Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/888 E. 2023/131 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/888 Esas
KARAR NO : 2023/131

DAVA : Tazminat (Kara Taşımacılığı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 15/11/2022
KARAR TARİHİ : 14/02/2023
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili 15/11/2022 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın 07.06.2022 tarihinde müvekkili şirkete nakliye hizmeti verdiğini, müvekkili şirketin satın aldığı alçı plakaları taşıdığını, Fabrikadan alınan —– klasik alçı plakalar, davalı tarafın —— plakalı aracı ile müvekkili şirketin deposuna taşındığını, Müvekkili şirket çalışanları, nakliye aracı depoya yanaştığında kasasını kapatan brandanın eski ve yıpranmış olduğunu, yanlardan açık üstü kapalı bir şekilde olduğunu, alçı plakaların kuşak atılmadan ve bağlı olmadan getirildiğini ve en arkadaki paletin geriye kayarak tehlike arz eder vaziyette getirildiğini gördüğünü, alçı plakalar indirilmeye başlanıp paletlerin arası açıldığında yukarıdan aşağıya doğru su indiği, alçı plakaların ıslandığı ve hasar gördüğünün anlaşıldığını, alçı plakalar ıslak olduğundan tek tek kaldırılıp kaç tanesinin ıslandığının tespiti o an yapılamadığını, çünkü alçı plakalar o ıslak haliyle kaldırılsa paramparça olur, bu durumda da hasar büyümüş olacağını, zararın tespiti için alçı plakalar teslim alınmış, hasara ilişkin fotoğraflar çekildiğini, müvekkili firma çalışanları ve nakliyeyi gerçekleştiren şoför, brandanın yırtık olduğu ve buna bağlı olarak alçı plakaların ıslanıp hasar gördüğünü birlikte tutanak altına alındığını, satıcı firma ile iletişim kurulduğunda, yine nakliyesi davalı tarafça gerçekleştirilen başka firmalarından aynı durumdan şikayetçi olduğunun öğrenildiğini, müvekkili şirketin depo sorumlusu, araç sahibi ——- beyle telefonda görüşmüş, durumu izah etmiş, hasarın şirkete fatura edilmesi durumunda abisi ile arasının açılabileceğini belirtmiş, bu sebeple müvekkili şirketten fatura etmemesini istemiş uğranılan zararı başka bir nakliye gerçekleştirip telafi etmek istediğinin bildirildiğini, müvekkili şirket alçı plakaları kurutabildiği kadar kurutmaya çalışmış ve zararı tespit ederken iyi niyetli davranarak ciddi anlamda hasar görenleri, kullanılamaz hale gelenleri ayırmış olduğunu, Müvekkili şirket, bu şekilde zarara uğrayan paramparça hale gelen 80 adet alçı plaka tespit ettiğini, bunun maliyetinin 6.160,00 TL olduğunu, davalı taraf verdiği nakliye hizmetine ilişkin 8.220,00 TL bedelli faturayı keserek müvekkili şirkete ilettiğini, müvekkili şirket de gördüğü hasarın bedeli olarak 6.160,00 TL’yi indirerek davalı tarafa nakliye hizmetinin karşılığı olarak 2.060,00 TL ödeme yaptığını, Müvekkili şirket hasar tutarı kadar iade faturası kesmiş ve davalı tarafa illetiğini ancak davalı firma iade faturasını kabul etmemiş müvekkili şirkete yeniden fatura kestiğini, müvekkili şirket tekrar iade etmiş; bu şekilde aralarında seri bir faturalaşma gerçekleşmiştir. En son davalı taraf, müvekkil şirkete temel fatura kesip gönderince müvekkili şirket bunun iadesini gerçekleştiremediğini, Davalı taraf, nakliye hizmetini kusurlu bir şekilde vermesine rağmen basiretli bir tacir gibi davranmayarak verdiği hasarı görmezden gelerek verdiği hizmetin tam karşılığını istediğini, Ayıplı hizmetini telafi etmek şöyle dursun müvekkili şirkete karşı tahsil edemediği fatura için icra takibi başlatmış ve bu da yetmezmiş gibi ihtiyati haciz uygulayarak müvekkili şirketi zor durumda bıraktığını,——sayılı dosyası ile icra takibi yapmış ve ihtiyati haciz yoluyla müvekkili şirketin tüm banka hesaplarını haczedildiğini, Bankaların gözünde müvekkil şirketin prestij kaybına sebep olduğunu, Müvekkili şirket daha fazla itibar kaybına uğramamak için 15.08.2022 tarihinde dosya borcunu ödemiş ve hacizleri kaldırdığını, ihtiyati haciz sebebiyle iş yapamaz duruma gelen müvekkili şirket icra dosyasına itiraz hakkını bile kullanamadığını bir an önce dosya borcunu ödemekten başka çare bulamadığını, davalı taraf sadece 6.160,00 TL fatura için tabiri caizse müvekkili şirketin nefes almasına bile imkan tanımadan bütün haciz işlemlerini uygulamış ve müvekkili şirkete tamiri imkansız zararlar verdiğini, müvekkili şirket, Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirketin ayıplı hizmet sonucu ve haksız icra takibi sebebiyle uğradığı maddi zararın şimdilik 7.910,36 TL’sinin giderilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK.’nin genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. Fıkrası gereği “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” lafzından anlaşılacağı üzere YETKİSİZ olan mahkemece davanın REDDEDİLMESİ gerekmektedir. Davalı müvekkil şirket——adresinde bulunmaktadır. Söz konusu davada yetkili mahkeme——- mahkemeleri olduğunu savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, nakliye hizmetinden kaynaklı icra takibi sebebiyle yapılan ödemenin istirdatı talebine ilişkindir.Davalı vekili süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde davalının yerleşim yerinin —— ilinde olduğunu beyan ederek ——Mahkemelerinin yetkili olması nedeniyle yetki ilk itirazında bulunmuştur.Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda; davalının ikametgahının —— ilinde olduğu, İİK.m.72/son hükmü uyarınca menfi tespit ve istirdat davalarında takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde dava açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabileceği, ayrıca HMK m.6 gereğince de genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu hükümleri dikkate alınarak davalı vekilinin yetki itirazının kabulü ile davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin yetkisizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin yetkisiz olması nedeniyle davanın 6100 sayılı kanunun 6, 115/2. Ve İİK 72/son Maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan dolayı USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden, İstinaf yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın yetkili NÖBETÇİ ——- ASLİYE HUKUK(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, Aksi taktirde mahkememizce Resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına ( ihtaratın gerekçeli kararın tebliği ile yapılmasına)
3-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında yetkili ve görevli mahkemece karar verilmesine,
4-Yetkisizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına,
5-Sair hususların gerekçeli kararda açıklanmasına,Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ——- Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili yüzüne karşı davalı vekilinin ise yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.