Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/936 E. 2023/368 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/936 Esas
KARAR NO : 2023/368

DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 01/12/2022
KARAR TARİHİ : 11/04/2023
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davalının satın alma sözleşmesine istinaden yükümlülüğünü yerine getirmemesi sebebiyle açılan davada—- Mahkemesi’nin 03.12.2020 tarih ve —- sayılı kararı ile; 19.000 Euro ve feriler ödeme davasında, davalıların bu karar kesinleştikten sonra üç gün içinde davacıya 19.000 Kuro ödemekle yükümlü olduğu, davalının bu karar kesinleştikten sonra Üç gün içinde, davacının vekilime—– Korunası tutarınca yargılama gideri ödemekle yükümlü olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu karara karşı tebliğden itibaren 15 gün içerisinde; yargılama şartlarının sağlanmadığı, konularda yerkili otmayan asliye mahkemesinin karar verdiği, kararın dava dışı bırakılan hakim tarafından verildiği, mahkeme heyetinin usulüne uygun olmayan şekilde atandığı gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere temyiz yolu açık bırakılmış olup, mahkeme kararı kesinleşme şerhinde görüleceği uzere 30.09.2021 tarihinde kesinleştiğini, Yabancı mahkeme kararı ile muvekkil Tehine 15.000 Euro asıl alacak ile 63.102—- Korunası yargılama gideri ödeme yöükümlülüğü getirilmiştir. Yabancı mahkeme kararının Türkiye’de tanınması ve hükmedilen alacaklara ilişkin kısmın cebri icraya konulabilmesi için tenziline karar verilmesi gerektiğinden işbu davayı acma zarureti hasıl olduğunu beyan ederek yabancı mahkeme tarafından verilen kararın Türkiye’de de geçerli olubilmesi için mahkeme tarafından tenliz ve tanınması ile yargılama siderleri ve vekalet Ücretinin karşı tarafa yüklelilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP: Davalı tarafın herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLER:Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizi istemine ilişkindir.5718 sayılı MÖHUK’un 50. maddesine göre, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye’de icra olunabilmesi, yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. Bu nedenle tenfiz kararı verilebilmesi için, öncelikle yabancı mahkeme tarafından hukuk davalarına ilişkin olarak verilen kararın, ilam niteliğinde olması gerekir. Kamu düzenine ilişkin olan bu hususun mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.Somut olayda tenfizi istenen karar, —– Bölge Mahkemesi’nin 03/12/2020 tarihli ve —- sayılı kararıdır. Söz konusu kararın incelenmesinde; davacının başvurusu üzerine mahkemece davalıya cevap dilekçesi vermesi, bu çağrıya uymamanın sonuçları hususunda ihtar tebliğ edildiği, ihtardaki süreye rağmen cevap verilmemesi üzerine tenfize konu işbu kararın verildiği anlaşılmaktadır. Söz konusu karar —– Cumhuriyetinde hukukunda ihtarlı basit dava olarak adlandırılan, Türk hukukunda karşılığı bulunmayan, hakim tarafından verilmiş bir hüküm içermeyen ancak ilamsız icra takibine benzeyen icrai bir karar niteliğindedir.
—– karar sayılı ve 4.7.2012 tarihli ilamında uyuşmazlık konusuna emsal olabilecek bir davada konu incelenmiş “MÖHUK’un 50’nci maddesine göre, “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.” Bu nedenle tenfiz kararı verilebilmesi için öncelikle yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin verilen kesinleşmiş bir ilamın bulunması gerekir. Somut olayda ise tenfiz isteyen tarafça —- Asliye Hukuk Mahkemesine alacağın varlığını gösteren belgelerle başvurulmuş, mahkeme hâkimi tarafından davalıya ödeme emri çıkarılarak 60 gün içinde itirazda bulunmaması hâlinde ödeme emrinin sonuç kısmında belirtilen alacak miktarı ve yargılama giderleri ile sair ferilerinin kesin olarak cebri icraya konulacağı ihtar edilmiştir. Tenfiz istemi de ödeme emrine rağmen 60 gün içinde itirazda bulunulmaması nedeniyle hakimlikçe çıkarılan ödeme emrinin kesinleştiği iddiasına dayanmaktadır. Açıklanan bu usul çerçevesinde —– Asliye Hukuk Mahkemesince çıkarılan ödeme emrinin kesinleşmiş olması, bu kararı teknik anlamda tenfizi kabil bir karar olarak nitelendirmeye yeterli değildir. Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.”denilmiştir.Bu niteliği itibariyle söz konusu karar, yargılama sonucu verilmiş bir ilam niteliğinde olmadığından, tenfizi kabil bulunmamaktadır. Davacının tanıma ve tenfiz isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememize açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin yatırılan 80,70 TL harcın düşümü ile geri kalan 99,20 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA ,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.