gideri bakımından kaldırılarak yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tasfiye memurundan tahsiline karar verilmiştir.”——– Sayılı ilamı “… Belirtilen yasa maddesinde açıkça düzenlendiği üzere; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa davaya dayanak olan işlemlerin sonuçlandırılmasına münhasır olarak şirketin yeniden tescili talebi ile işbu davanın açılıp görülmesi mümkündür. Davacının açtığı dava sonucunda davanın kabulüne karar verildiği taktirde tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlandığından bahsedilemeyecektir. ——-Davacının şirket aleyhine açtığı dava sonuçlanmadığına göre tasfiye eksik yapılmıştır. İlanlara başvurulmamış olması sonucu değiştirmez. İhya davası şirketin aktif hale gelmesi için değil, söz konusu hukuk davasına münhasır olmak üzere davanın sonuçlandırılması ve sonrasında tasfiyenin tamamlanmasını temin için açılmıştır. Tasfiye işlemi eksik yapıldığı ve davacının dava açmasına sebebiyet verildiği için yargılama giderlerinin tasfiye memuru üzerinde bırakılmasında ve vekalet ücreti takdirinde bir usulsüzlük yoktur.” gerekçeleri ile tasfiye memurunun vekalet ücretinden ve yargılama giderinden sorumlu olduğu belirtilmiştir.Aynı zamanda bu kararda açıkça belirtildiği üzere ilanalara rağmen başvurmamış olmanın sonucu değiştirmeyeceğini belirtmiştir. Somut olayda Bahsi geçen icra takibi ——- yılında başlatılmış ihyası istenen şirket icra takibinden sonra ——-yılında sicilden terkinini sağlamıştır.
——— Somut olayda ; terkin olunan şirketin eski çalışanı olan davacının eksik gösterilen sigortalı hizmet tesbiti davası açıldığı ,davanın sürdürülebilmesi için davacı vekiline davalı şirketin tüzel kişiliğinin ihya davası açmak üzere süre verildiği, açılan bu davanın görülebilmesi için şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına, tasfiye memuru atanarak tescil ve ilanına karar verildiği , tasfiyeden sonra dava açılmış olsa da davacı bakımından tasfiyenin usulune uygun sonlandığının kabul edilemeyeceği , şirketin alacağı ve borcu bulunmadığı bu sebeble ihyasında hukuki yarar bulunmadığı savunmasının dinlenebilir olmadığı , toplanan tüm delillere göre TTK 547 maddede ki ek tasfiye koşullarının gerçekleştiği kanaatına varan mahkemenin takkdirinde isabetsizlik olmadığı,ihya ve yeniden tasfiye memuru atanmasına ve tasfiye usulune uygun sonlandırılmadığından davalı tasfiye memurunun HMK 326/1 gereği yargı gideri aleyhine hüküm verilen davalıdan alınacağından istinaf sebebleri yerinde bulunmamakla davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.” belirtmiştir.——–Tasfiye yapıldığı tarih itibariyle usulüne uygun yapılmış olsa bile tasfiye sonrası açılan davanın yürütülmesi amacıyla şirketin ihyası yasal zorunluluktur. Tasfiyede ilanların yapılmış olması, davacının tasfiye memuruna başvurmaması sonucu değiştirmez. Davacının şirketten alacaklı olup olmadığı, İş Mahkemesindeki yargılama sonucu belirlenebilecek bir husustur. Sonuç olarak; TTK 547. maddedeki ek tasfiye işlemleri için şirketin ihyası isteminin koşullarının oluştuğu, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla..” şeklindeki kararında tasfiyenin yapıldığı tarih itibarı ile usule uygun yapılsa dahi tasfiye sonrası açılan davanın yürütülmesi için şirketin ihyasına ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin tasfiye memurundan tahsil edilerek davacısına ödenmesine dair mahkeme kararını onamıştır. Kaldı ki somut olayda davacı yanca icra takibi tasfiye tarihinden çok önce başlatılmıştır.——- Sayılı ilamında “…İlk derece mahkemesince davanın kabul edilerek davacı lehine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmiştir. Bu bağlamda tasfiye sürecinde tasfiyenin gereği gibi yapılmamasından tasfiye memuru sorumlu olup, davada taraf sıfatı bulunan tasfiye memurunun mahkemece hükmedilen harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Tasfiye memuru, bu giderleri, ek tasfiye için ihya edilen şirketin tasfiye giderlerine ekleyebilecektir.” belirtmiştir.HMK’nın 326. maddesi uyarınca, aksine düzenleme bulunmadıkça yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Tüm bu anlatılan nedenlerden ötürü davanın kabulüne karar verilmiş, davalı ——-yasal hasım olması nedeni ile yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamış, yukarıda anlatılan nedenlerden ötürü tasfiye memuru yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutularak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-DAVANIN KABULÜNE, ——–nosuna kayıtlı bulunup —– tarihinde 6102 Sayılı TTK’nın 547. maddesi gereğince sicilden terkin edilen TASFİYE HALİNDE ——— 6102 Sayılı TTK’nın 547. maddesi gereğince——–sayılı dosyası ile ve bu dosyaya vaki itiraz nedeni ile davacı ile ihyasını talep ettiği bu şirket arasında açılacak itirazın iptali davası ile sınırlı olmak üzere terkin edilen şirket hakkındaki derdest takip dosyası ve açılacak olan itirazın iptali davasının sonuçlanması ve infazı bakımından sicilden terkinine ilişkin kararın kaldırılmak suretiyle İHYASINA, —– yeniden TESCİLİNE,
2- Tasfiye Memuru olarak en son tasfiye memuru olan ——- atanmasına, ek tasfiye işlemlerinin tasfiye memuru tarafından yürütülmesine, ek tasfiye işlemleri bitinceye kadar tasfiye memurunun görevine devam etmesine,
3- Kararın —– ilan edilmesine,
4-Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan 179,90 TL başvurma harcı, 179,90 TL peşin harç, 259,25 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 619,05‬ TL yargılama giderinin davalı tasfiye memuru —- tahsiliyle davacıya verilmesine, davalı ——- yasal hasım olması sebebiyle davacının işbu davalıyla ilgili yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı ——— yasal hasım olması sebebiyle işbu davalı yönünden davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davacı vekille temsil edildiğinden yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı tasfiye memuru ———- tahsiliyle davacıya verilmesine,
9-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ——- Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı ve tasfiye memurunun yokluğunda oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/06/2023