Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/997 E. 2023/530 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/997
KARAR NO : 2023/530

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 22/12/2022
KARAR TARİHİ : 06/06/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

DAVA: Davacı vekili 22/12/2022 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkil sigorta şirketi tarafından—- plakalı ticari minibüs nitelikli araç —- numaralı ZMSS poliçesi kapsamında 21/06/2020- 21/06/2021 tarihleri arası dönem için sigortalanmıştır. 13/04/2021 tarihinde —-mevkiinde —-idaresindeki —- plakalı araç ile—– idaresindeki—– plakalı aracın çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. Sigortalı—- plakalı aracın karıştığı kaza neticesinde —-plakalı araçta oluşan hasar sonucu dava dışı—-plakalı araç maliki tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulmuş ve STK Uyuşmazlık Hakem Kararı —-. Sayılı ve 14.01.2022 tarihli karar ile başvurucunun başvurusunun kabulüne karar verilmiştir. Akabinde dava dışı araç maliki—- tarafından—–.İcra Müdürlüğü —–.Sayılı Dosya ile müvekkil aleyhine icra takibi başlatılmış ve müvekkil şirket tarafından 9.447,35.00TL tazminat ödemesi icra dosyası kapsamında gerçekleştirilmiştir. Kaza sırasında sigortalı aracı kullanan sürücü —- kazaya karışan sigortalı aracı kullanmaya yeterli ehliyeti olmadığından ve ayrıca meydana gelen kazada kusurlu olduğundan; müvekkil şirketin ödemiş olduğu tazminatı sigortalı borçludan talep ve tahsil etme hakkı doğmuştur. ZMSS GENEL ŞARTLARI B.4/b uyarınca; Buna göre, tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ağır kusur ile ihlali sonucunda meydana gelmiş ise sigortacının sigortalıya rücu edebileceği hüküm altına alınmıştır. 6102 sayılı TTK md.1472-1481 ve ZMSS Genel Şartları uyarınca müvekkil şirket ödemiş olduğu hasar bedelini, sigortalısından talep etme hakkına sahiptir. Meydana gelen dava konusu hasardan davalı araç maliki sorumludur. Bu sebeple ödenen tazminat miktarının davalı borçludan rücu edilmesi maksadıyla öncelikle —-İcra Müdürlüğü —–. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmıştır. Takip davalının haksız itirazları nedeni ile durmuştur. Konuya ilişkin başvurulan zorunlu arabuluculuk sürecinden de bir sonuç elde edilememiş olup, anlaşmazlık tutanağı ektedir. Tüm bu nedenlerle davalının takibe haksız itirazının iptali ve en az alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesi için işbu davanın açılması zorunluluğu doğmuştur.” denmiştir.

CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacı sigorta kötü niyetli olup, yaptığı ödemeleri rücu hakkı bulunmadığını, Sigorta tarafından ödenen bedellerin hangi şartlarda rücu edebileceği Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B4. Maddesinde tek tek sayıldığını, Dava dilekçesinde müvekkilline hangi sebeple rucü edildiği net olarak açıklanmadığını, Öncelikle rücu şartları gerçekleşmediğinden ortada bir alacak bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde bahsetmiş olduğu ağır kusur kavramının altı doldurulamamıştır.davacı sigorta şirket rücu etmek istediği tazminat için bildirim yükümünü yerine getirmediğini, müvekkili şirket tarafında davacı sigorta şirketine tüm bu ödemeler yapılmış durumda olduğunu, müvekkili şirketin rücu davası açması gerekirken sigorta şirketinin almış olduğu tüm haksız ödemelere rağmen rücu davası açmasının tek açıklaması kötü niyetti olduğunu,
sigorta şirketi hiçbir hukuki dayanağı olmayan bu rakamı müvekkil şirketten tahsil etmesine rağmen her türlü dayanaktan yoksun bu davayı ikame ettiğini, Sigorta tarafından açılan icra takibinde takip dayanağı içeriği açık olmadığından dolayı da müvekkili şirket takibe itiraz etmekte haklı olduğunu, dolayısı ile aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek üzere, rucü hakkı bulunsa bile sigorta tarafından talep edilen rücu kalemleri içeriğinin ne olduğu açık olmadığını ve haksız davanın reddini savunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,—İcra Müdürlüğünün ——Sayılı ilamsız takip dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.Ödeme emrinin dosyamız davalısı borçluya 19/06/2022 tarihinde tebliğ edildiği ve davalının süresinde itiraz dilekçesi sunarak takibi durdurmuş olduğu görülmüştür.Davacı sigorta rücu sebebi olarak sigortalısına ait araç sürücüsünün yeterli ehliyetinin bulunmamasına dayanmaktadır.
KTK’nun 95. maddesinde, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği, ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabileceği öngörülmüş olduğundan, sigorta sözleşmesinin tarafı (akidi) olan sigorta ettiren davalı, sigorta poliçesinin ve sigorta genel şartlarının kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmekle yükümlüdür.Sigorta sözleşmesine dayalı rücu davalarında, tarafların yükümlülüklerinin belirlenmesinde, taraflar arasındaki ilişkinin sözleşme ilişkisi olması nedeniyle, poliçe ve poliçenin tanzim tarihinde yürürlükte bulunan sigorta genel şartları nazara alınır.
Somut olayda, davacı ile davalı arasında tanzim edilen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası 05/06/2020 tanzim tarihlidir. Bu nedenle rücu şartlarının belirlenmesinde 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının nazara alınması gereklidir.
Sigorta Genel Şartlarından Sigortanın, sigortalıya rücu hakkı “B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortanın Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı maddesinde düzenlenmiş, ilgili madde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir.Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyet ameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
d) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.” denilerek, sigortacının sigortalıya rücu edebileceği durumlar belirlenmiştir. İlgili maddede sayılan rücu sebepleri birbirinden bağımsız sebepler olup, rücu sebeplerinden birinin bulunması halinde sigorta şirketi yapılan hasar ödemesinin rücuen tazminini sigortalısından talep edebilir.Eldeki dosya incelendiğinde davacı sigortaya sigortalı araç sürücüsünün kaza sırasında D1 ehliyetinin bulunmadığı görülmüştür. Sigorta Genel Şartlar B.4-b maddesi uyarınca ehliyetsiz araç kullanımı nedeniyle gerçekleşen kaza sonrasında sigortanın zarar görenlere yapmış olduğu ödemeyi sigortalısından rücuen tazmin imkanı mevcuttur.Davalı ile davacı arasında ZMMS kapsamında sigorta ilişkisi olduğu ve davalının sigortalı ,davacının ise sigortacı olduğu anlaşılmıştır.Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçe Genel Şartlarının B.4/2.maddesinde “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebilir” hükmü mevcuttur. Şu halde, davacı söz konusu davayı ancak kendisiyle sözleşme yapan akidine karşı açabilecektir. Her ne kadar davalı şirket tarafından çeşitli ödemeler yapıldığı belirtilmiş ise de bahse konu ödemelerin 5.163,72 TL değer kaybına ilişkin ödeme ve —-İcra Dairesi —– Esas sayılı dosyasına yapılan 2.525,00 TL hasar bedeline ilişkin ödeme olup dava konusu —- İcra Dairesine ait 9.447,00 TL yapılan ödemenin ise bu ödemelerden dava dışı hasara uğrayan —- tarafından ayrı olarak sigorta tahkim komisyonuna yapılan başvuru sonucu belirlenen bakiye bedel olduğu ve davacı tarafça dava dışı şahsa 15.03.2022 tarihinde ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Bununla birlikte 01.04.2023 tarihli bilirkişi raporunda hasar bedeli olarak sigorta tahkim komisyonu kararı ile uyumlu bir şekilde 12.730,30 TL miktar belirlenmiş ve talep edilen esas alacak olarak bakiye bedel 4.164,10 TL miktarın yerinde olduğu görülmüş ise de bilirkişi raporu sonuç bölümünde hatalı bir şekilde davalı tarafça yapılan tüm ödemelerin hasar bedeline ilişkin olduğu kabul edilip yapılan hesaplama sonucu 561,41 TL talep edebileceği belirtilmişse de yukarıda izah edildiği üzere davalı tarafça yapılan ödemelerin dava konusu talep edilen alacak kapsamında bulunmadığı talep edilen alacağın sigorta tahkim komisyonu kararı sonrası belirlenen takip dosyasına konu 4.164,10 TL bakiye hasar bedeli ve ferilerine ilişkin olduğu ve davalı tarafça yapılan bu ödemeye yönelik herhangi bir ödemede bulunulmadığı dosyada mevcut ödeme dekontu ile hasara uğrayan hak sahibine 9.447,35 TL ödendiğinin ispat olunduğu ve 15/03/2022 olan ödeme tarihinden itibaren sigortanın faiz isteme hakkı bulunduğu ve bu tarih ile takip tarihi arasında işlemiş yasal faiz miktarının 125,79 TL olduğu anlaşılmakla davanın asıl alacak yönünden tamamının işlemiş faiz yönünden ise bir kısmının kabulüne yönelik davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaline ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.Takip konusu alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeni ile likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın Kısmen Kabulü ile; —-İcra Müdürlüğünün—–Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 9.447,35 TL asıl alacak ve 125,79 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.573,14 TL üzerinden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-)Takip konusu alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeni ile likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 9.573,14 TL lik kısım yönünden alınması gereken 653,94 TL harçtan peşin alınan 118,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 535,55 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 118,39 TL peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 228,87‬ TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 1.400,00 TL bilirkişi ücreti ve 58,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.458,00 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 1.423,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
8-Davalı tarafından yapılan toplam 1.400,00 TL bilirkişi ücreti yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 32,68 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, varsa geri kalan bakiyenin davalı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davalı tarafa iadesine,
8- Kabul red oranına göre belirlenen 1.523,57 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına, Yine Kabul red oranına göre belirlenen 36,43 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair; 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca KESİN olarak verilen davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.