Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/818 E. 2023/492 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/818 Esas
KARAR NO : 2023/492

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/10/2022
KARAR TARİHİ : 25/05/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

DAVA: Davacı vekili 25/10/2022 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; “26.03.2021 tarihinde, müvekkilime ait —–plakalı araç ile —– plakalı araç arasında, maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir.—–kayıtlarına göre davalının sigortalısı ise %100 kusurludur Müvekkilin aracında huzurdaki davaya konu kaza sebebiyle reel değer kaybı oluşmuş olup talep etme zorunluluğumuz hasıl olmuştur.
Sigorta şirketine reel değer kaybı talebi için başvuru yapılmış olup herhangi bir dönüş olmamıştır. Başvuru formu ekte sunulmuştur.
Dava şartı arabuluculuk kapsamında rabuluculuk dosyası başlatılmış ve anlaşamama olarak sonuçlanmıştır. işbu dilekçe ekinde de arabuluculuk tutanağı sunulmaktadır.
Kaza sonucu müvekkil araçta meydana gelen reel değer kaybı bakımından uğradığı zarar miktarı tam olarak belirlenememektedir.
Kaza sonucunda uğranılan zarara ilişkin alacak değerinin tam ve kesin olarak belirlenememesi sebebiyle bu hususta yapılacak tespit sonucu artırılmak üzere değer kaybı tazminini talep etmekteyiz. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 107/f.1’de
“Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Huzurdaki davaya konu 26.03.2021 tarihli trafik kazası neticesinde müvekkile ait—–plakalı araçtaki reel değer kaybı tazminatının belirlenmesi mümkün değildir ve kendisinden böyle bir kalem belirlemesi beklenemez. Kusur oranına göre değer kaybı hesaplanmasında; hasar gören aracın bilirkişilerce araçtaki hasarın durumu, resim, fatura ve dosyada mevcut diğer belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde hesaplanan aracın hasar miktarı belirlenerek hesaplanmalıdır. Müvekkilin uğradığı zarar miktarı uzman bilirkişilerce yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu tam ve kesin olarak belirlenebilecektir.
Kaza sonucunda müvekkil araç hasara uğramış bunun sonucunda değer kaybı meydana gelmiştir. Buna göre Anayasa Mahkemesinin 09.10.2020 tarihli —- sayılı —– yayımlanan —–Sayılı kararı uyarınca müvekkilin aracının uğradığı reel değer kaybının hesaplanması gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan ve sayın mahkemenizin takdir edeceği üzere dosyaya konu kaza sonucu müvekkil araçta meydana gelen reel değer kaybı tazminatının davalıdan tahsili amacıyla huzurdaki dava açılmıştır.
Davalı ile sulh olma imkanımız bulunmadığından (arabuluculuk görüşmesi sonucunda anlaşamama ile sonuçlanmıştır.) usul ekonomisi ve dosyanın sürüncemede kalmaması adına tensip zaptı uyarınca dosyanın bilirkişiye gönderilmesini talep ederiz.” denmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartı yokluğu nedeniyle huzurdaki davanın reddi gerektiğini,yürüyen bir ceza davası söz konusu olmadığından, ceza zamanaşımının uygulanması da söz konusu olmadığını,davacı tarafa söz konusu kaza nedeniyle aracında değer kaybı için usulüne uygun başvuru yapılmamış olduğunu, davacının gerçek zararını karşılamış olup başvuruya konu kaza bakımından başka bir sorumluluğu bulunmadığını,
alacağın belirlenebilir olduğu hallerde HMK 107 kapsamında belirsiz alacak davası açılmasında hukuki menfaatinin olmadığını,davanın kabulü anlamına gelmemek üzere; kusur oranlarının tespiti bakımından sayın mahkemece dosyanın —– ihtisas kurumuna sevk edilmesi gerektiğini, Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihli ve —–sayılı kararı ile KTK’de yer alan birtakım hükümlerin iptaline karar verildiğini, açıklanacak sebeplerle işbu dosyamızda ilgili karar uygulama alanı bulamayacağını, uyuşmazlık konusu hasarın tam olarak belirlenmesi için eksik evraklar müvekkili şirkete kazandırılmadığını, bu anlamda kaza tespit tutanağı, ehliyet ve ruhsat örneklerinin dosyaya sunulması gerektiğini,kabul manasında olmamak üzere, davacının zararı bakiye değer kaybı talepleri bakımından dosyanın bilirkişi incelemesine gönderilmesi gerektiğini, asla kabul anlamına gelmemekle birlikte her halükarda değer kaybı bedeli hesaplamasının genel şartlara göre yapılması gerektiğini savunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; TBK’nın 49.maddesi kapsamında trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat (değer kaybı) talebine ilişkindir—-Noterler Birliğinden, Davaya konu —– plakalı aracın ilk ediniminden itibaren tüm trafik kayıtlarının ve dava konusu kaza tarihi olan 26/03/2021 tarihindeki ruhsat bilgilerinin ve malikinin celp edildiği görüldü.Davalı Sigorta Şirketinden, Davaya konu—– Plakalı araç ile —–Plakalı aracın 26/03/2021 tarihinde karıştığı trafik kazasına ilişkin hasar dosyasının (davacının tazminat ödenmesine yönelik başvurusu var ise buna ilişkin talebin yapıldığı tarih, talebe ilişkin kayıt ve belgelerin ve var ise ödeme tutarı ve tarihini gösterir dekontlar/makbuzlar ile sigorta poliçesi sureti de eklenmek suretiyle) tamamının onaylı bir suretinin celp edildiği görüldü.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinden, —– Plakalı araç ile —– Plakalı aracın tramer kayıtlarının celp edildiği görüldü.31/01/2023 tarihli ara karar ile dosyanın bir kusur ve bir aktüerya uzmanı bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 15/03/2023 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle;
“1-Dosya kapsamında bulunan davalı beyanları, ödeme dekontu ve ekspertiz raporu birlikte değerlendirildiğinde ödemenin araç hasarına ilişkin olduğu,
2-Sigorta Bilgi Ve Gözetim Merkezi tarafından sunulu araç hasar kayıtlarında —- plakalı aracın daha önceden (22.09.2020 tarihli kaza nedeniyle) pert kaydı olduğu, hasar türünün çekme belgeli olarak belirtildiği, iş bu nedenle Sigorta Genel Şartları Ek-2’de yer alan Teminat Dışında Kalan Haller başlıklı 2. maddesinin 5. bendi gereğince değer kaybı teminatı dışında olduğu,
3-Aksinin kabulü halinde davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinin 13.04.2022 olduğu,
4-Sürücü ——kazada %100 (Yüzde Yüz ) nispetinde kusurludur.
5-Sürücü —— kazada bir kusur payı yoktur.
6- Davalı tarafın ödemek ile mükellef olduğu tazminat tutarı 2390 TL’dir” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
Davacı tarafça, dava konusu kaza nedeniyle hasarlanan araçta oluşan değer kaybının davalıdan tahsili talep edilmiş ise de mahkememizce hükme esas alınan 08.03.2023 tarihli uzman bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere SBGM tarafından dosyaya sunulu araç hasar kayıtlarında —— plakalı aracın daha önceden (22.09.2020 tarihli kaza nedeniyle) pert kaydı olduğu hasar türünün çekme belgeli olarak belirtildiği bu haliyle de dava konusu aracın perte ayrılmış olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, davacı aracının daha önce pert total işlemi görmüş olması ve teminat dışı kalması nedeniyle davacının araç değer kaybı talep edemeyeceği gözetilerek davacı talebinin reddine dair aşağıda ki şekilde karar verilmiştir.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin yatırılan 80,70 TL harcın düşümü ile geri kalan 99,20 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA ,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Bilirkişi ücreti olarak 2.500,00 TL’nin suç üstünden karşılandığından, 2.500,00 TL bilirkişi ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA ,
5-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- 1.560,00 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,Dair; 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.