Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/913 E. 2023/723 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/913
KARAR NO : 2023/723

D AVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2022
KARAR TARİHİ : 14/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– İcra Müdürlüğü’nün —–.sayılı dosyası ile davalı (borçlu) aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine borçlu tarafından itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, arabuluculuğun anlaşmazlıkla sonuçlandığını, tarafların arasındaki ticari ilişkiye dayanarak müvekkilinin davalıya ürün satışında bulunduğunu ve ürünleri teslim ettiğini, satılan ürünler için e-faturaları ve e-irsaliyelerinin kesildiğini ve davalıya e-tebliğ edildiğini, davalının takip tarihi itibari ile müvekkili şirkete 54.326,90 TL borcu bulunduğunu belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.

RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; “Davacı —– incelenen defterlerinin, TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahibi lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu; Davalı ..10.03.2013 günü saat ll:00’de Sayın Mahkemenizde yapılan incelemede hazır bulunmadığı, Sayın Mahkemenize delil, belge ve defterlerini ibraz etmediği, ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişi bildiriminde de bulunmadığı, kayıtlarını ibraz etmeyen tarafın defter ibrazından kaçınmış sayılacakları karşı tarafın delillerini kabul etmiş sayılacakları ve haklarında 28.07.2020 tarihli —- yayımlanan 7251 sayılı kanunun 23. Maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesinin 3. Fıkrası uyarınca ticari defterlerin sunulmaması halinde sunan tarafın kayıtlarına delil olarak dayanılacağı hususundaki takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu; Davacı —– incelenen kayıtlarına göre, davacı —– 27.05.2022 tarihinden itibaren ve 07.06.2022 takip ile 23.11.2022 dava tarihlerine de 54.326,90 TL alacaklı olduğu; Dava dosyasında mevcut davacı tarafından davalıya kesilen e-arşiv faturaların e-arşiv fatura kapsamında elektronik ortamda davalıya iletildiği, davacı tarafından davalıya kesilen söz konusu faturalara ait e-irsaliyelerde fatura içeriği malların e- irsaliyelerin imzalandığı (2 adet e-irsaliye haricinde), davalı yanın davacı tarafından düzenlenmiş takip ve dava konusu edilen cari hesap bakyesine dayanak faturalara 8 gün içinde itiraz ettiğine veya iade faturası düzenlediğine dair dosyada mevcut belge ya da bilginin bulunmadığı; Davalı … davacı —– 2021 döneminde 46 adet belge ile KDV hariç 135.626 TL tutarında, 2022 döneminde 6 adet belge ile 26.845 TL tutarında alım yaptığını Gelir İdaresi Başkanlığına beyan ettiği, davalının 2022 beyanının davacı beyanı ile uyumlu olduğu, tarafların 2021 yılı beyanlarında mutabık olmadıkları; Davalı … 10.03.2023 günü saat ll:00’de Sayın Mahkemenizde yapılan incelemede hazır bulunmadığı ve Sayın Mahkemenize delil, belge ve defterlerini ibraz etmediği, ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişi bildiriminde de bulunmadığı için tarafların defter kayıtları arasındaki farklar konusunda görüş bildirilemeyeceği; Sayın Mahkemenizin davacı lehine avans faizi hakettiğine hüküm vermesi halinde; Davacı tarafın 3095 sayılı yasaya istinaden, 07.06.2022 takip tarihinden itibaren 31.12.2022 tarihine kadar %15,75, 31.12.2022 tarihinden itibaren de %10,75 oranında avans faizi talep edebileceği;” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, açık hesap ilişkisine dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Davacı —– ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde davacı şirket tarafından davalı şirkete mal veya hizmet satımı yapıldığı, davacı ticari defter ve kayıtlarından davalının açık hesap ilişkisinden kaynaklı 54.326,90 TL borçlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.Mahkememizce 01/07/2022 günü yapılması istenilen defter incelemesine davalı yanın hazır olmadığı duruşma olan —– nolu celsede karar verildiği, davalı şirkete duruşma zaptının tebliği ile inceleme gün ve saati ihtar edildiği, davalının ticari defterlerini dosyaya ibraz etmediği gibi dava dosyasına ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişiyi bildirmediği, ancak buna rağmen söz konusu inceleme gününün kendilerine bildirilmediği yönünde itirazda bulunmalarından kaynaklı hak kaybına sebebiyet verilmemesi amacıyla 04/05/2023 tarihli —- nolu celsede davalı yanın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi amacıyla inceleme günü belirlendiği, buna rağmen ticari defter ve kayıtların incelemeye sunulmadığı, 6100 sayılı Hmk’nın 222/3. maddesinde, 28/07/2020 tarihli —– yayımlanan 7251 sayılı kanunla ticari defterlerin sunulmamasına ilişkin 23. madde ile değişiklik yapılmış ve ticari defterlerin davalı tarafından sunulmaması halinde davacının ticari defter kayıtlarının lehine delil olacağı belirtildiği, dava dosyasında yer alan takibe ve davaya konu edilen faturaların davalıya tebliğ edildiği, söz konusu faturalara davalı tarafın 8 gün içinde itiraz ettiğine ve iade ettiğine dair dosyada mevcut belge ya da bilginin bulunmadığı; davacı ——– incelenen defter kayıtlarına göre, davacının07/06/2022 takip tarihi itibariyle davalıdan 54.3260,90 TL alacaklı olduğu böylece bilirkişinin davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 54.3260,90 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, bu haliyle davacının davasını asıl alacak üzerinden ispat ettiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Alacağın likit olması konusunu Yargıtay Genel Kurulu ,—– ve —–. Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. Yargıtay—- Hukuk Dairesi’nin —–. Numaralı kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından —-. İcra Dairesinin —- sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 54.326,90 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan 54.326,90 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 3.711,07 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 656,14 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.054,93‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı, 656,14 TL peşin harç toplamı 736,84 TL ile 2.099,00 TL (Bilirkişi Ücreti, Kep Reddiyatı, Posta Masrafı, Elektronik Posta Masrafı) olmak üzere toplam 1.215,15 TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti 1.560,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —–Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.