Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/963 E. 2023/809 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/963 Esas
KARAR NO: 2023/809
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/12/2022
KARAR TARİHİ: 05/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından 2017-2018 yıllarında davalı şirkette hırdavat satışı ve harfiyat taşıma işi yapmış olduğunu, davacı tarafından yapılan işe karşılık 31.10.2017 tarihinde 182.900,00 TL ve 32.450,00 TL ile 02.01.2018 tarihinde 25.950,00 TL fatura kesildiğini, dava konusu mal ve işin karşılığı olan faturalar itiraz edilmeden … ve dava dışı ——– Şirketinden tahsili için ——– E. Sayılı dosyada icra takibi başlatlmış ancak ——- Şirketi açısından dosya alacağı kesinleşmiş ancak herhangi bir tahsilat yapılamamış olduğunu, davalının haksız bir şekilde borca itiraz etmiş olduğunu, bu nedenle haksız bir şekilde yapılan itirazın red edilerek taleplerinin kabulünü, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla arz ve izah edilen sebeplerle ——–E. Sayılı dosyaya yapılan itirazın kaldırılarak taleplerinin kabulü ile, davalı (borçlun) haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının %40 tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, mahkeme masraflarının ve avukatlık vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin doğrudan herhangi bir mal ve hizmet almadığı bu nedenle mal veya hizmet ifa edilmesizin alacak talebinde bulunamayacağı nitekim davacı şirket yetkilileri tarafından müvekkiline yaralama suçu işledikleri ve ——— Dosyasından uzlaştıklarını, uzlaştırmacı raporunda davacının alacağının olmadığını beyan etmesinin haksız olduğu bu nedenle davanın reddinin talep edildiğini, arz ve izah edilen nedenlerle davacının hasız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddi ile alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;”Raporun tüm takdir ve değerlendirilmesi Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davacının talep edebileceği alacağın, Davalının 2017-2018-2022 yıllarında ait Ticari defterleri usulüne uygun tutulduğu, defter kayıtları incelendiği zaman davacı ile davalı arasında ticari ilişki olduğu, Davaya konu faturaların anapara toplamı 241.310,00 TL alacaktan 158.990,73 TL 31.12.2017 tarihinde ödendiği, davalının ticari defterine göre 2022 kayıtların da davalıdan 82.319,27 TL alacağı olduğu tespit edilmiştir. ” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.EK RAPOR:Bilirkişi ek raporunda özetle;”Yerinde yapılan inceleme sonucunda ticari defterlerin olmadığı ancak Serbest Muhasebeci tarafından şirketin yetkilisinin olduğu iddia edilen ———- numaralı telefon tarafımca aranmış ve ticari defterler Mahkemeye sunularak bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği belirtilmiş ancak ilgili kişi , 2017 yılına ait defterlerin ise ——– ilinde devam eden başka bir davada Mahkemeye sunulduğu, 2018 defteri ise tarafıma veya Mahkemeye ibraz edilmediğinden inceleme yapılmamıştır. ” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:Dava, açık hesap ilişkisine dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak ——– Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Davacı ——— …. Şirketi’nin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde davacı şirket tarafından davalı şirkete mal veya hizmet satımı yapıldığı, davacı ticari defter ve kayıtlarından davalının açık hesap ilişkisinden kaynaklı 82.319,27 TL borçlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.Mahkememizce 11/07/2023 tarihli ara karar ile davalının ticari defter ve kayıtları üzerinden inceleme yapılması amacıyla ——— Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılması noktasında ara karar kurulduğu, talimat mahkemesince gerekli tebligatların yapıldığı, bilirkişi tarafından şirketin muhasebecisi ile iletişime geçildiği ancak davalı yanın ticari defterlerini dosyaya ibraz etmediği gibi dava dosyasına ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişiyi bildirmediği, 6100 sayılı Hmk’nın 222/3. maddesinde, 28/07/2020 tarihli ——– yayımlanan 7251 sayılı kanunla ticari defterlerin sunulmamasına ilişkin 23. madde ile değişiklik yapılmış ve ticari defterlerin davalı tarafından sunulmaması halinde davacının ticari defter kayıtlarının lehine delil olacağı belirtildiği, dava dosyasında yer alan takibe ve davaya konu edilen faturaların davalıya tebliğ edildiği, söz konusu faturalara davalı tarafın 8 gün içinde itiraz ettiğine ve iade ettiğine dair dosyada mevcut belge ya da bilginin bulunmadığı; davacı ——— …. Şirketi’nin incelenen defter kayıtlarına göre, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 82.319,27 TL alacaklı olduğu böylece bilirkişinin davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 82.319,27 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, bu haliyle davacının davasını asıl alacak üzerinden kısmen ispat ettiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacı yan davalıyı takipten önce temerrüde düşürdüğünü ispatlayamaması karşısında takipteki faiz alacağına ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.Alacağın likit olması konusunu ——— Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. ——— Numaralı kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmişti.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından ——— sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 82.319,27 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan 82.319,27 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 5.623,22 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 4.541,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.081,34‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı, 4.541,88 TL peşin harç toplamı 4.622,58‬ TL ile 1.846,25 TL ( Bilirkişi ücreti, tebligat gideri, müzekkere gideri, dosya ücreti) olmak üzere toplam 6.468,83‬ TL yargılama giderinden davanın kabul 0,30 ve red 0,70 oranına göre hesaplanan 1.940,64 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Arabuluculuk ücreti 3.120,00 TL’nin kabul oranına göre 936‬,00 TL’ sinin göre davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Arabuluculuk ücreti 3.120,00 TL’nin red oranına göre 2.184‬,00 TL’sinin göre davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 17.900,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 29.381,99 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——— Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/10/2023