Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/906 E. 2023/107 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/906 Esas
KARAR NO : 2023/107

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/11/2022
KARAR TARİHİ : 07/02/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin alacağının tahsili amacıyla tarafımızca —- dosyası üzerinden ——– hesaptan kaynaklanan alacak sebebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığını, Davalı borçlu, borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz etmiş ve takibi durdurduğunu, işbu itiraz sadece takibi sürüncemede bırakarak müvekkilinin haklı alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla yapılmış olup haksız ve mesnetsiz olduğunu, işbu davaya ve icra takibine konu alacak likit olup davalı borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, mahkememizce tensip zaptı ile davalı borçlunun —– dönemlerine—– formlarının ilgili —— ilişkin ara karar tesis edilmesini ve işbu ara kararın yerine getirilmesinin akabinde ön inceleme duruşması beklenmeksizin celse arasında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmak üzere inceleme günü verilmesini talep ettiklerini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla; .davanın kabulüne, davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline ve takibin takip tarihi itibariyle işleyecek faiz, vekalet ücreti ve tüm ferileri ile birlikte devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından ikame edilen huzurdaki dava, yetkisiz mahkemede açılmış olduğunu, davanın usulden reddi gerektiğini, davacı şirket’in müvekkili şirket’ten herhangi bir alacağı bulunmamakta olup huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın reddi gerektiğini, davacı şirket’in var olduğunu iddia ettiği alacak kapsamında teslim ettiği mal ve/veya hizmeti ispat etmesi gerekmekte olup davacı taraf buna ilişkin herhangi bir delil sunamamıştır. bu sebeple dayanaktan yoksun işbu davanın reddi gerektiğini, davaya konu edilen alacak—– edilemeyeceğini, zira ——formlarının düzenlenme yükümlülüğü belirli şartları taşımakta olup; bu formlar üzerinde yapılacak olan inceleme şüpheli halde olacağını, basiretli bir tacir olan davacı şirket’in, müvekkili şirket’ten alacağı bulunmamasına rağmen haksız şekilde icra takibi başlatmış olması ve işbu davanın ikame edilmesi, davacı şirket’in kötü niyetli bir şekilde hareket ettiğini gösterdiğini, bu nedenle davacı şirket aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, yukarıda arz ve izah edilen nedenler doğrultusunda; sair talep, itiraz ve dava hakkımız saklı kalmak kaydı ile;
davacı şirket’in müvekkili şirket’ten herhangi bir bakiye alacağının bulunmaması nedeniyle haksız ve mesnetsiz davanın reddine,
davacı şirket tarafından başlatılan icra takibi haksız ve kötü niyetli olduğundan müvekkil şirket lehine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine,
yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin davacı şirket üzerine bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nin genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1.fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”
6100 sayılı HMK’nin Yetki Sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinin 1.fıkrasına göre; “Tacirler veya —– aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.”
Benzer konuya ilişkin——karar sayılı ilamında; ” Dava, tacirler arası hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davalı taraf, cevap dilekçesinde usulüne uygun yetki ilk itirazında bulunmuş olup mahkemece HMK 17. Maddesi uyarınca yetkili mahkeme —– Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 17. maddesine göre “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava, sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.”
Taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin 37. Maddesinde bu sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde —- Mahkemeleri yetkili kılınmıştır. Taraflar arasında bu konuda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Sözkonusu kanunun yetki sözleşmesi başlıklı 17. maddesinde tacirler ve kamu tüzel kişilerinin, sözleşme ile yetkili mahkemeyi belirleyebilecekleri öngörülmüştür. Dava konusu olayda tarafların ikisi de tacir olduğu takdirde yetki sözleşmesi geçerli olacaktır. Tarafların tacir olduğu hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı istinaf dilekçesinde yetki sözleşmesine riayet edildiğini, sözleşmede belirlenen —– edildiğini, davalının yerleşim yerinin —-davanın—— açıldığını, davalının —- mahkemenin yetkili olduğunu ileri sürmüş ise de; taraflar arasındaki yetki sözleşmesinde, yetkili mahkemenin—– mahkemesi olduğunun belirtildiği, —-mahkemesinden anlaşılması gerekenin—–olduğundan ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. ” şeklindeki açıklamalarının ışığı altında tarafların tacir olması, aralarında kesin yetki sözleşmesi bulunması, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin “ihtilafa uygulanacak hükümler” başlıklı bölümünün 2. Maddesinde; açıkça ihtilafların—- görülmesi gerektiğinin imza altına alınmış olması, 6100 sayılı HMK’nın 17. Maddesinde (tacirler arası) taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen mahkemenin yetkili olması hususları hep bir arada değerlendirilerek işbu davada——— Mahkemelerinin yetkili olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla mahkememizin yetkisizliği nedeniyle İİK’nun 265. Maddesine davalının ihtiyati haciz kararı veren mahkememizin yetkisine itirazı yerinde görülerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, davaya bakmaya yetkili ——–Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunun TESPİTİNE,
2-Yetkisizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde tarafların mahkememize başvurusu halinde dosyanın yetkili ve görevli ——-Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Aksi halde davanın açılmamış SAYILMASINA.
4-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında yetkili mahkemece karar VERİLMESİNE,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.