Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/196 E. 2023/767 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/196 Esas
KARAR NO: 2023/767
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/03/2023
KARAR TARİHİ: 28/09/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından, davalı/borçlu aleyhine ——- sayılı icra dosyası üzerinden 103.828,20 TL asıl alacağın ve fer’ilerinin tahsili amacıyla icra takibi aşlatıldığı, ancak davalı/borçlu tarafından söz konusu ödeme emrinde belirtilen borca ve fer’ilerine itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu, icra takibinin dayanağını, müvekkil şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkinin oluşturduğu, bu ticari ilişkiden kaynaklı olarak; 8.260,00 TL tutarında 11.09.2019 tarihli ve ——- numaralı, 44.297,20 TL tutarında 02.09.2019 tarihli ve —— numaralı, 17.582,00 TL tutarında 17.06.2019 tarihli ve ——- numaralı, 39.235,00 TL tutarında 05.08.2019 tarihli ve ——- numaralı, 8.850,00 TL tutarında 27.05.2019 tarihli ve ——- numaralı, 13.570,00 TL tutarında 28.06.2019 tarihli ve ——– numaralı, 4.720,00 TL tutarında 27.05.2019 tarihli ve —— numaralı faturaların bulunduğu, fatura bedellerinden müvekkil şirketin davalı/borçludan toplamda 103.828,20 TL bakiye alacağı kaldığı, arz edilen nedenlerle, davalı borçlunun ——– E. sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesin dava ve talep etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; .Davacı tarafın diğer taleplerini kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydı ile, müvekkili şirketin dava dilekçesinde ve ödeme emrinde belirtildiği şekilde borcu bulunmadığı, takibe konu fatura alacağı içeriğinden/dayanağından dolayı müvekkillerinin takip talebinde alacaklı olarak gözüken davacı tarafa hiçbir borcu olmadığı, davacı tarafın hukuki dayanaktan yoksun ve tek taraflı olarak tutarlarını belirlediği fatura, cari hesap ve servis raporları borçlarına ilişkin dekontlar dikkate alındığında, işbu haksız davaya konu -borcu kabul anlamına gelmemek kaydı ile- alacak tayini ancak taraflara ait defter ve kayıtlar üzerinde yapılacağı dolayısıyla dava konusu alacağın likit ve belirlenebilir olmadığı izahtan vareste olup yüksek mahkeme kararları doğrultusunda işbu hukuki dayanaktan yoksun icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiği, arz ve izah edilen sebeplerden lüvekkil şirketin herhangi bir borcunun bulunmaması sebebiyle davanın ESASTAN REDDİNE, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa YÜKLETİLMESİNE, Davacı taraf aleyhine % 20′ den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini cevap ve talep etmişlerdir.

DELİLLER:——– Vergi Dairesinin 28/03/2023 tarihli ba/bs formlarına ilişkin yazı cevabı, ——– esas sayılı dosya sureti, ——- Vergi Dairesinin 12/04/2023 tarihli ba/bs formlarına ilişkin yazı cevabı, ——– Vergi Dairesinin 212/04/2023 tarihli ba/bs formlarına ilişkin yazı cevabı, 25/08/2023 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 23/07/2023 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi raporunda özetle; Taraflar arasındaki hukuki ihtilaf davacı yanın 08/08/2022 tarihinde borçlu aleyhine ——- E. sayılı dosyası ile; 103.828,20 TL Asıl alacağı için icra takibi başlatması karşısında, davalı yanın takibe itiraz etmesi üzerine çıkmış bulunmaktadır. Davacı şirkete ait 2019, 2020, 2021, 2022 yıllarına ait tüm ticari defterlerinin 6102 sayılı yeni TTK. İlgili hükümleri yönünden açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı ve usulüne uygun tutulmuş olduğu, Davalı yan incelemeye katılmamış ve defter, belge sunmamıştır. Davacı Yanın Defter İncelemesi Neticesinde; Taraflar arasında ki ticari ilişkinin 27/05/2019 tarihinde ——–nolu fatura ile başladığı, davacı tarafından davalıya 7 adet fatura düzenlendiği, davalı tarafından da davacıya 2 adet fatura düzenlendiği ve 2 kalemde toplam 12.980,00 TL ödeme yaptığı, 31/12/2019 tarih itibariyle davacının davalıdan 103.828,20 TL alacaklı olarak gözüküp, bakiye tutarının 2020 yılına devrettiği, 2020 yılında davacı tarafından 103.828,20 TL alacak tutarının ——- Şüpheli Ticari Alacaklar hesabına alındığı, 2021 ve 2022 yılına devrettiği, 08/08/2022 takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 103.828,20 TL alacaklı göründüğü, Davacı tarafından 2019 yılında davalıya düzenlemiş olduğu 5.000,00 TL üzeri kdv hariç ——- adet 115.690,00 TL tutarlı faturayı Bs formlarında, davalı yan tarafından düzenlenen kdv hariç 2 adet 16.700,00 TL tutarlı faturayı Ba formlarında, Davalı tarafından da 2019 yılında davacı tarafın düzenlemiş olduğu 5.000,00 TL üzeri 7 adet 115.690,00 TL tutarlı faturayı Ba formlarında, davalı yan tarafından düzenlenen kdv hariç 2 adet 16.700,00 TL tutarlı faturayı Bs formlarında beyan ettiği görülmüştür.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:Dava, açık hesaba dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde düzenlenmiştir. İcra dosyası celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak ——- Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.Somut olayda; davacı davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın asıl alacağına yönelik itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde davalı tarafın kayıtlarını sunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, davacı şirketin davalı şirkete mal veya hizmet satışı yaptığı bağlı bulundukları vergi dairelerine beyan ettikleri BA-BS formların birbiri ile örtüştüğü, davacı kayıtlarında 103.828,20 TL alacaklı göründüğü, HMK 222.maddesi uyarınca ticari defter ve kayıtların davalı tarafından eksiksiz sunulmadığı görülerek davacı kayıtlarının davacı lehine delil teşkil ettiği kanaatine varılarak davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 103.828,20 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davacının davalıyı takipten önce temerrüde düşürmediği anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 103.828,20 TL alacaklı olduğu, form BA-BS beyannamelerinden davalının davacıdan fatura alarak kayıtlarına intikal ettirmesi karşısında artık ispat yükünün davalı tarafa geçmiş olduğu ve aksinin dosya kapsamı itibariyle ispat edilemediği, faturaya dayalı ve likit olması nedeniyle davacının ayrıca icra inkar tazminatına yasal şartları bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından ——- sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 103.828,20 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
2-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz İŞLETİLMESİNE,
3-Asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 oranındaki 20.765,64‬ TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
5-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 7.092,50 TL harçtan, peşin yatırılan 1.773,13 TL harcın düşümü ile geri kalan 5.319,37 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
6-Davacı tarafından yapılan 1.773,13 TL Peşin harç, 179,90 TL başvuru harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 72,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 4.025,03 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
9-1.560,00 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2023