Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/216 E. 2023/1037 K. 19.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/216
KARAR NO : 2023/1037

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/03/2023
KARAR TARİHİ : 19/12/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; 22/05/2020 tarihinde sürücü —- sevk ve idaresindeki —- plaka sayılı araç seyir halinde iken sürücü —- sevk ve idaresindeki —–plaka sayılı araç ile çarpışması neticesinde trafik kazası meydana gelmiştir. Bu kaza nedeniyle müvekkil yaralanmıştır. Tarafımızca zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu—– plaka sayılı araç sürücüsü —– 2918 sayılı K.T.K.‘nın ilgili maddesini ihlal ettiğinden kusurludur. Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi kapsamında —- plaka sayılı araç —– sorumluluğundadır. Müvekkilim tarafından davalıya başvuru yapılmış olup davalı sigorta şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmamıştır. Müvekkilim —– , söz konusu trafik kazası nedeniyle, —– Üniversitesi Hastanesi’nden 30/07/2021 tarihinde alınan maluliyet raporuna göre %27 oranında malul kaldığını, müvekkilinin haksız olarak mağdur edilmeye devam edilmektedir. Müvekkilinin bu mağduriyetinin ve maluliyet zararının giderilmesi için sigorta şirketinden ZMSS kapsamında alacağı olan maluliyet tazminat miktarının bilirkişi marifeti ile hesaplanarak müvekkiline ödenmesi için dava yoluna gitme mecburiyeti hasıl olduğunu, yapılacak yargılama nedeniyle oluşacak yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı 22.05.2020 tarihinde meydana gelen ve——plakalı aracın karıştığı trafik kazasında davacının yaralanması sebebiyle sürekli sakatlık,geçici iş göremezlik,tedavi gideri ,bakıcı gideri talepli olarak huzurdaki başvuruyu yaptığını, huzurdaki davaya cevap verilebilmesi için öncelikle 6100 sayılı hmk. 121 md. gereği delillerin tarafımıza tebliği gerekir. davacının dava dilekçesinde dayandığı belgeler dava dilekçesinin eklerinde mevcut olmamakla tarafımıza tebliğ edilmediğinden bu hususta itiraz ve cevap hakkımızı saklı tuttuklarını, öncelikle bu hususların saptanabilmesi, davanın esasına ve usule ilişkin itirazlarımızın sunulabilmesi için dava dilekçesinin ve tüm delillerin tarafımıza ibrazı gerekmektedir. işbu nedenle 6100 sayılı hmk 121 md. gereğince delillerin şirketimize tebliği gerektiğinden tarafımıza tebliğ edilmeyen delillere ilişkin diğer cevap ve delil sunma haklarımızı saklı tuttuklarını, davayı kabul mahıyetınde olmamak kaydıyla, müvekkıl sırketın yerlesım yerı ıtıbarıyle huzurdakı dava yetkısız mahkemede açılmıstır.
kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerekmektedir.davacı daha önce —–tahkim başvurusunu yapmış olup tahkim komisoyonu tarafından sigortalı araç sürücüsü kusursuz olduğundan başvurunun reddine karar verilmiş olup karar kesinleşmiştir. (ek – karar)

hukuk muhakemesi kanunu madde 114 “dava şartları şunlardır: (..) aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması. (..)” hükmü amirdir. kesin kanun hükmü uyarınca davanın reddini talep ederiz.

başvuran 22.05.2020 tarihinde meydana gelen ve —–plakalı aracın karıştığı trafik kazasında —– maluliyetinden kaynaklı sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı talepli olarak huzurdaki başvuru yapılmıştır.
erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmeliği’ne uygun rapor sulunmadığından dava şartı yerine getirilmemiştir.-müvekkil şirket hakkında açılan davanın dava şartlığı yokluğundan (eksik belge) reddine
– esasa girilmesi halinde davanın esastan reddine
-kesin hüküm nedeniyle davanın reddine,
aksinin kabulü halinde ise,
-sorumluluğun azami poliçe teminatı ile sorumlu tutulmasına,
– temerrüde düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkil şirket aleyhine vekalet ücreti, yargılama giderleri ve faize karar verilmemesine,
– kabul anlamına gelmemek üzere aleyhe hüküm kurulması halinde ise poliçe limiti ve sigortalının kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulması gerekliliğine, reddedilen kısım için ise yargılama ücreti ve ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatı istemlerine ilişkindir.
Davanın açılmasının usul hukuku bakımından ortaya çıkardığı sonuçlardan biri de davanın görülmekte olmasıdır. Aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce bir dava açılmış ve bu dava görülmekte (derdest) ise aynı konunun (uyuşmazlığın) yeni bir dava konusu yapılma olanağı bulunmamaktadır. Çünkü aynı konuda iki dava açılmasında davacının hukuken korunmaya değer bir çıkarı bulunmamaktadır.
Dava şartlarını düzenleyen HMK’nin 114’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (ı) bendinde “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması” biçiminde ifade edilen derdestlik dava şartlarındandır. Buna göre önceden açılmış bir dava devam etmekte iken aynı konuda yeniden dava açılamaz. Buna rağmen açılırsa yeni dava usulden reddedilir. Derdestlikten söz edilebilmesi için, daha önce açılmış olan davanın tarafları ile konusunun ve dava sebebinin aynı olması gerekmektedir.
Öte yandan dava konusu uyuşmazlığın, daha önce kesin bir hüküm ile çözümlenmemiş olması da dava şartlarındandır. Aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce dava açılmış ve verilen hüküm kesinleşmiş ise, artık o dava konusu hakkında kesin hüküm vardır. Aynı dava (uyuşmazlık) yeni bir dava konusu yapılamaz; yapılırsa, mahkemenin kesin hüküm varlığını kendiliğinden gözeterek davayı esasa girmeden (usulden) reddetmesi gerekir.
HMK’nin 303’üncü maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca bir davaya şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için; her iki davanın taraflarını, her iki davanın dava sebeplerini ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması zorunludur. Bu nedenle maddi anlamda kesin hükmün varlığının belirlenmesi bakımından eski (ilk) dava ile yeni (ikinci) davanın, konularının aynı olup olmadığını anlamak için hâkimin, eski (ilk) davada verilen kararın hüküm fıkrası ile yeni (ikinci) davanın talep sonucunun karşılaştırılması gerekir. İkisi aynı ise dava konularının aynı olduğu sonucuna ulaşılacaktır.
Hemen belirtmek gerekir ki, HMK’nin 114’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının “i” bendinde belirtilen dava şartlarından olan aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması koşulunun oluşup oluşmadığının belirlenmesi için eski (ilk) davanın biçimsel anlamda da kesinleşmiş olması da gerekmektedir.
Diğer yandan HMK’nin 115’inci maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Aynı maddenin 2’nci fıkrasına göre de mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. —- Bölge Adliye Mahkemesi —– Hukuk Dairesi’nin —– Esas ve—– Karar sayılı ilamı)
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ekinde Sigorta Tahkim Komisyonu’nun —– Esas sayılı dosyasında başvuru yapıldığının beyan edildiği, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem kararının incelenmesinden; davacı vekili tarafından,22/05/2020 günü meydana gelen trafik kazası nedeniyle maddi tazminatına hükmolunması için Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetine22/01/2022 günü başvuruda bulunmuş, Uyuşmazlık Hakem Heyetinin02/06/2022 gün ve —-sayılı kararıyla, davalı sigorta şirketinin sigortalısının kusursuz, davacının %100 kusurlu olduğu gerekçesiyle başvurunun reddine karar verildiği, hakem kararı ve itiraz hakem kararının taraflara tebliğ edildiği ve kararın kesinleştiği; eldeki maddi tazminatının ise 25/03/2022 günü açıldığı anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; bahsedilen Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin dosyası getirtildiği, taraflarının, dava sebebinin ve konusunun aynı olduğu anlaşılmakla; HMK’nin 114’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının “i” bendinde belirtilen aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlamamış olmasına ilişkin dava şartlarının yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85 TL harçtan peşin olarak alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T 7/2. maddesi uyarınca 2.000,00 avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-3.120,00 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair verilen karar tarafların yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.