Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/91 E. 2022/106 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/91
KARAR NO : 2022/106

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 08/02/2022
KARAR TARİHİ : 15/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle davalı şirkette %10 hissedar olduğunu, uzun dönem şirketin temsil ve ilzama yetkili temsilcisi olduğunu, şirketin ekonomik olarak dar boğaza girdiğinde şirkete borçlar verdiğini, ancak diğer ortak—– husumet olduğunu, —–intikal ettiğini,—- şirkete verdiği borçları alamadığı gibi kar payını da alamadığını belirtmiş TTK’nın 638. Maddesi uyarınca ortaklıktan çıkmasına ve esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma—– tespiti ile davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
——– günlü Resmi Gazetede yayımlanarak, yürürlüğüne giren 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK. ‘nın ( 5. ) maddesine eklenen 5/A maddesi gereğince ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlenmiş olması ve 7155 Sayılı Kanunun ( 23. ) maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A ( 2 ) maddesi ile “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hlinde herhangi bir işlem yapılmakszın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” hükmü getirilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/(2). maddesine göre, ”Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır” hükmü yer almaktadır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115. maddesi gereğince; Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Davacı vekiline arabuluculuk son tutanağı aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini 1 haftalık kesin süre içinde sunması aksi taktirde davanın usulden red edileceği hususunda ihtar yapılmış, davacı vekili 14.02.2022 tarihli beyan dilekçesi ile davanın arabulucuya tabi olmadığını , gönderilen muhtıranın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmiştir. Davacının dava açmadan arabulucuya gitmediği kendi beyanından da anlaşılmıştır.
—–.. Dava, TTK 638 vd. m. uyarınca —- çıkma ve çıkma payının ödenmesi istemine ilişkindir.—– mahkemesince arabuluculuğa başvuru dava şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. ……..—– döndüğümüzde, dava, —-çıkma ve çıkma payının ödenmesi istemine ilişkin olup, çıkma payının ödenmesi istemi nedeniyle ticari bir alacak davası niteliğini haiz olduğu, ayrıca uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri bir işleme ilişkin olduğu, dolayısıyla bu davada arabuluculuğa başvurmuş olmanın bir dava şartı olarak kabul edilmesi gerektiği, ancak bu dava şartının yerine getirilmediği sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik görülmemiş, açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” belirtmiştir.
—- ilamında “…—- olaya döndüğümüzde, dava, —–ortaklığından çıkma ve çıkma payının ödenmesi istemine ilişkin olup, çıkma payının ödenmesi istemi nedeniyle ticari bir alacak davası niteliğine haiz olduğu, ayrıca uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri bir işleme ilişkin olduğu, dolayısıyla bu davada arabuluculuğa başvurmuş olmanın bir dava şartı olarak kabul edilmesi gerektiği, ancak bu dava şartının yerine getirilmediği sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik görülmemiş, açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.” belirtmiştir.
—— ilamında “….Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere,—- mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacı tarafça zorunlu arabuluculuğa tabi olan ortaklıktan çıkma ve belirli bir paranın ödenmesine ilişkin çıkma payının ödenmesi davası yönünden —- başvuru yapılmamış olmasına, 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesi gereğince arabuluculuk son tutanağının aslının ya da onaylı örneğinin bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.” belirtmiştir.
——– ilamında “….Dava, TTK’nın 638. Maddesine dayalı haklı nedenle şirket ortaklığından çıkma ve —– yıllara ait dağıtılmadığı iddia olunan kar payı alacağının tahsili davasıdır.
İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, arabuluculuk başvurusu bulunmaması nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin kararda davalı yararına vekalet ücreti takdir edilip edilemeyeceği ve esasa ilişkin inceleme yapılması gerekip gerekmediği noktasındadır.
7155 sayılı Kanun’un 20’nci maddesi ile eklenen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 5/A-1 maddesinde, ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, 7155 sayılı Kanun’un 23’ncü maddesi ile eklenen 6325 sy m.18/A-2 maddesinde ise, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Anılan yasal düzenleme karşısında arabuluculuğa başvurmadan dava açılması halinde işin esasına girilmesi mümkün değildir.
6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 326/1. Maddesine göre, Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. HMK’nın 323/1/ğ maddesine göre vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti de yargılama giderlerinden sayılmıştır. Mahkemece dava, dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilmiş olmakla yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi yerinde görülmemiştir. Davalı yararına hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. maddesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. ” belirtmiştir.
Davacı her ne kadar davanın maktu harca tabi olduğunu ve bu nedenle arabulucuya tabi olmadığını beyan etmiş ise de doğru olmayıp davacının talep ettiği —– ileride arttırmak kaydı ile kısmi veya belirsiz olarak belirtmesi gerekmektedir. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 (2) ve 115. maddeleri gereğince, arabulucuya tabi olduğu yukarıda birkaç örnek Bölge adliye mahkeme kararları ile belirtilmiş olan iş bu uyuşmazlıkta dava açılmadan önce zorunlu arabulucuya başvurulmadan işbu davanın açılmış olduğu anlaşıldığından, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
G.D :
1-Davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA, artan gider avansının davacı yana iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, tarafların yokluğunda dosya üzerinden oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.