Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/816 E. 2023/292 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/816 Esas
KARAR NO : 2023/292

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/10/2022
KARAR TARİHİ : 23/03/2023
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Olay tarihi olan 14.09.2015 da sürücü —- sevk ve idaresinde olan—– plaka sayılı aracın seyir halinde iken —– sevk ve idaresindeki bisiklet ile çarpışması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza nedeniyle müvekkili —– yaralandığını—- plaka sayılı araç sürücüsü —– 2918 sayılı K.T.K.‘nın ilgili maddesini ihlal ettiğinden kusurludur. —- plaka sayılı araç —–tarafından sigortalandığını, Müvekkiline —– tarafından ödeme yapılmadığını, Müvekkili —- söz konusu trafik kazası nedeniyle yaralanması sonucu —– Dalından 12.10.2020 tarihinde Alınan Maluliyet Raporuna göre % 6 oranında malul kaldığını, Müvekkilinin haksız olarak mağdur edilmeye devam edilmektedir. Müvekkilinin bu mağduriyetinin ve zararının ( maluliyetinin ) giderilmesi için sigorta şirketinden ZMSS kapsamında alacağı olan maluliyet tazminat miktarının bilirkişi marifeti ile hesaplanarak müvekkile ödenmesi için dava yoluna gitme mecburiyeti hasıl olduğunu, davanın kabulüne karar verildikten sonra ise lehimize vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Aleyhlerine haksız olarak açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden ve sigortalımız araç sürücüsünün kusursuz olması hasebiyle esastan reddini, Davacı tarafın delillerinin tarafımıza tebliğini, ——tarafından davacıya bağlanan gelirlerin tespitini, maluliyet oranının tespiti açısından ——- kurumundan rapor alınmasını, Davacının davasının ispatı halinde; müvekkili şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmaması, olmaz ise, asıl alacak, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti açısından ayrı ayrı poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını, faizin en erken dava tarihinden başlatılmasını, Davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmilini talep etmiştir.
DELİLLER:
—– Cumhuriyet Başsavcılığının—— soruşturma sayılı dosya sureti, poliçeler ile hastane evrakları ile tüm dosya kapsamı.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatı istemlerine ilişkindir.
Davanın açılmasının usul hukuku bakımından ortaya çıkardığı sonuçlardan biri de davanın görülmekte olmasıdır. Aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce bir dava açılmış ve bu dava görülmekte (derdest) ise aynı konunun (uyuşmazlığın) yeni bir dava konusu yapılma olanağı bulunmamaktadır. Çünkü aynı konuda iki dava açılmasında davacının hukuken korunmaya değer bir çıkarı bulunmamaktadır.Dava şartlarını düzenleyen HMK’nin 114’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (ı) bendinde “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması” biçiminde ifade edilen derdestlik dava şartlarındandır. Buna göre önceden açılmış bir dava devam etmekte iken aynı konuda yeniden dava açılamaz. Buna rağmen açılırsa yeni dava usulden reddedilir. Derdestlikten söz edilebilmesi için, daha önce açılmış olan davanın tarafları ile konusunun ve dava sebebinin aynı olması gerekmektedir.Öte yandan dava konusu uyuşmazlığın, daha önce kesin bir hüküm ile çözümlenmemiş olması da dava şartlarındandır. Aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce dava açılmış ve verilen hüküm kesinleşmiş ise, artık o dava konusu hakkında kesin hüküm vardır. Aynı dava (uyuşmazlık) yeni bir dava konusu yapılamaz; yapılırsa, mahkemenin kesin hüküm varlığını kendiliğinden gözeterek davayı esasa girmeden (usulden) reddetmesi gerekir. HMK’nin 303’üncü maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca bir davaya şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için; her iki davanın taraflarını, her iki davanın dava sebeplerini ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması zorunludur. Bu nedenle maddi anlamda kesin hükmün varlığının belirlenmesi bakımından eski (ilk) dava ile yeni (ikinci) davanın, konularının aynı olup olmadığını anlamak için hâkimin, eski (ilk) davada verilen kararın hüküm fıkrası ile yeni (ikinci) davanın talep sonucunun karşılaştırılması gerekir. İkisi aynı ise dava konularının aynı olduğu sonucuna ulaşılacaktır.Hemen belirtmek gerekir ki, HMK’nin 114’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının “i” bendinde belirtilen dava şartlarından olan aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması koşulunun oluşup oluşmadığının belirlenmesi için eski (ilk) davanın biçimsel anlamda da kesinleşmiş olması da gerekmektedir.Diğer yandan HMK’nin 115’inci maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Aynı maddenin 2’nci fıkrasına göre de mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. —–Bölge Adliye Mahkemesi —–Hukuk Dairesi’nin —- Esas ve —– Karar sayılı ilamı)Davalı vekilinin dilekçesi ekinde Sigorta Tahkim Komisyonu’nun—– Esas sayılı dosyasında başvuru yapıldığının beyan edildiği, sunulan Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem kararının incelenmesinden; davacı vekili tarafından, 14/09/2015 günü meydana gelen trafik kazası nedeniyle maddi tazminatına hükmolunması için Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetine 15/03/2021 günü başvuruda bulunmuş, Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 09/11/2021 gün ve ——sayılı kararıyla, davalı sigorta şirketinin sigortalısının kusursuz, davacının %100 kusurlu olduğu gerekçesiyle başvurunun reddine karar verildiği; eldeki maddi tazminatının ise 25/10/2022 günü açıldığı anlaşılmıştır.Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; bahsedilen Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin dosyası getirtildiği, taraflarının, dava sebebinin ve konusunun aynı olduğu anlaşılmakla; HMK’nin 114’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının “ı” bendinde öngörülen aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmamasına ve anılan maddenin “i” bendinde belirtilen aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlamamış olmasına ilişkin dava şartlarının yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememize açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin yatırılan 80,70 TL harcın düşümü ile geri kalan 99,20 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA ,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 5.000,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-1.560,00 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.