Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/93 E. 2023/331 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/93 Esas
KARAR NO : 2023/331

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/02/2022
KARAR TARİHİ : 30/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalı şirket (eski unvanı —–) ile müvekkil şirket arasında akdedilen 14.03.2020 tarihli —– markalı —- ve —– alımı” sözleşmesi gereğince cam alım fiyatlannı sabitlenmiş ve 10 adet her biri 120.000,00TL bedelli toplam 1200.000.00TL sıra çeki verilerek davalı şirkete peşin ödeme yapıldığını. Davalı cam teslimatlarını başta gecikmeli yaptığını, teslim zamanı gelen 4+4 ——camlarının bir kısmını teslim etmediğini. Müvekkil şirket mail yoluyla 14.062021 tarihinde davalıya eksik ve tamamlanmayan cam listesini bildirdiğini, Davalı şirket sadece —– camlan verebileceğini ve diğer kalan camlan veremeyeceğini, sözleşmenin başında verilen çeklerin tutan kadar cam vereceğini müvekkil şirkete ilettiğini. Müvekkil şirket bu durumda daha pahalı fiyatlara piyasadan —– cam almak zorunda kaldığını, davalı şirket son bakiye mutabakat için gönderdiği cari hesap çizelgesinde ki müvekkil şirketin alacağı kadar konfor ve —-teslim taahhüdünde bulunduğunu fakat bu taahhüdünü de yerine gctimıcdiğini. Davalı şirketin edimlerinin bir kısmını gccikmcli yerine getirmiş ve bir kısmını da hiç yerine getinnediğini, müvekkil şiıketin yüklenicisi olduğu işler gecikmiş, hava durumunun kötüleşmesi, açık camiandan dolayı daire içerilerine yağmur suyu girme, su sızma vb. risklenden kaynaklı hem yapılan işlerde hem de işin hali lıazır durumunda zarar görme tehlikesi oluşmuştur. Müvekkil şirket davalı şirketin teslim etmesi gereken fakat tüm uyanlara rağmen teslim etmediği —– davalı şirkede arasında ki sözleşme ile fiyatı sabitlemiş olmasına rağmen yüksek fiyatla yaklaşık bir buçuk yıl sonra piyasadan dava dışı —– l37.8I9.83TL’ye satın almak zorunda kaldığını, Müvekkil şirket davalı şirkete —- Noterliği —- yevmiye no 27.102021 tarihli ihtarname ile “Sayın muhatap, müvekkil şirket mezkûr sözleşmede ki tüm alimlerini yerine getinniş olmasına rağmen taralınız sözleşmede ki alimlerini yerine getirmemiştir. İş bu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde mezkûr sözleşme gereği ödenen fakat karşılığında mal teslimi yapılmayan bakiye ödemenin ve sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle müvekkil şirketin uğradığı zararın avans faizi ile birlikte müvekkil şirketin —— hesabına ödenmesini, aksi halde mezkûr sözleşme gereği ödenen fakat karşılığında mal teslimi yapılmayan bakiye ödemenin ve sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle müvekkil şirketin uğradığı zaranıı (müspet -menfi, uğradığı-uğrayacağı bilumum zarar, yoksun kalınan kar vb.) avans faizi ile birlikte tahsili için tüm yasal yollara başvuracağımızı” ihtar etmiş ise de bu güne kadar bir aleme yapılmadığını, açıklanan ve re’scn dikkate alınacak nedenlerle, fazlaya ilişkin talep ve dava haklanınız saklı kalmak üzere; 14.032020 tarihli —–alımı” sözleşmesi gereği müvekkil şirketçe ödenen fakat karşılığında mal teslimi yapılmayan 48.448,80TL ve sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle müvekkil şirketin uğradığı 89.371,03TL zarar olmak üzere toplam 137.819,83TL’nin şimdilik 30.000 TL’sinin avans faiziyle birlikte davalı şirketten alınarak müvekkile verilmesine yaıgılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacının davanın lıarca esas değerini 30.000 TL olarak belirlediğini dilekçesinin devamında mal teslimi yapılmadığı müvekkilin uğradığı zararının 137.819,83 TL olduğunu belirttiğini, dava harcını daha az yatırabilmek adına 30.000 TL üzerinden davasını ikame ettiğini. Dava harcının davacı tarafa tamamlattmlması aksi halde davanın reddine karar verilmesi gerektiğini (Hukuk Muhakemeleri Kanunu 107. Md.) Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 6. Maddesinin mallanıl teslim alma süresi ve şartlan düzenlenmekte olup ilgili maddede imalat ölçülerinin —– fimıası tarafından belirleneceği imalat ölçüleri —— tarafindan verilen camlann hatalarından ——sorumlu olmayacağını, İlgili madde uyarınca sözleşmenin ilasına başlandığını ve davacı tarafindan imalat ölçüleri verildiğini, Davacı tarafindan verilen imalat ölçülerine göre imal edilmesinin hem sözleşmeye göre hem de piyasa şartlarına göre mümkün olmayacağının defaetle belirtilmesine rağmen davacı tarafindan bu ölçüler hakkında ısrar edildiğini Davacının belirttiği ölçülerde imalat yapıldığı takdiıde malzemenin sarf olan kısmı sözleşmeden beklenen faydanın sağlanamaması ve müvekkilin zaranna sebebiyet vereceğini Davacının sözleşmenin bedelinin karşılamayan taleplerinin hukuken ve piyasa koşullan gereğince imkansız olduğunun açık olduğunu. Davacı, müvekkilin sadece verilen çeklere karşılık gelen bir kısım camlan vereceğini belirttiğini iddia ettiğini. Yine taraflar arasındaki sözleşme ııyannca yapılan işin bir kısmının karşılığı olarak tapu teslimi yapılacağı, seçilen dairenin—— boyu projelerinden 2+1 veya 3+1 seçeneklerinden biri olacağı belirlendiğni. Müvekkil ile davacı arasındaki haricen görüşmelerde davacı tarafindan sözleşmede kararlaştırılan daire fiyatlarının artması gerekçe gösterilerek dairelerin tesliminin yapılmasından kaçınıldığını, dairenin tesliminin yapılmayacağı belirtildiğini Bu durumda müvekkilinin sözleşmeden beklettiği menfâati ekle edemeyerek ve —– olduğu hizmetin karşılığını alamayacağını. Davacının, dava dilekçesinde müvekkilin geciktiğini iddia ettiği işlerden kaynaklı olarak dairelerde zarar meydana geldiğini belirttiğini, davacı ile müvekkil arasında yapılan mail yazışmalarında da görüleceği üzere davacı birçok siparişini iptal ettiğini, davacının daha palıalı fiyatlara —– almak zorunda kaldığını iddia etmesi müvekkilini bağlamayacağını Müvekkilinin tarafi olmadığı sözleşmelerden kaynaklanan bedellerden müvekkilin sotumlu tutulmasının mümkün olmadığını, arz ve izah edilen hususlarla, fazlasını dava ve talep etme hakkı saklı kalmak kaydıyla işbu davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet üzerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; “Davacının ve Davalının defter ve kayıtlarının HMK 222. Maddesine göre lehlerine delil kabul edilebileceği. Davacının defter kayıtlarında Davalının 48.448,80 TL. BORÇLU olduğu. Davalının defter kayıtlarında Davacının 891.361,20 TL BORÇLU olduğu, farkın Davacı Firma defter kayıtlarında, dava dışı —– şahıs firmasından Davalı —— 939.810.00 TL virman yapılarak borçlandırılmasından kaynaklandığı, Davacının eksik mal gönderimine ilişkin geçerliliği mahkemenin olnıak üzere elektronik yazışma bulunduğu, sözleşme gereği çekilen ihtarnamede miktar belirtilmediği, Yapılan incelemede belirtildiği üzere, 466,62 m2 eksik teslimat yapılmış olup davacının bu nedenle alacağının 48.448.80 TL olduğu, Davacının uğradığını ileri sürdüğü zarar yönelik belgelerin dosyada bulunmadığı. Sözleşmenin taşınmaza yönelik hükümlerine ilişkin belgelerin dosyada bulunmadığı,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
ISLAH: Davacı vekili tarafından sunulan ıslah dilekçesinde özetle; Fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak harçlandırdıkları 30.000,00TL alacak taleplerini bilirkişi raporu doğrultusunda 107.819,83TL ıslah ederek, toplam taleplerini 137.819,83TL’ye tamamladıklarını beyan etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket (eski unvanı —– ile müvekkil şirket arasında akdedilen 14.03.2020 tarihli —– markalı —- ve —–alımı” sözleşmesi gereğince her biri 120.000,00TL bedelli toplam 1.200.000,00TL sıra çeki verilerek davalı şirkete peşin ödeme yapıldığını, bir kısım teslimatların geciktiğini, bir kısmını teslim etmediğini, davacı şirketin bu durumda daha pahalı fiyatlara piyasadan cam almak zorunda kaldığını, davalı şirket son bakiye mutabakat için gönderdiği cari hesap çizelgesinde ki müvekkil şirketin alacağı kadar—–camları teslim taahhüdünde bulunduğunu fakat bu taahhüdünü de yerine getirmediğini, 14.03.2020 tarihli “—- markalı — ve —- cam alımı” sözleşmesi gereği müvekkil şirketçe ödenen fakat karşılığında mal teslimi yapılmayan 48.448,80TL ve sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle müvekkil şirketin uğradığı 89.371,03TL zarar olmak üzere toplam 137.819,83TL’nin şimdilik 30.000 TL’sinin avans faiziyle birlikte davalı şirketten alınarak müvekkile verilmesine yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı yan davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasında 14.03.2020 tarihli —- sayfadan ibaret “—- markalı—– ve ——alımı” sözleşmesinin imzalandığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan 14/03/2020 tarihli —– markalı
a) 4+16+4 ——konfor ısıcam,
b) 4+4+12+4 —— konfor ısıcam,
c) 4+0,38+4 —–alım sözleşmesinde 3 farklı tip camın miktarları m² olarak ayrı ayrı belirtildiği görülmüştür.Davacının —–Noterliğinden çektiği —– tarih ve 27.10.2021 düzenleme tarihli, 28.10.2021 tebliğ tarihli ihtarnamede, “ davalının çeşitli nitelikteki malları veremeyip, bazı teslimatları gecikmeli yapıp, bir kısmının teslim edilmediğini, bu yüzden zararlarının karşılanmasının talep edildiği görülmüştür.
Cari Hesap İlişkisinden Kaynaklı Alacak Talebi Hakkında:
Davacı yan taraflar arasındaki yazılı sözleşmeden kaynaklı yapmış olduğu ödemeler mukabilinde eksik teslim edilen ürünler nedeniyle 48.448,80 TL bedelin ödenmesini talep ettiği anlaşılmış olup, dosya kapsamında davacının alacağını ileri sürdüğü hususların hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususların bilirkişiye tespit ettirilmesi mümkün olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, kök bilirkişi raporuna bir dizi itirazların olması nedeniyle ek rapor aldırılmış, 04/12/2022 tarihli heyet bilirkişi raporunda; ” Davacı Ticari defterleri incelendiğinde Davalı —–Satıcılar)hesabında ve —–(Verilen Sipariş Avansları) hesabında takip edildiği —– hesap bakiyesinin 0 olduğu —–hesabında Davalı ——48.448,80 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir.” şeklinde tespitlere yer verildiği, davalının ticari defterlerinde de davacının talebi kadar borçlu olduğunun tespit edildiği, mezkur bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenle bilirkişi heyetinin cari hesap ilişkisinden kaynaklı davacının alacağına ilişkin tespit ve değerlendirmeler nazara alınarak davacının 48.448,80 TL hakkındaki talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davalının Sözleşmeye Aykırı Davranmasından Kaynaklı Alacak Talebi Hakkında:
Davacı yan taraflar arasındaki yazılı sözleşmeden kaynaklı yapmış olduğu ödemeler mukabilinde teslim edilmeyen ürünler nedeniyle yaklaşık bir buçuk yıl sonra daha pahalıya dava dışı ——- satın almak zorunda kaldığı ürünler nedeniyle zararın karşılanmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı Kanunun 123 maddesinde; ” Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, taraflardan biri temerrüde düştüğü takdirde diğeri, borcun ifa edilmesi için uygun bir süre verebilir veya uygun bir süre verilmesini hâkimden isteyebilir.” şeklinde hüküm düzenlendiği, devamında “Süre verilmesini gerektirmeyen durumlar” başlıklı 124. Maddesinde;
” Aşağıdaki durumlarda süre verilmesine gerek yoktur:
1. Borçlunun içinde bulunduğu durumdan veya tutumundan süre verilmesinin etkisiz
olacağı anlaşılıyorsa.
2. Borçlunun temerrüdü sonucunda borcun ifası alacaklı için yararsız kalmışsa.
3. Borcun ifasının, belirli bir zamanda veya belirli bir süre içinde gerçekleşmemesi üzerine, ifanın artık kabul edilmeyeceği sözleşmeden anlaşılıyorsa.” şeklinde sürenin aranmayacağı hallerin sayıldığı görülmüştür.Sabık kanunun 473. maddesinde; ” Yüklenicinin işe zamanında başlamaması veya sözleşme hükümlerine aykırı olarak işi geciktirmesi ya da işsahibine yüklenemeyecek bir sebeple ortaya çıkan gecikme yüzünden bütün tahminlere göre yüklenicinin işi kararlaştırılan zamanda bitiremeyeceği açıkça anlaşılırsa, işsahibi teslim için belirlenen günü beklemek zorunda olmaksızın sözleşmeden dönebilir.Meydana getirilmesi sırasında, eserin yüklenicinin kusuru yüzünden ayıplı veya sözleşmeye aykırı olarak meydana getirileceği açıkça görülüyorsa, işsahibi bunu önlemek üzere vereceği veya verdireceği uygun bir süre içinde yükleniciye, ayıbın veya aykırılığın giderilmesi; aksi takdirde hasar ve masrafları kendisine ait olmak üzere, onarımın veya işe devamın bir üçüncü kişiye verileceği konusunda ihtarda bulunabilir.” hükmünü haizdir.Somut olayımızda taraflar arasında 14.03.2020 tarihinde—-markalı ——ve ——alımı” sözleşmesinin imzalandığı, davalının sözleşmeye aykırı davranmasından kaynaklı davacı yanın ——. Noterliğine ait ——tarih ve 27.10.2021 düzenleme tarihli ihtarname ile zararın karşılanmasını davalı yandan talep ettiği, noter ihtarı içeriğinde; ” tarafınızca sözleşme gereği cam teslimatları başta gecikmeli yapılmış, akabinde 4-4 —–camlarının bir kısmı teslim edilmemiştir. Müvekkil şirket ve yetkilimizin yaptığı toplantıda, sadece konfor ve konfor—- verebileceğinizi ve diğer kalan camları vermeyeceğinizi, sözleşmenin başında verilen çeklerin tutarı kadar cam vereceğiniz beyan ettiniz” şeklinde ifadelere yer verildiği, ihtarnamenin 28.10.2021 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiği, söz konusu ihtarname içeriğine itiraz edildiğine ilişkin davalı yanca dosyaya her hangi bir delil sunulmadığı, ihtarname içeriğinden davacı şirket tarafından davalı şirkete sözleşmeye ve 6098 sayılı TBK nın 473. maddesi uyarınca ihtar yapıldığı ancak sözleşmenin gereğinin yerine getirilmeyeceğinin davacı yanca anlaşıldığı, bu nedenle mezkur Kanunun 124. maddesi kapsamında borçlunun (davalının) tutumundan süre verilmesinin etkisiz olacağının anlaşıldığı, davacının eksik imalata ilişkin işlerin sözleşmenin imzalanmasından (14.03.2020) yaklaşık 15 ay sonra dava dışı şirketten fatura karşılığı temin ettiği, ilk fatura tarihinin 17.09.2021 olduğu, bu haliyle davalının eksik işleri tamamlayacak kadar makul bir sürenin mevcut olduğu hususları hep bir arada değerlendirilerek 04/12/2022 tarihli bilirkişi raporundaki “473. Madde içeriği belirlenememiştir” şeklindeki tespitlere iştirak edilmeyerek, davacı yanca gerekli ihtarın yapıldığı, dava dışı şirketten temin ettiği ürünler nedeniyle fazla ödediği bedelin davalı şirketten tahsil hakkının bulunduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE; 137.819,83 TL’nin 30.000,00TL’lik kısmına dava tarihi olan 08/02/2022 tarihinden itibaren; geri kalan 107.809,83 TL’lik kısmına ise harç tamamlama tarihi olan 24/01/2023 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 9.414,47 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 512,33 TL harç ve 1.841,28 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 7.060,86‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 21.672,97 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı, 512,33 TL peşin harç ve 1.841,28 TL ıslah harcı toplamı 2.434,31‬ TL ile 4.693,50 TL (Bilirkişi ücreti, Kep reddiyatı, Posta Masrafı, Elektronik Posta Masrafı) olmak üzere toplam 7.127,81‬ TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk ücreti 1.560,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —– Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.