Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/237 E. 2023/865 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/237 Esas
KARAR NO: 2023/86
DAVA: Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 31/03/2023
KARAR TARİHİ: 26/10/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

DAVA: Davacı vekili 31/03/2023 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; ” Müvekkil … ile davalı, ticari nitelikteki alacak için ———– arabuluculuk dosya numarasında ekte sunulu 25/03/2022 tarihli dava şartı arabuluculuk anlaşma tutanağı ile anlaşmışlardır. Yapılan anlaşmada davalının ——— İli, ——– İlçesi, ——– ada,——— parselde kayıtlı taşınmazını en geç 30/06/2022 tarihine kadar her türlü takyidattan ari şekilde müvekkil … devredileceği tarafların hür iradesi ile imza altına alınmıştır. Devamla davalının, devre konu taşınmaz üzerindeki borçların teminatı olarak, ———– E. Numaralı icra takibi borcu için 160.000-TL bedelli 05/07/2022 vadeli ve ——— tarafından konulan ipotek borcu için 532,062,00-TL bedelli 01/02/2023 vadeli senetleri ———- lehine düzenleyip teslim edecekleri konusunda anlaşmışlardır. Fakat davalı tarafça arabuluculukta anlaşılan şartların hiçbiri yerine getirilmemiştir. Müvekkillerce davalı tarafla iletişim kurulmaya çalışılmışsa da davalı bugün yarın diyerek müvekkilleri oyalamış ve üstlendiği edimleri yerine getirmemiştir. Taşınmazların icra dairesi marifetiyle teslim ve tescili mümkün olmadığından ilgili arabuluculuk anlaşma tutanağı gereği dava açma zorunluluğu doğmuştur. Yine aynı nedenle tarafımızca icra edilebilirlik şerhi için mahkemeye başvurulmamış olup, Sayın Mahkemece istenmesi halinde dava konusu arabuluculuk tutanağı hakkında icra edilebilirlik şerhi başvurusu için tarafımıza süre verilmesini talep ediyoruz. Davalının, dava konusu taşınmazı uhdesinden çıkartma ihtimali olup, bu durumda müvekkilin alacağına kavuşması imkansızlaşacaktır. Anılan nedenle dava konusu taşınmaza teminatsız olarak tedbir konulmasını talep etme zorunluluğu vardır.” denmiştir. Davalı taraflara usulüne uygun tebliğ yapılmasına rağmen dosyamıza herhangi bir cevap dilekçesi sunmadıkları anlaşılmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 Sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı kanunun 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve dair usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının 6102 Sayılı TTK’nda ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 Sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup 6102 Sayılı TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.Tüm dosya kapsamı bir arada incelendiğinde; TTK 4/1 maddesine göre bir davanın Ticaret Mahkemesinde görülebilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması ya da 4/2 maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerektiği, davacılardan … tacir olup olmadığına ilişkin mahkememizce yapılan araştırmada ———- Vergi Dairesi Müdürlüğünün 0704.2023 tarihli yazısında davacının sadece gayrimenkul sermaye iradı yönünden mükellefiyeti bulunduğunun bildirildiği, davalı … tacir olup olmadığına ilişkin mahkememizce yapılan araştırmada ———- Vergi Dairesi Başkanlığının 07.04.2023 tarihli yazısında; davalının vergi mükellefiyeti olmadığının sadece ticaret şirketlerinde ortaklıkları bulunduğunun bildirildiği bununla birlikte davalının beyanlarında bahse konu alacağın şahsi bir borçtan kaynaklı olduğunu beyan ettiği bu haliyle davacı … ile davalının tacir olmadığı ve huzurdaki davanın ticari dava tanımına uymadığı, huzurdaki uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin yetkili olduğu anlaşılmakla; mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4 ve 5 maddeleri gereğince görevli mahkeme ———– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olması sebebi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden, İstinaf yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli ———– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde mahkememizce Resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına( ihtarat yapıldı)
3-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ———— Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.26/10/2023