Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/841 E. 2023/915 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/841 Esas
KARAR NO: 2023/915
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 01/11/2022
KARAR TARİHİ: 16/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın ——- Esas sayılı icra dosyasında, takibe, yetkiye, borca, faiz ve faiz oranlarına itiraz ettiğini, söz konusu itirazların hukuka aykırı ve mesnetsiz olduğunu, davalı tarafın ödeme emrinde cari hesap alacağıdır ibaresinin bulunduğundan ve bu sebeple alacağın ne şekilde nasıl meydana geldiğinin çıkarımını yapmalarının mümkün olmadığından bahisle borca itiraz ettiklerini, davacı müvekkilin davalıya ait araçların tamirat ve bakım işlemlerini yaptığını, ödeme emrinde hangi tarihli alacak olduğuna ilişkin açıklama bulunduğunu, bu zamana kadar henüz bu borcunu ödemediğini, bu sebeplerle de söz konusu takibin başlatıldığını, takipte talep edilen cari hesap alacağının tarihinin de belirtildiğini, itirazın basiretli bir tacir gibi hareket etme yükümlülüğüne de aykırı olduğunu, davalı tarafın yetkiye itiraz ettiğini, borcun para borcu olması nedeniyle para borçlarının götürülecek borçlar niteliğini haiz olduğunu, İİK. md 50’ye göre de para borçlarında alacaklının yerleşim yerinin yetkili olduğunu, bu haliyle müvekkili şirketin yerleşim yeri Mahkemesinde açılan icra takibine yapılan yetki itirazının da mesnetsiz olması nedeniyle reddini talep ettiklerini, davalı tarafın ödeme emrine itiraz ettiğini, icra takibi başlatıldıktan sonra 22.09.2022 tarihinde müvekkiline 20.918,64 TL tutarında ödeme yaptığını, fakat faiz alacağının ödenmediğini, ayrıca takip başlatıldıktan sonra yapılan ödemenin icra vekalet ücretine hak kazanmayı engellemeyeceğini, ana paranın haricen müvekkili şirketin banka hesabına yatırıldığını, ödemeden önce icra takibi başlatıldığından bu tutar üzerinden icra vekalet ücrcti alacağına ve gecikme sebebiyle faiz alacağına hükmcdilcccğini, izah ettikleri nedenlerle re’sen araştırılacak diğer sebeplerle, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla icra dosyasına vaki itirazların iptali ile takibin devamına, tüm tutar üzerinden icra vekalet ücretine ve faize hükmedilmesine, borçlu aleyhine %20’dan aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına, yargılama giderleri, arabuluculuk ücreti, harç ve avukatlık ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmektedir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkili şirket aleyhine ——– Esas sayılı icra dosyası ile başlattığı icra takibinin yetkili yerde açdığını, yetki itirazlarını yinelediklerini, ilamsız icra takiplerinde yetkili icra dairesinin genel yetki kuralları çerçevesinde borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi olduğunu, müvekkili şirket aleyhine başlatılan icra takibinde borçlu sıfatına haiz müvekkili şirketin yerleşim yerinin——– olduğundan yetkinin ——– İcra Müdürlüklerinde olduğunu, itirazın iptali davasında yetkili mahkemenin genel yetki kuralları çerçevesinde IIMK madde 6’ya göre; davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, davalı müvekkili şirketin yerleşim yeri ——– olduğundan ——- Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olmadığını bu davanın da yetkisiz yer mahkemesinde ikame edildiğini, davacının dava dilekçesinde öne sürdüğü iddiaların tamamen haksız olup davalı müvekkili şirketin davacıya cari hesaplan kaynaklanan herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin tüm borcunu ödediğini, bu nedenle müvekkili şirket aleyhine başlatılan icra takibinin haksız olduğunu, dava dilekçesinde hükme esas değer olarak fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak 1.000,00 TL gösterildiğini, hükme esas değer olarak gösterilen miktarın neye ilişkin olduğun anlaşılamadığını, dava dilekçesinde netice kısmında talep edilen ile hükme esas değerin uyuşmadığını, dava dilekçesinde hükme esas değer olarak gösterilen 1.000,00 TL’nin esas alınması ve bu rakam üzerinden hüküm kurulması gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise eksik harcın tamamlatılmasını talep ettiklerini, arz ve izaha çalıştıkları sebepler ve fazlaya dair hak ve savunmalarının saklı kalması kaydı ile, müvekkili aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına, tüm tutar üzerinden icra vekalet ücretine ve faize hükmedilmesine ve itirazın iptali ile takibin devamına ilişkin davacının taleplerinin tümünün reddi ile davanın reddedilmesine, davacının haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli açmış olduğu iş bu dava sebebi ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.

RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;”Davacı alacaklının ——– Esas sayılı dosyasında Takip tarihi 16.09.2022 itibariyle 21.297.75 TL cari hesap alacağının olacağı hesaplanmış.” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.

RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;”Hesap bilirkişisinin ek raporu yönünden, temerrüt şartlarının oluşmadığının kabulünde faiz işletilmemiş asıl alacak tutarının 20.918,64.-TL; temerrüt şartlarının oluştuğunun kabulü halinde faiz işletilmiş asıl alacak tutarının 21.297,75.-TL olacağı, 2. İcra vekâlet ücretinin hesabı yönünden, dosyadaki belgelerden. Sayın Mahkemenin 25.05.2023 tarihli ara kararından ve içtihatlardan varılan sonuca göre temerrüt şartlarının huzurdaki davaya dayanak icra takibinde oluşmadığının kabulüyle ve davalı şirket tarafından yapılan ödemenin ödeme süresi içinde olduğu gözetilerek, davacı (alacaklı) şirketin icra dosyası kapsamında hak kazandığı avukatlık ücretinin 2.510,24.-TL olacağına dair sonuçları içeren Bilirkişi Raporunu” sunduklarını beyan etmişlerdir.

ISLAH: Davacı vekilinin ıslah dilekçesinde özetle; Dava ve ıslah dilekçelerinin kabulü ile arttırılan toplam 1.510,24 TL’nin harcının alınmasına, ıslah dilekçelerinin davalı tarafa tebliğine, tüm alacak kalemlerine ıslah dilekçelerindeki nihai miktarlar üzerinden ve temerrüt tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsili ile davacı müvekkilime ödenmesine , fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, İcra dosyasında vaki itirazların iptali ile takibin devamına, borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere inca inkar tazminatına hükmedilmesine, dava harç ve masrafları ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:Dava, açık hesap ilişkisinden kaynaklı başlatılan takipte vekalet ücreti alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptaline ilişkindir.
——– Esas sayılı takip dosyasının dosyamız içerisine celp edildiği görüldü. İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde davalı yanın aleyhlerine başlatılan icra takibine itiraz etmekle beraber takipten sonra 22/09/2022 tarihinde müvekkiline takipte talep edilen ana para olan 20.914,64 TL tutarında ödeme yaptığını, faiz alacağını ödemediğini, bununla birlikte icra vekalet ücretinin tahsil edilemediğini beyanla faiz alacağını ve icra vekalet ücretine ilişkin olmak üzere takibin devamını talep etmiştir.——– Esas sayılı takip dosyasına konu 379,11 TL faiz alacağına yönelik olmak üzere davacı yanın davalı yanı takip tarihinden önce temerrüde düşürdüğüne ilişkin varsa ihtarname, yazılı belge vb. evrakın 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize sunulmasının istenilmesine rağmen bu yönde bir bilgi ve belge dosyaya kazandırılmadığından davacının davalıdan takip öncesi döneme ilişkin temerrüd faizi talep hakkını ispatlayamaması sebebiyle bu yöndeki talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.Bir diğer husus ise takiple birlikte icra vekalet ücreti talep hakkına ilişkindir. Bu hususta gerekli hesaplamanın yapılması amacıyla dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, 26/07/2023 tarihli bilirkişi raporunda davacının 2.510,24 TL icra vekalet ücreti hak kazandığına ilişkin tespit ve değerlendirmelere yer verildiği anlaşılmakla iddia, savunma, icra dosyası ve bilirkişi raporu nazara alınarak iş bu talebe ilişkin davanın kabulü ile takibin icra vekalet ücreti olan 2.510,24 TL üzerinden devamına karar vermek gerekmiştir.Davada hükmolunün miktarın 2023 yılı kesinlik sınırı olan 17.830,00 TL nin altında kalması nazara alınarak kesin olarak karar verilmiştir. Zira ——- sayılı ilamında benzer konuya ilişkin; ” … karar altına alınan miktarın yıllar itibariyle yeniden değerlendirme oranları nazara alındığında 2021 yılı istinaf kesinlik sınırı olan 5.880,00 TL’ nin altında kaldığı, dolayısıyla istinafa gelen davalı yönünden kabul edilen dava miktarı itibariyle mahkeme kararının tutar itibariyle kesin nitelikte olduğu anlaşıldığından tarafça yapılan istinaf başvurusunun bu sebeplerle reddinin gerekeceği, kanunun bahşetmediği bir hakkın ise mahkemece taraflara verilemeyeceği, dolayısıyla yerel mahkeme kararında istinaf yasa yolunun açık olduğunun bildirilmesinin taraflar lehine kazanılmış hak doğurmayacağı üzere davalı vekilinin istinaflarının esastan incelenemeyeceği anlaşılmıştır. ” şeklinde karar verildiği görülmüştür.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile ——– esas sayılı icra dosyasındaki davalı borçlunun itirazının 2.510,24 TL üzerinden İPTALİNE, Bu miktar üzerinden icra takibinin DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin olmaması nedeni ile fazlaya ilişkin olmak üzere hüküm verilmesine YER OLMADIĞINA,
2-Alacağın likit olmaması ve yargılamayı gerektirmesi nazara alınarak icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 269,85 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 80,70 TL ve 26,00 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 163,15‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.510, 24 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı, 80,70 TL peşin harç ve 26,00 TL ıslah harcı toplamı 187,4‬0 TL ile 3.077,00 TL (bilirkişi ücreti, kep reddiyatı, posta masrafı, elektronik posta masrafı) olmak üzere toplam 3.264,4‬0 TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti 3.120,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, Dava konusunun miktarı gereği KESİN olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/11/2023