Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/98 Esas
KARAR NO : 2022/252
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/02/2022
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili — harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı—” akdedildiğini, ilgili sözleşme gereği davalı şirketin,— sözleşmenin 8/a maddesi gereği protokole— uyarınca ödeme yapma yükümlülüğü altına girdiğini, sözleşmenin yürürlükte olduğu dönem— — oluşturduğu riski yönetme,—— — tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ilk ve orta öğrenimde yüz yüze eğitim sonlandırılarak; okulların kapatıldığını, içerisinde mücbir sebep maddesi bulunan sözleşmelerde, mücbir sebep halinin ortaya çıkması durumunda mücbir sebepten etkilenen tarafın diğer tarafa bunu bildirmesi gerektiğine dair bir hüküm de bulunabilir olduğunu, bu hükmün alacaklının tedbir almasını sağlamaya yönelik olduğunu, Türk Borçlar Kanununun 136. maddesinde de borçlunun ifanın imkansızlaştığını karşı tarafa gecikmeksizin bildirmesi ve zararın artmaması için gereken önlemleri almasının gerektiğinın düzenlendiğini, ilgili maddedeki hükmün emredici nitelikte olmadığını ve sözleşmenin de ilgili maddesinde bu yönde bir husus gözetilmemesine rağmen müvekkil şirket yazılı ve sözlü usulde birçok kez davalı şirkete bildirimde bulunduğunu, — kararı ile durdurulan işyerleri veya tedarik ve —kararlar nedeniyle faaliyetlerine ara vermek zorunda kalan işletmeler yönünden mücbir sebebin varlığı kabul edildiğini, somut vakıada sözleşmeye mehaz teşkil eden faaliyet konusu eğitim-öğretim olup yukarıda aktarılan — ile ilgili faaliyet durdurulduğunu, davalı şirketin mevzuat ve içtihat hükümlerine göre, faaliyet konusu da dikkate alındığı zaman mücbir sebep kabul edilecek bir salgına ve müvekkil şirket tarafından gerçekleştirilen bildirimlere rağmen okulların kapalı olduğu ve hizmet vermediği dönemlere ilişkin de hizmet bedelli fatura düzenlendiğini ve bu faturayı Türk Ticaret Kanunundaki ilgili düzenlemelere ve sözleşmenin 8/d maddesine aykırı olacak şekilde müvekkil— etmediğini, davalı şirketin daha sonrasında hizmet sunulmayan dönemlere de ilişkin düzenlediği faturaları kötü niyetli bir şekilde, müvekkil şirket aleyhine icra takibine koyduğunu, İlgili takipte;
—- faturalara müvekkil şirketin itirazı olmamakla birlikte, geri kalan fatura ve ilgili tüm bedellere ilişkin —herhangi bir borcu bulunmadığını, ilgili bedeller işbu davanın açıldığı tarihte devam eden icra takibindeki güncel kapak hesabından düşülerek dava miktarının tespit edildiğini, Öncelikle ve ivedilikle tedbiren, teminatsız veya teminatlı— dosyasında vezneye giren paranın alacaklıya ödenmemesine ve icra takibinin durdurulmasına, davalının haksız ve kötü niyetli olarak gerçekleştirdiği— takibinin iptalini, davalı aleyhine % 20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini, talep ve dava ettiği görüldü.
CEVAP: Davalı vekili —tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile — yerde;
— adreslerindeki davacının işletmeleri için ayrı ayrı 3 adet hizmet sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeler devam ederken taraflarına 06/12/2020 tarihine kadar hizmet verildiğini ve bu konuda — kesildiğini, taraflarına hiçbir şekilde bildirim yapılmadığını,– alamadıkları—bıraktıklarını, sözleşmenin 11. Maddesinde doğal afet halinde yükümlülüklerin ifa edilmemesinden sorumlu tutulamayacağının ifade edilmiş olması üzerine — kadar davacı tarafa hizmet sunulduğunu, delillerde yer alan mailin taraflarına hiç gönderilmemiş olduğunu, faturaların tebliğ edilmediği hususunun gerçek dışı olduğunu, davacı taraftan—– ile tüm faturaların—- tarihinde tebliğ edildiğini, haksız davanın reddi ile alacaklı olduklarının tespitine, davacı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline, karar verilmesini savunduğu görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
—- İcra dosyasının dosyamız arasına celp edildiği görüldü.
Davacı — ile davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 307. maddesi gereğince davadan feragat davayı sona erdiren taraf işlemlerindendir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, davacı vekilinin davadan vaki feragati sebebiyle davanın feragatten dolayı reddine, masrafların davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK m. 307 uyarınca FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL peşin harcın, peşin yatırılan 835,60 TL harçlan mahsubu ile 754,9 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Yapılan masrafların masrafı yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa veya ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden— göre hesaplanan 1/2 oranındaki 3.580,44 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.