Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/156 E. 2023/769 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/156 Esas
KARAR NO: 2023/769
DAVA: Tespit Davası
DAVA TARİHİ: 14/01/2021
KARAR TARİHİ: 28/09/2023

——– sayılı görevsizlik ilamı üzerine dosyanın Mahkememizin ——- sayılı ilamı ile idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle usulden reddine karar verildiği, ——- Esas sayılı dava dosyasında görev yönünden reddine karar verilmesi üzerine ——– sayılı ile adli yargı yerinde çözümlenmesine dair karar vermesi üzerine dosyanın yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dilekçesinde özetle; 2576 Sayılı Kanununun Md. 6/a-b bentleri uyarınca; 2464 sayılı kanununun Md. 40 hükmü gereği Belediye Gelirleri arasında sayılı —— (Yangın Sigorta Vergisi’nin mükellef Sigorta Şirketlerince ödenmediğinin tespiti, kanunun belli bir oran öngörmemiş olmaması nedeni ile Vergi Zıyai ile matrahının hesaplanmaması ve mükellefler tarafından kanunun kötüye kullanılarak Amme Alacaklarında eksilmeye dolayısıyla kamu zararına sebebiyet veren durumun giderilerek bozulan kamu düzeninin yeniden tesisi ile mükelleflerin teslimden imtina ettikleri poliçe, zeyilname, ekleri ile vergi beyannamelerinin incelenerek müvekkili olan Belediye’nin uğramış olduğu vergi zıyaninin tespitini, ——- kaleminin ilgili evraklarda yer almıyor olması halinde ise mahkememiz tarafından atılı kanun hükümleri ve somut olay neticesinde dürüstlük kurallarına uygun kanun yaratılarak boşluğun doldurulmasını, ücreti vekalet ile yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Sayın mahkemenizce tesis edilen 26/10/2021 tarih ve ——- sayılı kararın, ——–başkanlığı tarafından incelenmesi neticesinde, davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan anonim şirketlerin olması sebebiyle söz konusu davanın İdari Yargı yetkisi kapsamında değerlendirilemeyeceğinden bahisle, uyuşmazlığın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği yönünde tesis edilen 26.12.2022 tarih, ——- sayılı karar ile sayın mahkememizce verilen görevsizlik kararının kaldırıldığı ve dosyanın mahkemenize iade edildiği, huzurda görülecek olan davada, davacı belediye’nin dosyaya sunduğu 7 ocak 2021 tarihli dava dilekçesi ile,kanunu ——- 40. madde hükmü gereği belediye gelirleri arasında sayılı yangın sigorta vergisi’nin (“YSV”) mükellef sigorta şirketlerince ödenmediğinin tespiti, kanunun belli bir oran öngörmemiş olmaması nedeni ile vergi ziyaı ile matrahının hesaplanamaması ve mükellefler tarafından kanunun kötüye kullanılarak amme alacaklarında eksilmeye dolayısıyla kamu zararına sebebiyet veren durumun giderilerek bozulan kamu düzeninin yeniden tesisi ile,mükelleflerin teslimden imtina ettikleri poliçe, zeyilname, ekleri ile vergi beyannamelerinin incelenerek davacı belediye’nin uğramış olduğu vergi ziyaının tespitini talep etmiştir.ne var ki, uyuşmazlık mahkemesince verilen karar yerinde olmamakla birlikte, davacı belediye tarafından da hatalı hukuki değerlendirmelerde bulunulmuştur. aşağıda uyuşmazlık mahkemesi kararının yerinde olmadığına dair açıklamalarımız ile davacı belediye’nin hukuki dayanaktan yoksun taleplerine ilişkin cevaplarımızı sayın mahkemeniz bilgilerine sunarız.davacı’nın vergi ziyaının tespiti talebiyle tespit davası ikame etmesi ve uyuşmazlık mahkemesince bu davada görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğuna karar verilmesi, 2577 sayılı idari yargılama usulü kanunu ve 213 sayılı vergi usul kanunu hükümlerine aykırıdır. vergi hukukunda böyle bir dava türü mevcut değildir. ne var ki, somut olayda, ortada adli yargı yerini ilgilendirir ticari nitelikli bir dava yoktur. davacının talebi, salt vergi hukukundan kaynaklıdır ve vergi hukukunda da tespit davasının yeri bulunmamaktadır. davacının vergi ziyaının tespiti yolundaki talepleri, ancak vuk hükümlerince karşılanabilir.vergi uyuşmazlıklarını çözüme kavuşturma görevi vergi mahkemelerinde olduğundan, somut olayda, asliye ticaret mahkemesince yargılama konusu edilebilecek bir husus bulunmamaktadır.sonuç itibariyle, eğer ki davacı belediye, müvekkil firma’nın eksik ——- ödediğini ileri sürmek istiyor ise, eksik ödendiği iddia olunan ysv’nin, vuk ve ——— öngörülen ve aşağıda sayın mahkemenize arz olunan usuller takip edilmek suretiyle tespit edilmesi gerekmektedir.——– düzenleme altına alındığı belediye gelirleri kanunu’nda herhangi bir kanun boşluğu bulunmadığından, “hakimin hukuk yaratması” yoluna başvurulması, hukuken mümkün değildir ve verginin yasallığı ilkesiyle bağdaşmamaktadır.davacı’nın talepleri zamanaşımına uğramıştır. kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının zamanaşımına uğrayan istemlerinin usulen reddi gerekmektedir.yukarıda b. bölümünde yer alan açıklamalarımızda belirtildiği şekilde; işbu davanın vergi usul kanunu’na tamamen aykırı bir şekilde, mevzuatta bulunmayan yeni bir dava türü ikame edilmeye çalışılmış olduğu konusundaki savunmalarımızı tekrarla, bir an için sayın mahkemenizde bu davanın görülmesi gerektiği kanaatine varılsa dahi, dava dilekçesi 6100 sayılı hukuk muhakemeleri kanununa da uygun olarak düzenlenmemiştir.davacı’nın “değeri daha sonra arttırılmak üzere şimdilik 10.000 tl” üzerinden ikame ettiği davada alacak kalemi talebinin ne olduğu anlaşılmamaktadır. öte yandan, dava tespit davası olarak açılmış, dava dilekçesinde sonuç ve istem kısmında bu alacak kaleminden hiç bahsedilmemiştir. bu yönü ile de dava dilekçesinin reddi gerekmektedir.usul hukuku açısından; Vergi Hukukunda vergi ziyaının tespiti şeklinde öngörülen bir dava olmadığından, davanın öncelikle esastan incelenmeksizin usul yönünden reddine, HMK’ya uygun olarak düzenlenmeyen dava dilekçesinin reddine,davacı’nın talepleri belirsiz alacak davasının şartlarını sağlamadığından süre verilmeksizin davasının usulden reddine,nihayetinde hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.

DELİLLER:Dava ve cevap dilekçeleri, dilekçe ekinde sunulan belgeler, uyuşmazlık mahkemesi ilamı, vergi mahkemesi ilamı ile tüm dosya kapsamı.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:Dava, tespit davasıdır.Davacı vekili tarafından açılan davada ——– sayılı görevsizlik ilamında ” …Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle de dava, TTK 4/1-a maddesi gereğince mutlak ticari davadır. Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleridir. …” gerekçesi ile görevsizlik kararı verildiği, bu görevsizlik kararı üzerine dosyanın ———sayılı ilamı ile idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle usulden reddine karar verildiği, ——— Esas sayılı dava dosyasında görev yönünden reddine karar verilmesi üzerine ——– sayılı ile adli yargı yerinde çözümlenmesine dair karar vermesi üzerine dosyanın yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi.Davacı belediye tarafından, davalı sigorta şirketlerinin belediye sınırları içinde bulunan müşterilerinin 2015-2020 yılları arasındaki tüm poliçe,ek ve zeyilnameleri ile ticari defterlerinin celp olunarak mali bilirkişi ve müfettişler ile incelenerek davalı şirketlerin yangın sigortası vergisi ödemediklerinin, yangın sigortası vergisi tahakkuk ile vergi ziyaılarının tespiti ile yangın sigortası vergisinin ilgili evraklarda yer almaması durumunda kanun yaratılarak boşluğun doldurulması istemiyle açılan davada; sigorta şirketlerinin müşterileri ile akdettiği poliçelerinin kendilerine bildirmediği, bu sebeple verginin matrahının tespit edilemediği ileri sürülmektedir.2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 40. maddesinde; “Belediye sınırları ve mücavir alanlar içindeki menkul ve gayrimenkul mallar için yapılan yangın sigortaları dolayısıyla alınan primler; Yangın Sigortası Vergisine tabidir.” hükmü düzenlenmiş olup, 41. madde uyarınca sigorta şirketleri yangın sigorta vergisinin mükellefi olarak belirlenmiştir. Anılan Kanunnun “Beyan ve ödeme” başlıklı 44. maddesinde; “Mükellefler bir ay içindeki vergiye tabi muamelelerini ertesi ayın 20. günü akşamına kadar bağlı bulundukları belediyeye bir beyanname ile bildirmeye ve hesaplanan vergiyi aynı sürede ödemeye mecburdurlar. Beyannamelerin şekil ve muhtevası ——–görüşü alınarak——– tayin ve tespit olunur. “hükmü ile 98. maddesinde; “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanuna göre alınacak vergi, harç ve katılma payları hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ve bunların ek ve tadilleri hükümleri uygulanır.” hükmü bulunmaktadır.2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 40-44. maddelerinde yangın sigorta vergisinin düzenlendiği, bu hükümlerden, belediye ve mücavir alan içindeki menkul ve gayrimenkul mallar için yapılan yangın sigortası dolayısıyla alınan pirimler üzerinden tahakkuk eden yangın sigorta vergisinin, sigorta şirketleri tarafından menkul ve gayrimenkullerin bulunduğu yer belediyesine ödenmesi sonucuna varılmaktadır.6102 sayılı TTK’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmasının gerekli ve yeterli olduğu belirtilmiş; müteakip 5. maddesinde ise, “Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görev konusunda kazanılmış hak da sözkonusu olmaz. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu uyuşmazlığın mutlak ticari dava olup olmadığı araştırılarak görevli mahkemenin belirlenmesi gerekmektedir.Davacı belediye tacir olmayıp, dava konusu yaptığı uyuşmazlığın temeli 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 40. Maddesinde düzenlendiği, davalı sigorta şirketlerinin düzenlemiş olduğu iddia edilen yangın sigortalarına davacı taraf olmadığı, yangın sigorta poliçelerinden kaynaklı zarar talebinde bulunulmadığı, huzurdaki uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunun’daki düzenlemelerden kaynaklanmadığı, uyuşmazlığın dava dilekçesinde her bir davalı bakımından beyan edilen işletmelerle davalı sigorta şirketlerince 2015 ve 2020 yılları arasında yangın sigorta poliçeleri yapılıp yapılmadığı, yangın sigorta poliçelerine ilişkin taraflar, numara, tarihi, primi, sigortalı adresi, riziko adresi vd ilişkin denetime açık olacak şekilde belirlenmesi gerekip gerekmediği, yangın sigorta poliçelerine konu menkul ve gayrimenkul malların davacı belediyenin sınırları ve mücavir alanlar içinde bulunup bulunmadığı, yine davalılar —— şirketi yapılan sigorta poliçesinde yangın sigorta bakımından ödenen prim niteliğinde olup olmadığının irdelenmesi, davalı sigorta şirketleri bakımından davacı belediye sınırları ve mücavir alanlar içindeki menkul ve gayrimenkul mallar için yapılan yangın sigortaları dolayısıyla alınan primler bulunmakta ise yangın sigorta vergisi beyannamesi verilip verilmediği ve tahakkuk eden verginin davacı belediyeye ödenip ödenmediği, davacının bu yöndeki tespit talebinin hukuken mümkün olup olmadığı noktalarında toplandığı, davalının sigorta şirketi olması davayı ticari dava haline getirmediği ve dava konusu uyuşmazlığın mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı sonucuna varılmaktadır. Huzurdaki uyuşmazlığın çözümünde genel mahkeme asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla; dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin ——— olarak belirlenmesine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle USULDEN REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli mahkemenin ——– olarak belirlenmesine,
2-Mahkememizin kararı ile ——– sayılı ilamı arasında karşılıklı görev uyuşmazlığı nedeniyle karar kesinleştiğinde dosyanın uyuşmazlığın giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi için İSTİNAF İLGİLİ HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA GÖNDERİLMESİNE,
3-Mahkememiz esasının bu şekilde KAPATILMASINA ,
4-Harç ve yargılama giderlerinin 6100 Sayılı Kanunun 331. maddesinin 2. fıkrasının 1. cümlesi uyarınca, görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair huzurda bulunan taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2023