Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/858 E. 2023/667 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/858
KARAR NO : 2023/667

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/11/2022
KARAR TARİHİ : 18/07/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

DAVA: Davacı vekili 04/11/2022 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı Borçlunun — İcra Dairesinin —–Esas sayılı icra dosyası ile yapılan İcra Takibine İtirazı Kötü Niyetli Olup Davalının Tek Gayesi Müvekkilin Alacağının Tahsilini Geciktirmektir. Zira Anılan Borçlar Hiçbir Şekilde Ödenmemiş İtiraz Haksızdır. Davalı borçlu, davacı alacaklı müvekkil şirkete herhangi bir borcunun olmadığını iddia ederek borca itiraz etmiş ve takibi durdurmuştur. Fakat davalının işbu itirazı haksız ve dayanaksız olup yalnızca müvekkilimin alacağına kavuşmasını geciktirmek maksatlıdır Müvekkilin davalı yandan toplamda 19.999,94 TL cari hesaptan kaynaklı bakiye alacağı bulunmaktadır, davalı yanın %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ederiz. yukarıda açıklanan nedenlerle, haksız ve dayanaksız itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun % 20’den aşağıda olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemesine yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini saygılarımla vekâleten arz ve talep ederim. Demektedir.

CEVAP: Davalı vekili Cevap Dilekçesinde Davacı tarafından cari hesaptan doğan alacağa yönelik bedellerin ödenmediği iddiasıyla Müvekkil şirket aleyhine —-İcra Müdürlüğü —–Esas sayılı dosyası ile haksız bir şekilde icra takibi başlatılmıştır. Tarafımızca Müvekkil aleyhine başlatılmış hukuka aykırı ve yasal dayanağı olmayan takip talebine yasal süresi içerisinde itiraz edilmiş olup takip durdurulmuştur. Davacı itirazımızın iptali ve icra takibinin devam etmesi için yukarıda esas numarası belirtilmiş olan ve mahkemeniz nezdinde görülen işbu itirazın iptali davasını ikame etmiştir. Müvekkil aleyhine haksız şekilde başlatılan icra takibine yapmış olduğumuz itiraz hukuka uygun olup işbu itirazın iptali davasının reddi gerekmektedir. Davacı Tarafından Başlatılan Takip Haksız Olup Müvekkil Şirketin İcra Takibi Konusu Yapılan Alacak İle İlgili Bir Borcu Bulunmamaktadır. Haksız ve mesnetsiz davanın reddine ve her durumda davacı tarafından talep edilen haksız ve hukuka aykırı kötü niyet tazminatının reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına; karar verilmesini talep ederiz. Demektedir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, açık hesap ilişkisine dayalı —-İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Tarafların BA ve BS formlarının celbi için ilgili vergi dairelerine müzekkere yazıldığı ve müzekkerelerimize cevap verildiği görüldü.27/04/2023 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 23/06/2023 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle;
“1.Davacı ve Davalı tarafın incelenen 2022 yılı ticari defter ve kayıtlarının HMK 222. Maddesine göre lehlerine delil kabul edilebileceği,
2.Davacı ve Davalı taraf ticari defter kayıtlarının örtüştüğü,
3.Davacı ve Davalı Ticari defter kayıtlarına göre Davacı —– 19.999,94 TL alacaklı olduğu,
4.Davacı tarafından düzenlenen faturalara Davalı Tarafından 8 gün içinde itiraz edildiğine dair belge olmadığı,
5.Davalı ve Davacıya ait 2022 yılı Ba ve Bs formlarının örtüştüğü,
6.Davacının takip tarihi itibari ile davalıdan 19.999,94 TL alacaklı olduğu,
7.Davacının likit olduğu tespit edilen toplam 19.994,94 alacağı için —-.İcra Dairesi —-sayılı dosyası ile başlatmış olduğu takibin, takipteki asıl alacak tutarı kadar devamını talep edebileceği,
8. Davacının alacağına 3095 Sayılı Kanunun 2/2 maddesi gereği takip tarihinden itibaren avans faizi oranında faiz talep edebileceği,” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan açık hesap ilişkisine dayalı alacak talebinde bulunmaktadır.Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Her iki ticari defterlerde yer alan kayıtlar birbiri ile uyuşması halinde ticari defterler, içeriğine göre delil vasfına sahip olabilecektir.Eldeki dosya incelendiğinde taraf ticari defterlerinin incelemeye ibraz edildiği ve usulüne uygun tutulmuş olduklarının anlaşıldığı tarafların kayıtlarının ticari defterlerin delil niteliği göz önüne alınarak birbiriyle uyumlu olup davacı lehine delil teşkil ettiği ve davacının 19.999,94 TL alacaklı olduğu görülmüş ve davanın kabulüne karar verilmiştir. Alacağın faturalara bağlı olması nedeniyle belirlenebilir ve likit olduğu görülmekle icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜ ile; —– İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 19.999,94 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına,
2-)Alacak belirli ve likit olduğundan kabul edilen asıl alacak miktarı olan 19.999,94 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1.366,19 TL harçtan, peşin yatırılan 241,55 TL harcın düşümü ile geri kalan 1.124,64 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 241,55 TL Peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı 1.750,00 TL bilirkişi ücreti ve 89,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.161,25‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
7- 3.120,00 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekili yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.