Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/202 E. 2023/297 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/202 Esas
KARAR NO: 2023/297
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/03/2023
KARAR TARİHİ: 24/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle davacı ile ile —– tarihinde—— akdedildiğini, davalı şirketin de —– şirketler grubuna mensup olan şirketlerden olduğunu, Anılan Sözleşme kapsamında davacının——- tarafından işletilmekte olan——- bulunan —– kapsamında tesis edilmesi gereken ——- ekipman ve sistemlerinin; yapılması, kurulması ve devreye alınması işini üstlendiğini,—–davalı şirketin tesisine kurmuş olduğu——– davacı şirketin geliştirmiş olduğu sistemlerden birisi olduğunu ve davacının bu sisteme ilişkin ——nezdinde —- başvurusu bulunduğunu ———-, davacı şirket ile davalı arasındaki bu sözleşmesel ilişkide, davacı şirket tarafındaki süreci şirket bünyesinde o dönemde satın alma müdürü olarak görev yapan ve aynı zamanda ——-tasarım ve satışını da gerçekleştiren —– takip ettiğini,davacı tarafından yapılan ilk tesisten sonra davalı şirketin kapasite artışı planladığını, bununla ilgili tüm maliyet hesaplarını yine müvekkil şirkette çalışmaktayken —– gerçekleştirdiğini ve davalı şirkete davacı tarafından 23.02.2022 tarihli teklif sunulmuştur ——– Ne var ki, davacı tarafından sunulan teklif üzerine davalı şirket tarafından “kendi imkanlarıyla bu işi yapmaya karar verdikleri” ifade edilerek teklifin red edildiğini, Bu süre zarfında, 21.03.2023 tarihinde —– davacı şirket nezdindeki görevinden ayrıldığını ve sonrasında davadışı —- davalı şirket bünyesinde işe başladığını, davalı şirket, müvekkilimizin tecrübesinden ve — faydalanmak amacıyla müvekkilimizin çalışanını ——- ——- kendi bünyesinde istihdam etme yoluna gitmiş ve bu davranışı ile müvekkilimiz aleyhine haksız rekabet yarattığını, davalı şirketin —- konu olan desülfürizasyon ünitesinin yapımı işi için davacı şirketten teklif almış iken davacı şirket ile çalışmaktan vazgeçtiğini; onun yerine davacı şirketin anılan—— ünitesi yönünden kilit önem taşıyan personeli —– istihdam ederek işi kendi bünyesinde yapma yoluna gittiğini,davalı tarafın davacının zaman emek ve para harcayarak istihdam ettiği ve yetiştirdiği çalışanı, hiçbir zaman, emek ve para sarf etmeksizin transfer ettiğini, bu çalışan yoluyla davacı şirketin iş planları ve ürünlerinden haksız bir şekilde yararlandığını, davalının bu yol ile davacı tarafından özel olarak geliştirilen ve —— konu olan desülfürizasyon ünitesi ve buna bağlı ek işlerden haksız bir şekilde yararlanma çabası içerisinde olduğunu,normal yollar ile elde edemeyeceği veya geliştiremeyeceği bir ürünü/hizmeti, davacının bu alanda bilgili olan çalışanını istihdam etme suretiyle, çalışandan bilgileri alarak haksız bir şekilde kendi bünyesinde yapmaya başladığını, belirtmiş netice itibarı ile davalının haksız rekabet eylemleri kapsamında haksız rekabetin tespitine ve haksız rekabetin durdurulmasına, davalının bu eylemlerden men’ine, Davalının haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeniyle, davacı şirketin uğradığı ticari kaybından dolayı 100.000-TL manevî tazminata mahkûm edilmesine, Davalı hakkında verilecek mahkeme kararının TTK md. 59 uyarınca gideri davalıdan alınmak üzere yurt çapında tirajı en yüksek üç gazeteden birinde ilanına,Davalının bu eylemlerden ötürü TTK md. 56/1-d hükmü uyarınca belirsiz alacak davası olarak şimdilik 500.000- TL maddî tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
——-ilamında——— olayda Mahkemece, davada marka hakkının korunması veya markaya tecavüzle ilgili bir talep bulunmadığından, uyuşmazlığın fikri mülkiyet veya sınai mülkiyet hakkıyla ilgisi bulunmadığından, ticaret mahkemesine görevsizlik verilmiş ise de, davacının Markasının tescilli olduğu ve davacının Marka hakkına dayanarak davasını açtığı, her ne kadar ıslah ile tecavüzden doğan haklar istenmiş ise de, tecavüzün oluşup oluşmadığının tespitinin yapılması gerektiği buna göre de öncelikle davalının davacının marka hakkına ilişkin tecavüzün olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Markaya tecavüzün tespitinin yapılması Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin görev alanına girdiği, haksız rekabetten doğan iddialar ile marka tecavüzüne ilişkin iddiaların birlikte görülmesinin gerekmesi halinde de daha özel görevli Fikri ve Sinai Haklar Mahkemesi’nin her iki davaya da bakmakla yükümlü bulunduğu, Davacı tarafın taleplerinden birinin ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiği dikkate alındığında, 551 Sayılı KHK’nın 146. maddesinin 1. fıkrası gereğince davanın Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir —————– olup, özel bilgi ve uzmanlık gerektiren belirli uyuşmazlıkların çözümü için kurulmuş özel mahkemeler olduğundan, genel mahkeme olan Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanına giren işlere de bakabileceğinden, davacı tarafın istinaf talebinin kabulü ile ——– görevsizlik kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” belirtmiştir.
Somut olayda talep davacının iş bu davadaki talebi özü itibarı ile davacı şirket adına tescilli —– ve davacı şirketin geliştirmiş olduğu sistem ve bu sisteme ilişkin ———– sistemin davalı şirket tarafından daha evvel davacı şirkette istihdam edilen bir çalışanın istihdam edilmesi sureti ile haksız şekilde bu sistemin üretilmeye başlanması, bu yönde marka hakkına tecavüzde bulunulmuş olması ve davacı şirket adına ——– başvurusuna konu olan ———— buna bağlı iş planının kendi bünyesinde üretilmesi sureti ile haksız rekabette bulunduğunun tespiti ve bu tespite bağlı olan tazminat istemlerine ilişkin olup ——– nezdinde tescilli olan markanın ve ——- tescil başvurusuna konu olmuş ——— buna bağlı iş planının izinsiz olarak kullanılması,üretilmesinden kaynaklı haksız rekabetin tespiti, haksız rekabetin durdurulması , men’i ve tazminat istemlerine ilişkin olup somut olayda davacının Marka hakkına ve adına tescilli faydalı model tescil başvurusuna konu olmuş sisteme dayalı olarak davasını açtığı tecavüzün oluşup oluşmadığının tespitinin yapılması gerektiği buna göre de öncelikle davalının davacının marka ve faydalı model tescil başvurusuna konu olan hakkına ilişkin tecavüzün olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmekte olup davaya bakma görevi özel olarak kurulmuş olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerine aittir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi gereği görev dava şartlarından olup aynı kanunun 115. Maddesi gereği mahkeme görevli olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetmek zorundadır. Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmış buna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4 ve 5 maddeleri, 6100 sayılı HMK’nın 114 ve 115. maddeleri gereğince görevli mahkeme ——- Nöbetçi Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olması sebebi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden, İstinaf yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli ——- Nöbetçi Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi taktirde mahkememizce Resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına( ihtarat yapıldı)
3-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, —Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/03/2023