Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/86 E. 2023/11 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/86 Esas
KARAR NO : 2023/11

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/02/2022
KARAR TARİHİ : 10/01/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı şirkete—– verdiğini, taraflar arasında ticari bir ilişki bulunduğunu, müvekkili şirketin davalı/borçludan cari hesaptan kaynaklı alacaklı olduğunu, müvekkilinin tüm taleplerine rağmen davalı tarafça ödenmediğinden başlatılan icra takibine borçlunun hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz itiraz ettiğini, arabuluculuk sürecinin anlaşamama ile sonuçlardığını, davalı borçlu tarafından söz konusu takibe konu borcun ödendiğine ilişkin herhangi bir ödeme belgesini dosyaya sunmadığını, takibe konu alacağın tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle ispatının yapılacağını belirterek takibe konu alacağın ticari defter ve kayıtlarda sabit olduğundan bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilerek doşyanın bilirkişiye —– davanın kabulüne icra takibine haksız ve kötüniyetli itirazın iptaline ve takibin devamına, haksız ve mesnetsiz itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verilmiş olan davalı/borçlu aleyhine takibe konu alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, arabulucu vekalet ücretinin davalıdan alınarak müvekkiline ödettirilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkili şirkete Kovit-19 pandemesi başlayıncaya kadar iş güvenlğine ilişkin doktor ve güvenlik hizmeti verdiğini, —–başlayınca davacının müvekkiline karşı hizmetlerini sürdüremediğini ve hizmet sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacı şirketin pandemi sürecinde hizmet vermediği halde bu döneme ilişkin fatura kestiğini ve asılsız kaynağı olamayan bir borcun ihdas edilmek istendiğini, borcun varlığını iaddia eden tarafın hiçbir delil yada delil başlarığıcı sunmaksızın ticari defterlere dayanamayacağını, ticari defter ve diğer ticari kayıtlarda bböyle bir borcun bulunmadığını, ödeme emri içine dayanak belge bırakılmadığını, davacının dilekçesinde borcun ödendiğine dair bir belgenin dosyaya sunulmadığını bahsettiğini bunun sebebinin böyle bir borcun hiç doğmamış olması davacının doğmamış borcun tahsilini istemesinin kötü niyeti arz ettiğini, davacının iş bu tarihlerde hizmet sunmadan fatura keserek takip başlattığını, müvekkili şirkete ibraz edilmiş bir faturanın bulunmadığını, davacı şirketin pandemi döneminde taraflarına —– sunduğuna dair herhangi bir delil ve emare bulunmadığını belirterek dilekçelerinin kabulüne, mesnetsiz ve haksızca açılmış davanın reddine, karşı taraf aleyhine takibe konu alacağın 420’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
DELİLLER:
Faturalar,—— tarihli yazı cevabı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
—- tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —–tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle; Ticari defter kayıtları ve diğer belgelerde de görüldüğü üzere taraflar arasında açık hesap şeklinde ticari ilişkinin bulunduğu: Davacı—. ile davalı ..—- defterlerinin, TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahipleri lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu; Davacı– kayıtlarına göre; Taraflar açık hesap İlişkisinin bulunduğu, davacı—- ve dava tarihi olan—– alacaklı olduğu, ancak davalı tarafından 14.10.2019 tarihinde davacıya gönderilen 1.000,-TL havale tutarının alacak olarak katydedilmesi gerekirken borç olarak kaydedildiği, 01.12.2022 tarihli 190 numaralı fiş İle ilgili hesaba açıklaması yapılarak 1.514,47 TL düzeltme kaydı yapıldığı ortak hesabının borçlandırıldığı davalının alacaklandırıldığı; Davalı …— incelenen kayıtlarına göre, taraflar açık hesap ilişkisinin bulunduğu,—- tarihi itibari ile cari hesabın kapalı olduğu, davalı …— davacı — takip tarihi itibari ile borcunun/alacağının bulunmadığı; Taraf defter kayıtları arasındaki farkın aşağıdaki işlemlerden kaynaklandığı; Davacının açık hesap ilişkisine konu konu ettiği davalı kayıtlarında bulunmayan— davalı şirkete tebliğine ve bu fatura içeriği hizmetin verildiğine dair davacı tarafından herhangi bir belgenin sunulmadığı; Davalı tarafındarı davacıya düzenlerien — faturasının, davacının 05.03.2020 tarihli — numaralı faturasına istinaden düzenlediği, davacının davalıya — numaralı faturayı hangi tarihte tebliğ ettiği bilinmediğinden iade faturasının 8 günlük yasal süresi içerisinde düzenlenip düzenlenmediğinin tespit edilememediği; Davacı —. tarafından davalı …— düzenlediği fatura tutarlarının— altında kalması nedeniyle davacı ve davalı tarafından beyan edilmemiş olduğu şeklinde ” tespitte bulunduğu görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde düzenlenmiştir. İcra dosyası celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak — Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Somut olayda; davacı davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla — takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın asıl alacağına yönelik itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde tarafların ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, davacı tarafın kayıtlarına davacının 1.313,68 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın kayıtlarında davacının alacağının bulunmadığı, beyan sınırının altında kaldığından vergi dairesine bildirme yükümlülüğünün bulunmadığı, davacı tarafça faturanın tebliğine ve bu fatura içeriği hizmetin verildiğine dair herhangi bir belgenin sunulmadığından davalı tarafça düzenlenen iade faturasının süresinde iade edilip edilmediğinin tespit edilmediği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan alacağı bulunup bulunmadığının ticari defter ve belgelerden tespit edilmediği, davalı yanın usule uygun tutulan ticari defter ve belgelerinin sahibi lehine delil niteliğinde olduğunda davacının ticari defter ve belgelerinin alacağın varlığı bakımından lehe delil olarak değerlendirilmediği, davacı tarafça ispat yükünün yerine getirilmediği, davacı vekili tarafından rapora itiraz dilekçesinin ekinde belgeler sunulduğu, belgelerin incelenmesinde taraflar arasında 2019 yılında ticari ilişkinin süre geldiği, sunulan belgelerden alacağın varlığı tespit edilmediği, davacı tarafça açılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı, davalının kötüniyet tazminatı talebinin değerlendirilmesinde; takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötü niyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötü niyetli olduğunu iddia eden davalının üzerindedir. Davacı tarafın kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememize açılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı taleplerinin REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin yatırılan 80,70 TL harcın düşümü ile geri kalan 99,2‬0 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA ,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
5-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
6-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca 2.627,36 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Arabuculuk ücreti olan —– davacı taraftan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
Dair;6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.