Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/21 E. 2023/31 K. 13.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/21 Esas
KARAR NO : 2023/31
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/07/2022
KARAR TARİHİ: 13/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ——– öncü üreticilerinden olarak, —– aşkın çalışanı ——, dayanıklı tüketim, otomotiv ve ——— birçok sektöre hizmet verdiğini, güvenilirlik, esneklik, yenilikçilik ve sürdürülebilirlik temel değerleriyle birlikte iş ortaklarıyla güvene dayalı ve uzun süreli ilişkiler oluşturmakta ve onlara özel esnek çözümler geliştirmektedir. —- gerçekleştirdiği ihracat miktarı ve istihdam sayısı ile—- ciddi katkılarda bulunmaya devam ettiğini, davalı —- tarihinde —- akdedildiğini, İş Sözleşmesi’nin 9. Maddesinde: “Bu iş sözleşmesinin, işveren tarafından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17.ve 18. Maddelerine göre geçerli bir nedenle feshi durumu hariç olmak üzere, herhangi bir suretle sona ermesi halinde, işgören, 6 ay müddetle, aynı konuda iştigal eden rakip firmalarda herhangi bir görev almayacaktır, dolaylı ya da dolaysız faaliyette bulunamayacak ve rekabete girecek bir faaliyette bulunamayacaktır. Bu hükmün ihlal edilmesi halinde işçi, son aldığı aylık üzerinden 10 maaş tutarında tazminatı işverene ödemeyi peşinen kabul eder.” hükmü yer aldığını, davalı ile Müvekkil arasındaki iş ilişkisi Davalı’nın istifası nedeniyle ——– tarihinde sona erdiğini, hemen akabinde Davalı, Müvekkili ile aynı işkolunda faaliyet gösteren dava dışı —–nezdinde çalışmaya başladığını, işbu durum Davalı’nın —— nezdindeki kayıtlarıyla da sabit olduğunu, Müvekkil ve dava dışı ——-başta olmak üzere aynı işkolunda faaliyet gösteren ve rekabet halinde olan şirketlerdir. Davalı’nın İş Sözleşmesi’ni sona erdirmesi akabinde —–çalışmaya başlaması İş Sözleşmesi’nin 9. maddesindeki rekabet yasağı düzenlemesine de aykırı olduğunu bu nedenle davalı borçlu ——sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve mesnetsiz olarak icra takibine itiraz ettiğini, tüm bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz İtirazının İptali ile İcra Takibinin Devamına, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen Faiziyle Ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere İcra İnkâr Tazminatına Mahküm Edilmesine, Yargılama masrafları ve ücreti vekâletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde yetkisiz icra dairesinde icra takibi başlatıldığını, yetkili icra dairesinin —— İcra Müdürlükleri olduğunu ileri sürdüğü, ilk öncelikli olarak usulden aksi takdirde esastan davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
—— karar sayılı ilamında; ” Davalı vekili süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde, yetki itirazında bulunmuş ve —— yetkili olduğunu belirtmiştir.
Her ne kadar HMK ‘nun 10. Maddesi gereği sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir ise de; davacı tarafça dava dilekçesinde sözleşmenin ifa edileceği yerin belirtilmemesi ve herhangi bir sözleşme sunulmadığı da dikkate alınarak Mahkememizin yetkili olmadığı anlaşıldığından, dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, Mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” şeklindeki gerekçelere yer verilerek yetkisizlik kararı vergi anlaşılmıştır.
Davalı —— ikamet ettiği görülmüştür.
Davalı vekilinin incelenen cevap dilekçesinde —– yetkisiz olduğuna ve buna mukabil ——– yetkili olduğuna ilişkin bir beyanı bulunmadığı, aksine davalı aleyhine başlatılan takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, —– Yetkili olduğuna ilişkin beyanının olduğu görülmüştür. Bu nokta da —— sayılı gerekçeli kararında; “Davalı vekili süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde, yetki itirazında bulunmuş ve —– yetkili olduğunu belirtmiştir.” şeklindeki tespitlerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
—– sayılı ilamında; ——ise, somut olayda davalı vekilinin yetki itirazında bulunmuş ise de birden fazla yetkili olan mahkemeden seçtiği mahkemeyi bildirmediği, ——– diyerek seçtiği mahkemeyi göstermediği anlaşıldığından yetki itirazının bu yönüyle de yerinde olmadığı ve dikkate alınmaması gerektiği gerekçesiyle karşı yetkisizlik kararı verilmiştir.
HMK’nın 6/1. maddesi uyarınca genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Bu yetki kuralı kesin olmadığından HMK’nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Yetki itirazının ileri sürülmesi” başlıklı 19/2. maddesinde; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde “Kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazını “ilk itiraz” olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise; “İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi halde dinlenemez.” hükmünü içermektedir.
Dosya kapsamında davalı vekili cevap dilekçesinde, ——– Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirttiği, davalının usulüne uygun yetki itirazında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın davanın ilk açıldığı yer olan —– görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanun’un 36/3. maddesi gereğince ——YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, —– tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.” şeklindeki açıklamalarının ışığı altında somut olayımızda davalı vekilinin cevap dilekçesinde ——- Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin beyanının olmaması ve davalının yerleşim yerinin ——- olması hususları hep bir arada değerlendirilerek karşı yetkisizlik kararı vermek gerekmiştir.
Kaldıki diğer bir husus ise dava, rekabet yasağı ve cezai bedel sözleşmesi ile karalaştırılan iş akdinin feshinden sonra işçinin rekabet etmeme yasağına aykırı davranışları iddiasına dayalı icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
25/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5/1-a maddesindeki düzenleme ile, (…) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına ilişkin dava ve işlere iş mahkemelerinin bakacağı hüküm altına alınmıştır. Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümü hizmet sözleşmelerine ilişkin olarak 393 ve 469. maddeler arasındaki düzenlemelerden oluşmaktadır. İşçinin rekabet yasağına ilişkin 444. Madde de bu bölümde düzenlenmiştir.
İşçinin hizmet akdinin sonlanmasından sonra oluşan rekabet yasağının, haksız rekabet ve gizlilik yükümlülüklerine aykırılık nedeni ile açılan tazminat davalarının ——–istikrarlı içtihatlarına göre ticaret mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu kabul edilmekteydi. Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 4/1-c maddesinde Türk Borçlar Kanununun rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447 maddelerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olarak kabul edilmiş ve TTK’nın 5/1. Maddesinde de aksine hüküm bulunmadıkça, tüm ticari davaların asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiştir. Ancak Mahkemelerin görevi davanın açıldığı durum ve koşullara göre belirlenir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5/1-a maddesine göre işçinin rekabet yasağının da yer aldığı TBK’nın Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine ilişkin işçi ve işveren arasındaki ilişkiden kaynaklanan davalarda iş mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir. 7036 sayılı yasanın 5. Maddesinin gerekçesinde yapılan değişiklikle, iş mahkemelerinin görev alanının genişletildiği ve böylece iş mahkemelerinin işçi ve işveren arasındaki tüm ihtilafları çözmekle görevlendirilerek tam bir ihtisas mahkemesi olarak kabul edildiği, bu yaklaşımla işçi ve işveren arasındaki iş ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda istikrarlı kararların verilmesinin sağlanacağı ve uzmanlık sebebiyle kısa sürede daha güvenilir sonuçlar elde edileceği ve yargı yoluna başvuranların haklarının daha iyi korunacağı belirtilmiştir.
Yürürlük tarihi Türk Ticaret Kanunundan daha sonra olan ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan özel nitelikteki 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 5. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin devamı veya sona ermesinden sonra açılan davalar ayırımı yapılmamıştır. Buna göre iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesi görevli olmayıp, iş mahkemesi görevlidir. —–
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava konusu uyuşmazlıkta ——– Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğu anlaşıldığından davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİ İLE; Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, yetkili Mahkemenin —— ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ OLDUĞUNA,
2-Kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesinden sonra dosyanın resen HMK’nın 22/2.maddesi gereğince yetkili mahkemenin belirlenmesi için ——- Dairesine MERCİ TAYİNİ için GÖNDERİLMESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde —— Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 13/01/2023