Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/804 E. 2023/267 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/804 Esas
KARAR NO : 2023/267

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2018
KARAR TARİHİ : 16/03/2023
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı ile arasındaki ticari ilişkiye istinaden yüklenmiş olduğu edimin karşılığı olarak 12.10.2017 tarihli, ——- seri numaralı ve 7.077,64 TL bedelli faturayı tanzim ettiğini, müvekkili tarafından faturadan kaynaklanan sorumluluğunun yerine getirildiğini ve faturanın 12.10.2017 tarihli sevk irsaliyesi ile davalı şirkete teslim edildiğini ancak fatura bedelinin davalı tarafından ödenmediğini, bunun üzerine 12.10.2017 tarihli faturanın tahsili amacıyla 18.10.2018 tarihinde—–sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalı tarafından takibe haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz edildiğini, takibin durduğunu beyanla davalının yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, takip konusu fatura alacağı olan 7.077,64 TL’ye 12.10.2017 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icraya konu edilen 12.10.2017 tarihli, —— numaralı faturaya istinaden müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafından başlatılan icra takibine konu faturanın müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, tebliğ edilmemiş faturanın icraya konu edilmesinin haksız, hukuka ve iyi niyet kurallarına aykırı
olduğunu, davacının icra inkar tazminat talebinin reddinin gerektiğini beyanla davanın
reddine, haksız ve yersiz olarak başlatılan takip nedeniyle davacı aleyhine %20’den aşağı
olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
—– sayılı icra takip dosyasının dosya içerisine alınmış olduğu görülmüştür.
—– İcra Dairesinin ——sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; davacı yanca davalı aleyhine 7.077,54 TL asıl alacak, 911,27 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.988,91 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yapıldığı, borçlunun süresi içerisinde verdiği dilekçe ile takibe itiraz ettiği, takibin durduğu, davanın İİK’nın 67. maddesinde öngörülen süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce dava dosyası mali müşavir ve borçlar hukuku kaynaklı ihtilafların halli hususunda uzman bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. 16.07.2019 tarihli bilirkişi heyet raporun özetle; dava ve takip konusu 12.10.2017 tarihli ve —— seri numaralı KDV dahil 7.077,64-TL tutarlı faturaya konu emtialara ait 12.10.2017 tarihli ve—- seri numaralı sevk irsaliyesinde teslim eden olarak —–, teslim alan kısmında —— atılı imzanın bulunduğu, dava dosyasında dava ve takip konusu faturaya 8 gün içerisinde itiraz edildiğine dair bilgi ve belge bulunmadığı, davacı tarafından davalı şirket adına yürütülen cari hesap muavin defterinde davalı şirket adına 12.07.2017 tarih ve—— seri numaralı KDV dahil 7.077,64-TL tutarlı borç düzenlendiği, 31.12.2018 tarihi itibariyle davalı şirketin davacıya 7.077,64-TL borçlu olduğu, taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrütle ilgili herhangi bir sözleşme veya davacı tarafından davalıya gönderilmiş herhangi bir borç ihtarnamesi bulunmadığı hususlarında görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Mahkememiz dosyasının—– Sayılı ilamı davacı vekili tarafından istinaf edildiği—-BAM—–. Hukuk Dairesinin —– Sayılı ilamı ile davacı vekilinin istinaf talebi kabul edilerek mahkememizin—— esas sırasına kaydedildiği görüldü.20/10/2022 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 22/01/2023 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafından 18.10.2018 icra takip tarihi itibariyle davalı taraf adına düzenlendiği, 12.10.2017 tarihli ve—– seri no.lu KDV dahil 7.077,64 TL tutarlı faturadan kaynaklı 7.077,64 TL asıl alacak için 911,27 TL işlemiş faiz olmak üzere 7.988,91 TL alacaklı olduğunu iddia ettiği, davalı taraf, davacı şirket tarafından icraya konan12.10.2017 tarihli, —– no.lu faturanın davalı şirkette tebliğ edilmediğini ileri sürdüğü, Dava ve takibe konu edilen 12.10.2017 tarihli ve——- seri no.lu KDV dahil 7.077,64 TL tutarlı faturanın, davalı tarafından 2017 yılı Ekim ayı BA formu ile bildirimde bulunduğu, faturaya konu malların teslim alındığında dair karine oluşturduğu, dosya kapsamında davalı şirket tarafından faturaların iade edildiğine veya faturalar içeriği malların teslim alınmadığına ilişkin somut belgenin bulunmadığı, dava konusu fatura borcunun ödendiğine ilişkin de somut belge bulunmadığı hususları topluca değerlendirildiğinde, davacının davalından 18.10.2018 takip tarihi itibariyle 7.077,64 TL alacaklı olduğu, Dosya kapsamından, davacının, davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair dayanak belge bulunmamakta olup, takip öncesi işlemiş faiz hakkından Takdirin mahkememize ait olduğu tespitte bulunduğu görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde düzenlenmiştir. İcra dosyası celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.Somut olayda; davacı davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın asıl alacağına yönelik itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiştir. Davalı tarafça, fatura konusu malların teslim edilmediği beyan edildiğinden, malların teslim edildiğinin ispat külfeti davacı satıcıya aittir. Kural olarak satıcı mal teslimini kanıtlamak zorundadır. Davacının delil olarak sunduğu sevk irsaliyesinin teslim alan kısmında imzası bulunan —- gelen—– kayıtlarında davalı çalışanı olarak gözükmemekte ise de, davacı tarafın ticari defterlerinde takip ve dava konusu faturanın kayıtlı olduğu, HMK’nın 222/3. maddesi uyarınca, davacının ticari defterlerinde yer alan kayıtların kendisi lehine delil olarak kabul edilebilmesi için davalı tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği, kaldırma ilamı öncesi yapılan yargılamada bilirkişi raporunun yalnızca davacı ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak suretiyle düzenlendiği, davalıya ticari defterlerin ibrazı hususunda ve ibraz edilmemesinin sonuçlarını da gösterir şekilde usulüne uygun süre verildiği, tarafların BA-BS formalarının temin edildiği, bilirkişi marifetiyle incelenmesinde davalı tarafın kayıtlarını sunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, davacı şirketin davalı şirkete mal veya hizmet satışı yaptığı bağlı bulundukları vergi dairelerine beyan ettikleri BA-BS formların birbiri ile örtüştüğü, davacı kayıtlarında 7.077,64 TL alacaklı göründüğü, HMK 222.maddesi uyarınca ticari defter ve kayıtların davalı tarafından eksiksiz sunulmadığı görülerek davacı kayıtlarının davacı lehine delil teşkil ettiği kanaatine varılarak davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 7.077,64 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davacının davalıyı takipten önce temerrüde düşürmediği anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 7.077,64 TL alacaklı olduğu, form BA-BS beyannamelerinden davalının davacıdan fatura alarak kayıtlarına intikal ettirmesi karşısında artık ispat yükünün davalı tarafa geçmiş olduğu ve aksinin dosya kapsamı itibariyle ispat edilemediği, faturaya dayalı ve likit olması nedeniyle davacının ayrıca icra inkar tazminatına yasal şartları bulunduğu anlaşılmakla 7.077,64 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne, işlemiş faiz talebinin yerinde görülmediğinden reddine, davalı tarafça kötüniyet iddiasının ispatlanamadığından reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından—- İcra Dairesinin —–sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 7.077,64 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz İŞLETİLMESİNE,
3-Asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 oranındaki 1.415,52 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
5-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 7.077,64 TL lik kısım yönünden alınması gereken 483,47 TL harçtan peşin alınan 136,44 TL harcın mahsubu ile bakiye 347,03 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
6-Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 136,44 TL peşin harç ve 35,90 TL başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 7.077,64 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 911,27‬ TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
9-Davacı tarafından yapılan toplam 1800,00 TL bilirkişi ücreti ve 151,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.951,00 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 1.728,45 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer OLMADIĞINA,Dair;6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.