Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/180 E. 2023/471 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/180 Esas
KARAR NO : 2023/471

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/03/2023
KARAR TARİHİ : 18/05/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

DAVA: Davacı vekili 14/03/2023 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; “—- reklam, tanıtım ve organizasyon sektöründe faaliyet göstermektedir. Davalı Şirket ile müvekkilim Şirket arasında —- İli, —– İlçesinde bulunan —– ve burada bulunan dükkanların kiralama, satışının tanıtım ve reklam işlerinin—– tarafından yapılması hususunda anlaşmışlardır—– bu çerçevede gerekli tanıtım ve reklamları çeşitli platformlarda yapmış, bunlar için görseller, duyurular, videolar, reklamlar hazırlamış, sosyal medya sayfaları vs. açmış, burada belirli bir takipçi kitlesinde ulaşmıştır. Davalı Şirket’e kesilen faturalardan görüleceği üzere vergi numarası aynı olan Şirket’in önceki unvanı—–Projesi Adi Ortaklığı şeklindedir. —–tanıtım ve reklamı için pek çok faaliyet gerçekleştirmesine rağmen davalı Şirket’ten ne yazık ki alacağını alamamış, kimi zaman da oyalanmış, bekletilmiştir. Müvekkilime çeşitli tarihlerde ödemelerini yapan davalı borçlu Şirket, fatura karşılığı olan reklam ajansı hizmet bedeli borçlarını ödemeyince tarafımızca——–. İcra Müdürlüğü’nün —— sayılı dosyasında icra takibi açılmıştır. Ödeme emrini tebellüğ eden borçlu 21.12.2022 tarihinde vekili aracılığıyla “borca, faize, faiz oranına ve ferilerine” itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet vermiştir. Borçlu borca, faize, faiz oranına ve ferilerine itiraz etmiş ise de, hangi gerekçe ile borcunun olmadığını, bir diğer ifadeyle borcu ödediğini beyan etmemiştir. Yine faize itiraz edilmiş ise de, takip talebinde görüldüğü üzere talep edilen faiz yürürlükte bulunan mevzuata uygundur. Faturalara ve muavin kayıtlarına bakıldığında borçlunun sebepsizce borcunu ödemediği çok açık görülmektedir. Ayrıca—— ve borçlunun ticari defterleri ile banka hesap hareketleri incelenmesi halinde de takibe yapılan itirazın haksız olduğu ortaya çıkacaktır. Ekli (e-imzalı) anlaşmama tutanağından görüleceği üzere davalı-borçlu ile uzlaşma imkanı olamamıştır. Zaman kazanmaya yönelik olduğu açık olan davalı borçlunun yapmış olduğu itiraz tamamen haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup, alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla kötü niyetli olarak yapılmıştır. Belirtmiş olduğumuz nedenlerden dolayı davalı borçlunun haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli itirazının iptali ile icra takibinin devamına ve borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi için davayı açma zorunluluğu hâsıl olmuştur.” dava ve talepte bulunmuştur.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; itirazın iptali davasının kısmi dava olarak ikame edilmesi usule ve yasaya aykırı olduğundan huzurdaki davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı taraf sözleşmeye istinaden üstlendiği edimini kusurlu ve eksik ifa etmiş olup müvekkil adi ortalık aleyhine düzenlediği faturalar vasıtası ile iddia ettiği alacağa hak kazanamadığını, icra takibi konusu faturalara müvekkili adi ortaklık tarafından süresi içinde itiraz edilmiş olduğundan huzurdaki dava haksız ve mesnetsiz olduğunu, huzurdaki itirazın iptali davasının kısmi dava olarak açılması mümkün olmadığından, davanın usulden reddini, —– İcra Müdürlüğü’nün —–Esas sayılı dosyasına kapsamında ödeme emrine yaptığımız itirazın haklı olduğuna karar verilerek, itirazın iptalinin ve icra takibi’ne devam edilmesi taleplerinin tümden reddini, davacı tarafından istenen icra inkâr tazminatının reddini, davacı tarafından haksız ve kötü niyetli bir şekilde müvekkil ortaklık aleyhine icra takibi başlatıldığından alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretin davacıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava açık hesap ilişkisine dayalı takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.Davalı taraf olan —— isimli şirketler tarafından kurulan bir adi ortaklıktır.
Adi ortaklık bir sözleşme tipi olarak Türk Borçlar Kanunu’nun onsekizinci bölümünde (TBK m. 620- 645) düzenlenmiştir. Adi ortaklığın tüzel kişiliği yoktur. Bu sebeple de usul hukuku açısından taraf ehliyeti bulunmamaktadır.Her ne kadar davacı tarafça davalı olarak adi ortaklık gösterilerek dava açılmış ise de davalının adi ortaklık olması sebebiyle davalı sıfatının (pasif husumet ehliyetinin) bulunmadığı bu hususunda tamamlanabilir dava şartı olmadığı açıktır.
Bununla birlikte icra takibi açısından da alacaklı veya borçlu tarafta yer alabilmek için taraf ehliyetine sahip olmak gerekir. Bu yüzden davalarda olduğu gibi takipleri bakımından da adi ortaklığın taraf ehliyeti bulunmaz ve ortaklık takibin tarafı olamaz. Dolayısıyla adi ortaklıkla ilgili takiplerinin alacaklı veya borçlu tarafında ortaklar yer almalıdır.İİK’nın 67. maddesine göre, itirazın iptali davalarında, usulüne uygun başlatılmış bir icra takibinin bulunması, süresi içinde borca itiraz edilmesi, takibin durması ve bir yıllık hak düşürücü süre içinde davanın açılmış olması özel dava şartıdır. Davacı tarafça takip talebinde borçlu taraf olarak adi ortaklığın gösterilmesi sebebiyle usulüne uygun başlatılmış bir icra takibinden söz edilemez. Özel dava şartlarının varlığı ise davada resen gözetilir (HMK md. 115/2).
Adi ortaklığın aktif ve pasif dava ehliyeti bulunmadığından, takibin veya davanın bütün ortaklar tarafından veya bütün ortaklar aleyhinde açılması zorunludur. Taraf ehliyeti kamu düzeninden olup, mahkemece kendiliğinden göz önüne alınmalıdır. T.C. YARGITAY —-. Hukuk Dairesi ——Hal böyle olunca dava şartı yokluğu sebebi ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-2. Maddesi ve İcra İflas Kanununun 58. Maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2- Harçlar Kanunun 22. Maddesi uyarınca alınması gereken 59,96 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak yatırılan 179,90 TL harçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına, fazla alınan 119,94‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-3.120,00 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.