Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/970 E. 2023/588 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/970 Esas
KARAR NO : 2023/588

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2022
KARAR TARİHİ : 20/06/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

DAVA: Davacı vekili 13/12/2022 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari iş ilişkisinden dolayı davalı şirketin müvekkil i şirkete olan faturalara dayalı cari hesap borcunu ödememesi nedeniyle davalıya —–Noterliğinin 15.09.2022 tarihli ——yevmiye nolu ihtarnamenin keşide edilen ihtarnameden sonuç alınamayınca 26.09.2022 tarihinde davalı şirket aleyhine —–. İcra Müdürlüğü’nün ——. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı-borçlu şirketin itiraz ettiğini arabuluculuk görüşmelerinin anlaşamama ile sonıçlandığını, davalı şirketin müvekkili şirkete asıl alacak olarak 40.110,95 TL borçlu olduğunu belirterek fazlaya ve işlemiş faize ilişkin haklarımız saklı tutulmak kaydıyla davanın kabulüne, davalı-borçlunun —–. İcra Müdürlüğü’nün —–. Sayılı icra dosyasının alacağı olan 42.811,02 TL lik borca vaki itirazın iptali ve takibin devamına, davalı-borçlunun %20’den az olmamak üzere İcra İnkar Tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri ile dilekçeleri ekindeki Arabuluculuk Son Tutanağı, Cari Muavin, e-Faturalar, Vekaletname görülmüştür.Davalı vekilinin İcra dosyasına yaptığı itirazı dışında dava dosyasına sunduğu herhangi bir cevabi dilekçesi görülmemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesaba dayalı —–İcra Dairesinin ——-Esas sayılı ilamsız takip dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Her iki ticari defterlerde yer alan kayıtlar birbiri ile uyuşması halinde ticari defterler, içeriğine göre delil vasfına sahip olabilecektir.
Eldeki dava incelenip 09.05.2023 tarihli bilirkişi raporu da göz önünde bulundurulduğunda her iki taraf ticari defterlerinde de takibe konu 39.944,46 TL miktarlı faturanın kayıtlı olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesinde düzenlenen ticari defterlerin delil niteliği uyarınca her iki taraf ticari defterlerinde yer alan kayıtların uyuşması nedeniyle ticari defterlerin davacı lehine kesin delil teşkil ettiği, davalının 39.944,46 TL miktar yönünden faturayı ticari defterlerine işlemek suretiyle faturaya konu malların davacı tarafından ifa edildiğinin davacı tarafından kısmen ispatlandığı ve bu nedenle davalı tarafın malları almadığını yazılı delille ispat etmesi gerektiği ya da ödeme konusunu ispat etmesi gerektiği ancak bu yönde davalı tarafça ispat faaliyetinde bulunulmadığı davalı kayıtlarında bulunmayan 166,49 TL miktar yönünden ise yemin delilinden vazgeçildiği ve ispatlanamadığı görülmekle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bilirkişi raporunda işlemiş faiz fatura vadesinden itibaren hesaplanmış ise de; (Somut olayda taraflar arasındaki sözleşmelerin 13.2. maddesinde “…yapılacak her türlü ödeme … fatura tarihinden itibaren hastanenin nakit durumuna göre 90, 60 ve 45 günlük süreler içerisinde yapılacaktır.” düzenlemesini getirmiştir. Sözleşmenin bu hükmü ile alacağın muaccel olacağı tarih belirtilmiştir. Oysa BK. 101/1 maddesi gereğince muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur. T.C. Yargıtay —- şeklinde ki Yargıtay içtihatı da dikkate alındığında temerrüt tarihi ihtarnamenin tebliği ve 3 günlük mehil süresi de dikkate alınarak 23.09.2022 tarihi olarak belirlenmiş ve takip tarihi olan 26.09.2022 tarihi arasında ki işlemiş faiz miktarı açısından usul ekonomisi de dikkate alınarak 56.87 TL üzerinden mahkememizce avans faiz hesaplaması yapılmıştır.Alacak faturaya bağlı olduğundan likit ve belirlenebilir olmakla 39.944,46 TL üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile;—–. İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 39.944,46 TL asıl alacak 56,87 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 40.001,33 TL üzerinden iptaline, takibin kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilerek devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan 39.944,46 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 40.001,33 TL lik kısım yönünden alınması gereken 2.732,49 TL harçtan peşin alınan 517,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.215,44 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 517,05 TL peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 2.809,69 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 59,25 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.559,25 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 1.456,91 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8- Kabul red oranına göre belirlenen 2.915,23 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına, Yine Kabul red oranına göre belirlenen 204,77 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.