Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/795 E. 2023/482 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/795 Esas
KARAR NO : 2023/482

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 23/05/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının sırasına kaydedilip incelendiği, Mahkememizden verilen 04/03/2021 tarih ve —- Esas —— sayılı görevsizlik kararı üzerine—– Bölge Adliye Mahkemesi —–. HD’nin 19/09/2022 tarih ve —– Esas ——-Karar sayılı kararı ile mahkememize iade edilmiş olup, mahkememizin yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalının 26.02.2018 tarihinde müvekkili firmada—–departmanında lojistik sorumlusu olarak işe başladığını ve en son —–departman müdürü olarak çalışmaya devam ederken 20.09.2018 tarihinde istifa ettiğini, davalı ile 01.07.2012 tarihinde yapılan iş sözleşmesinin 6. maddesinde rekabet yasağına ilişkin hüküm bulunduğunu, bu kapsamda davalının işten ayrıldıktan sonra 1 yıl süreyle rekabet eden bir işte çalışmamayı, yönetici, ortak, yönetim kurulu üyesi olarak görev almamayı taahhüt ettiğini, buna karşın davalının 05.10,018 tarihinde müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösteren——firmasında sigortalı olarak işe başladığını, anılan nedenlerle 6102 sayılı TTK’nın 56/1 maddesi uyarınca rekabet yasağı aykırılığının tespitini, tedbiren davalının iş akdinin sonlandırılmasını, müvekkil firma zararlarının tazmini için şimdilik 2.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile 100,000 TL manevi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin istifa dilekçesi vermeye zorlandığını, davalı şirkette alınan kararların genel müdür onayı olmadan hayata geçmediğini, müvekkiline idari karar alma yetkisi ve sorumluluğunun verilmediğini, müvekkilin yaptığı yönlendirmelerin dikkate alınmadığını, bu nedenle satışların düştüğünü, müvekkilinin ticari sır içeren herhangi bir bilgiye haiz olmadığını, müvekkili şirketinin iştigal konusu işi nedeniyle gönderdiği teklifler öne sürülerek iddia yaratılmaya çalışıldığını, davacının başka bir şirket sırlarına ulaşmaya çalıştığını ve bu nedenle huzurdaki davanın ikame edildiğinden hareketle davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLER:
—–Vergi Dairesi Müdürlüğünün 09/12/2019 tarihli yazısı, —–Vergi Dairesi Müdürlüğünün 16/12/2019 tarihli yazısı, —–Ticaret Sicil Müdürlüğünün 13/12/2019 tarihli yazısı,—– Vergi Dairesi Müdürlüğünün 16/12/2019 ve 19/06/2020 tarihli yazıları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.SMM uzmanı bilirkişisi —–, ticaret alanı hukuku alanında uzman nitelikli hesap uzmanı ——ilişkin sektör bilirkişisi ——tarafından düzenlenen 31/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraf vekillerinin katılım sağladığı yerinde inceleme toplantısında davacı —— ait yasal defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, GIB Onaylı beratların süresi içerisinde alındığı, Envanter defterinin ise TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı ve dolayısıyla ticari defterlerin lehe delil olarak ileri sürülebileceğinin tespit edildiği, dosyaya celp edilen davacı —– ile dava dışı —— ait Form BS beyannamelerinden anlaşıldığı üzere, dava dışı firmanın davacı firma portföyünde bulunan çeşitli müşterilere toplamda 5.016.083,00 TL+ Kdv tutarlı satış işlemi gerçekleştirdiği, bu tutarın dava dışı —— firmasının 2019 yılına ait toplam satış tutarının %92’sine denk geldiği ve belirtilen tutarın tamamının davacı müşteri portföyünde bulunan firmalara gerçekleştirildiğinin tespit edildiği, taraflar arasındaki —— tarihli Hizmet Akdi incelendiğinde, sözleşmenin 6 maddesinde rekabet yasağına ilişkin düzenlemenin TBK m.444 vd. hükümlere uygun olduğu, yer konusundaki Sınırlamanın Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu, dava dışı firmanın yeni kurulduğu ve müşterilerinin büyük çoğunluğunun davacı firmanın müşterileri olduğu dikkate alındığında tespit edilen tutarın davacının zaran olarak kabul edilebileceği şeklinde beyanda bulunmuşlardır.10/01/2023 tarihli ara karar ile dosyanın mali müşavir bilirkişi tevdi edilerek bilirkişi ek raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş, mali müşavir bilirkişiye dosya ve eklerinin tevdi edilerek davacının iddiaları gözetilerek davalının işten ayrıldığı ve dava dışı şirkette çalışmaya başladıktan sonraki süreçte davacının elde etmekten mahrum kaldığı “kâr” miktarı olup olmadığı, var ise kar kaybının miktarının tespiti, ayrıca raporda tespit edilen firmaların davacı şirketle çalıştıkları dönemin tespit edilmesi, raporda tespit edilen firmaların davalının işten ayrılmasından sonra davacı şirket ile çalışmaya devam edip etmediğinin ve yine dava dışı şirketle çalışmaya başlayıp başlamadığının tespit edilmesi hususlarında ek rapor tanzim edilmesinin istenildiği ve 30/01/2023 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda özetle; Davalının davacı nezdindeki 14.09.2019 tarihindeki işten ayrılış tarihinden önceki tarihlerde, işbu raporun birinci sayfasında yer verilen firmalara davacının 2019 yılında çeşitli tutarlarda satış gerçekleştirdiği, Davalının davacı nezdindeki 14.09.2019 işten ayrılış tarihinden sonra—— hariç olmak üzere davacının diğer firmalarla olan ticari münasebetinin devam ettiği, Davalının 14.09.2019 işten ayrılış tarihinden sonra, dava dışı —–firmasının kök raporda tespit edilen firmalarla çalışıp çalışmaya başlamadığının gün bazında net olarak tespit edilebilmesi için dava dışı —— isimli firma ticari defterlerinin incelenmesi gerektiği, hususla ilgili nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu Davalının rekabet yasağını ihlal ettiği kanaatinin Sayın Mahkemece benimsenmesi ihtimalinde, müspet zarar kapsamında davacının uğradığı kar mahrumiyeti tutarının 132.303,84 TL olarak hesaplandığı şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, rekabet yasağı sözleşmesi ile karalaştırılan iş akdinin feshinden sonra işçinin rekabet etmeme yasağına aykırı davranışları iddiasına dayalı haksız rekabetin tespitiyle meni, maddi ve manevi tazminat taleplerine talebine ilişkindir.Mahkememizce yapılan yargılamada davacı şirketin ve dava dışı —–ticaret sicil kayıtları, davacı yanın son 5 yılı ait ba-bs formları, dava dışı——Şirketine ait son 1 yılı ait ba-bs formları ve vergi kayıtları, davalının hizmet döküm cetveli, davacı tanığı —— ve davalı tanıkları ——- beyanlarının alınığı, taraflarca sunulan deliller ve toplanan delilerle dosya bir bütün halinde bilirkişi heyetine tevdi edilerek müşterek rapor tanzim edilmiştir.Davalının hizmet döküm cetveli incelendiğinde; davalının davacı şirkette 26/02/2008 ile 25/09/2018 tarihleri arasında çalıştığı, ——istifa nedeniyle isten ayrıldığı ve dava dışı—– Şirketi’nde 05/10/2018 ile 14/09/2019 tarihleri arasında çalıştığı,
Dava dışı——adresinde kayıtlı olup, 05/10/2018 tarihinde —– ilan edildiği, şirketin amaç ve konusunun sanayi, inşaat ve madencilik için kullanılacak ham madde ithalat ve ihracatı, sanayi, inşaat ve madencilik için gerekli teçhizat ithalat ve ihracatı, —– ürünleri ithalat ve ihracatı olduğu,Taraflar arasında düzenlenen hizmet sözleşmesinin rekabet yasağı başlıklı 6.maddesinde “Çalışan iş bu hizmet akdinin sona ermesinden itibaren bir yıl süreyle işverenin faaliyet konusu ile doğrudan veya dolaylı olarak rekabet eden bir işte çalışmamayı, yönetici, ortak, yönetim kurulu üyesi olarak doğrudan veya benzeri diğer herhangi bir sıfatla görev almamayı kabul eder. Rekabet yasağına aykırı davranılması halinde işverenin zarar ziyan talep hakları mahfuzdur.” şeklinde olduğu, davalının 01/07/2012 tarihinde —– Departmanında Satış Müdürü olarak çalışmaya başladığı,
Davacı şirketin ticaret sicil kayıtlarında ——adresinde kayıtlı olduğu, son tescilini 02/01/2019 tarihinde yaptırdığı, şirketin faaliyet konusunu kimyevi ürünler,hammaddeler,kauçuk,plastik,maden ve yan ürünleri başta olmak üzere her türlü ürünün,hammaddenin, mamul ve malzemenin apzarlanması,imalatı,ithalat ve ihracatını yapılmasına ilişkin her türlü ticari faaliyeti yurt içi ve yurt dışı pazarda gerçekleştirmek ve ana sözleşmesinde yazılı olan diğer işler olduğu,31/12/2020 tarihli Bilirkişi Heyet Raporunda; davacı yanın ticari defter ve belgelerinin açılış tasdiklerinin usulüne uygun tutulduğu ve delil niteliğine haiz olduğu, dava dışı ——–Şirketinin 2019 yılında gerçekleştirdiği satışların %92 ‘sinin davacının portföyünde yer alan müşterilere gerçekleştirdiği, dava dışı firmanın satış yapmış olduğu müşterilere ilişkin davacı şirketin 2015 ile 2019 yılları arasında gerçekleştirdiği satışların tespit edildiği, davacının 2019 yılında satışlarının %26’sı dava dışı firmanın satış yapmış olduğu müşteri kitlesi olduğu, belirtilen satışların ayrıntılı sıralandığı, rekabet yasağının koşullarının sıralandığı, taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesinde koşullara uygun düzenlendiği, yer bakımından sınırlama getirilmemiş ise hakimin takdir yetkisinin olduğu, davacı şirketin yeni kurulan bir şirket olduğu ve müşterilerinin tamamına yakını davacı müşterileri olduğundan davalının rekabet yasağına aykırı davrandığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Mali müşavir Bilirkişi ek raporunda; davalının davacı şirketten ayrılmadan önceki tarihlerde davacının, dava dışı firmanın 2019 yılında satış gerçekleştirdiği müşterilere satış gerçekleştirmiş olduğu, davalının davacı şirketten ayrıldıktan sonraki süreçte davacı şirketin —— Firmaları haricindeki firmalarla ticari faaliyetini devam ettiği, davalının işten ayrıldığı ve dava dışı şirkette çalışmaya başladıktan sonraki süreçte davacının elde etmekten mahrum kaldığı “kâr” miktarı olup olmadığı bakımından ise dava dışı firmanın 2019 yılı satış tutarının %92’sinin davacı şirketin müşteri portföyünde olan müşteriler olduğu, dava dışı firmanın 2019 yılında toplam 5.016.083,00 TL tutarlı satış gerçekleştirdiği, davacı şirketin aynı firmalara 2019 yılındaki satışının 3.623.411,00 TL olduğu, brüt satış kaybı üzerinden kar oranı üzerinden hesaplandığında KDV hariç 132.303,84 TL zarar tespit edilmiştir.
6102 sayılı TTK’ nun 54 ve devamı maddeleri ile haksız rekabet düzenlenmiş, 54. maddede “(1) Haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır,” hükmüne yer verilmiştir. Aynı yasanın 55. Maddesi uyarınca da dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ve ticari uygulamalar belirtilmiştir. Yasanın 56. Maddesinde haksız rekabet nedeniyle zarar gören veya zarar görme tehlikesi ile karşılaşanın açabileceği davalara yer verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 54 ve devamı maddeleri ile haksız rekabet düzenlenmiş, buna göre “haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerin amacı bütün katılanların menfaatine dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasının amaçlandığı, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır,” hükmüne yer verilmiştir. Aynı yasanın 55. Maddesi uyarınca da dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ve ticari uygulamalar belirtilmiştir. Yine dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ve ticari uygulamalar nedeniyle hukuki sorumluluk basın yayın iletişim ve bilişim kuruluşlarının sorumluluğu ve mahkemece davayı kazanan tarafın istemi ile gideri haksız çıkan tarafından alınmak üzere hükmün kesinleşmesinden sonra ilan edilmesine de karar verilebileceği ilanın şekli ve kapsamının mahkemece belirleneceği hükme bağlanmıştır.
TBK’nun 444/1. maddesine göre rekabet yasağı sözleşmesinden söz edilebilmesi için iş sözleşmesinin kurulması sırasında veya iş ilişkisi devam ederken işçinin sözleşmenin sona ermesinden sonra rekabet etmeyeceğine ilişkin bir hükmün iş sözleşmesine konulması veya bu konuda ayrı bir sözleşmenin (rekabet yasağı sözleşmesi) yapılması gerekmektedir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 444/2.maddesi ise “Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre rekabet yasağına ilişkin sözleşmenin kurulmasında işverenin korunmaya değer haklı bir menfaatinin söz konusu olabilmesi için, işçinin işverenin üretim sırları, yaptığı işler ve müşteri çevresi hakkında bilgi edinme olanağının bulunması ve bunun sonucunda işvereni önemli bir zarara uğratma ihtimalinin olması gerekir. Dolayısıyla rekabet yasağına ilişkin sözleşmelerin geçerli olabilmesi için iş ilişkisinin işçiye, “müşteri çevresi” veya “üretim sırları” ya da “işverenin yaptığı işler” hakkında bilgi edinme imkânını sağlamasının yanında, aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması hâlinde işvereni önemli nitelikte bir zarara uğratabilecek mahiyette olması aranmaktadır. Ancak zararın fiilen gerçekleşmesi gerekli olmayıp önemli bir zarar ihtimalinin varlığı yeterlidir.
Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesinin bir diğer şartı ise işçinin ekonomik geleceğinin tehlikeye düşürülmemiş olmasıdır. Zira sınırsız ve ucu açık bir rekabet yasağının, işçinin çalışma özgürlüğünü ortadan kaldıracağı ve işçinin geçim kaynağı olan emeğini istihdam piyasasına sunamaması sonucunu doğuracağı açıktır. Rekabet yasağı sözleşmesinin işçinin ekonomik geleceğinin tehlikeye düşürmesi yönünden hâkime kapsamı veya süresi bakımından rekabet yasağına müdahale ve sınırlama yetkisi verilmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun 445.maddesinde “Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz. Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.Türk Borçlar Kanunu’ nun 58. maddesi hükmüne göre hakimin özel durumları göz önünde tutarak hükmedeceği manevi tazminat miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. (Yargıtay —- HD. —— Yargıtay —–Hukuk Dairesi’nin —– Esas ve —–Karar sayılı ilamında; “Mahkemece, davalının haksız rekabet eylemi neticesinde yaşanan hasta kaybı sebebiyle davacının zararının, elde etmekten mahrum kaldığı “kâr” miktarı olduğu gözetilerek bir hesaplama yapılması gerekirken, davacının elde etmekten mahrum kaldığı “gelir” miktarının esas alınması doğru olmamıştır. Zira gelir kaleminin içinde davacının işletmesel maliyetleri de yer almakta olup, kar ise elde edilen gelirden maliyet kalemlerinin düşülmesi sonucu elde edilen sonuçtur. Yine davacının elde etmekten mahrum kaldığı kar miktarı ile ilgisi olmayan ‘’fon kaybına bağlı zarar’’ın da davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.” şekilde açıklanmıştır.
Bu açıklamalar ve tespitler ışığında; davalının —– Satış Müdürü olarak çalışmaya başladığı davalı şirkette tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere devam eden sürede —— Departman Müdürü olduğu, davalının görev tanımlaması ile yaptığı işin türü ve niteliği itibariyle işyerindeki gizli bilgilere vakıf olabilecek bir pozisyonunun ve çalışmasının bulunduğu ve bunları belirleme yada değiştirme olanağının da bulunduğu, taraflar arasında rekabet yasağı sözleşmesi imzalandığı, davalının 25/09/2018 tarihinde işten ayrıldığı, davalının davacı şirketteki işinden ayrıldıktan sonra 05/10/2018 tarihinde dava dışı şirkette işe başladığı, davacı ile davalı arasında akdedilen rekabet yasağı sözleşmesi incelendiğinde, konu yönüyle davacının faaliyet alanı ile sınırlandırıldığı süre açısından 1 yıllık bir sürenin öngörüldüğü, yer açısından sınırlama bulunmamakta ise de; işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı şekilde tehlikeye düşürecek nitelikte olup olmadığı hususunun da incelenmesi gerektiği, davalının istifadan sonra çalışmaya başladığı şirketin faaliyet adresinin —–olduğu, davacı şirketin adresinin —– olduğu, TBK 445/2 uyarınca hakkaniyete uygun bir müdahale yapılmak suretiyle takdir hakkının kullanılmasıyla sözleşmedeki yer sınırını —– ilçesi ve —— İlçesine komşu ilçeler olarak belirlenmesinin sözleşmenin rekabet yasağına ilişkin bölümünün geçerli hale getirilmesi mümkün olduğu, davacı şirket ile davalının işe başladığı dava dışı şirketin aynı sektörde ve aynı bölgede faaliyet gösterdikleri de düşünüldüğünde, 25/09/2018 ile 25/09/2019 tarihleri arasında davalının rekabet yasağına uyması gerekeceği, ancak davalının 05/10/2018 tarihinde dava dışı şirkette aynı pozisyonda belirlenen süre içerisinde işe başladığı dikkate alındığında davacı ile davalı arasındaki rekabet yasağı sözleşmesinin TBK’nın aradığı geçerlilik şartlarını taşıdığı ve geçerli bir sözleşme olduğu, davalının sözleşmeye aykırı olarak davacının aynı iş kolunda, aynı bölgede bir şirkette aynı pozisyonda, 1 yıl içerisinde işe başlayarak rekabet yasağını ihlal ettiği, davacı şirketten müşterilerin ayrılmasına ve dava dışı şirkete yönlendirilmesine neden olacak şekildeki davalı faaliyetlerinin haksız rekabet teşkil ettiği, davacının kar kaybına ilişkin maddi zarar uğradığı anlaşıldığı, maddi zarardan davalının sorumlu olduğu, davalı yanın haksız rekabet teşkil eden eylemleri göz önünde bulundurularak davanın konusuna, tarafların sıfatına, olayın meydana gelmesindeki özelliklere göre 60.000 TL manevi tazminatına hükmedilmesi adalete uygun görülerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açmış olduğu haksız rekabetin tespiti ve men’ine ilişkin davanın KABULÜ ile davalı tarafından davacı şirketten müşterilerin ayrılmasına ve dava dışı şirkete yönlendirilmesine neden olacak şekildeki faaliyetlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin TESPİTİ ile tespite konu eylemlerin 6102 Sayılı TTK’nın 54 ve devamı maddeleri uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğinden haksız rekabetin MENİNE,
2-Davacının maddi tazminat talebinin KABULÜ ile 132.303,84 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
3-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 60.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 13.136,27 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 1.741,91 TL ve 2.227,00 TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 9.167,36 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
5-Haksız rekabetin tespiti yönünden; davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Maddi Tazminat Bakımından; Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 20.845,58 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
MANEVİ TAZMİNAT BAKIMINDAN;
7-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 1741,91 TL peşin harç ve 2.227,00 TL tamamlama harcı toplamı 4.004,81 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
9-Davacı tarafından yapılan toplam 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 864,75 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.864,75 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 3.199.28 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer OLMADIĞINA,Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı tarafın yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.