Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/793 E. 2023/433 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/793 Esas
KARAR NO:2023/433
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/10/2022
KARAR TARİHİ:04/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıya —- adet ——— davalıya ve bildirdiği adrese (kararalaştırılan —- ise kargo ile) eksiksiz teslim ettiğini, davalının ödemesi gereken 103.680,- TL fatura bedelini ödemediğini, 13.09.2022 tarihinde başlatılan —— şirketin itiraz ettiğini takibin durdurulduğunu, arabulucuuk sürecinde de uzlaşma sağlanamadığını belirterek kötü niyetli yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalaı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin icra takibi konusu yapılmış olan alacak ile ilgili bir borcu bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde iddiasını ispatlayacak hiçbir delil sunamadığını, müvekkili şirketçe alınan mallar karşılığında müvekkili şirketin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini davacı şirketin alacağının bulunmadığını, davacı taraf iddialarını kanıtlayabilmek amacıyla——– bilgisine sunulan e-faturaların herhangi bir ispat kabiliyetine haiz olmadığını faturanın ifanın usulüne uygun olarak yapıldığını kanıtlamayacağını, dava dilekçesi ekinde sunulan bir adet sevk irsaliyesinde teslim alan kısmının boş olduğu ve sevk irsaliyesinde müvekkiil şirketin çalışanlarına ait herhangi bir imzanın bulunmadığını, sunulan sevk irsaliyesi de davacı yanın malların müvekkiline teslim edildiğine dair iddialarını ispat kabiliyetine haiz olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla her durumda davacının alacak iddialarının yargılamayı gerektirdiğinden ve likit bir alacağın söz konusu olmadığından icra inkâr tazminatı talebinin yasal koşullarının oluşmaması sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek cevaplarının kabulü ile, haksız ve mesnetsiz davanın reddine ve her durumda davacı tarafından talep edilen haksız ve hukuka aykırı kötü niyet tazminatının reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmsini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;”Davacı —— ile davalı ——incelenen defterlerinin, TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahipleri lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu; Tarafların incelenen kayıtlarına göre mutabık oldukları, davacı —- tarihinden itibaren ve—— icra tarihinde de davalı—– faturadan kaynaklı ——- alacaklı olduğu; Davacı tarafından davalıya kesilen davalı kayıtlarında da bulunan takip ve dava konusu edilen e-Arşiv faturanın elektronik ortamda davalıya iletildiği, davalı yanın bu faturaya 8 gün içinde itiraz ettiğine veya iade faturası düzenlediğine dair dosyada mevcut belge ya da bilginin bulunmadığı, Davalı —-davacı——–döneminde —– tutarında alım yaptığını—— beyan ettiği, davalının bu beyanının davacı beyanı ve tarafların incelenen kayıtları ile de uyumlu olduğu; Davacı ——–tarafından kesilmiş —— seri ve numaralı sevk irsaliyesi ile —–tarafından ——- teslim edildiği, irsaliyenin teslim eden ve teslim alanlar tarafından imzalandığı, incelemede davacı tarafından sunulan ———- Gönderi Raporunda—– gönderi —– teslim edenin——-, teslim alanın ———-olduğu,——- tarafından 1 kolinin 31.01.2022 tarihinde davalının talebi üzerine teslim edildiği;” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Taraf şirketin bilirkişi marifetiyle incelenen kayıtlar neticesinde oluşturulan——bilirkişi raporunda; “Davalı —– davacı ———- tutarında alım yaptığını ———-beyan ettiği davalının bu beyanının davacı beyanı ve tarafların incelenen kayıtları ile de uyumlu olduğu;” şeklinde tespit ve değerlendirmelerde bulunduğu görülmüştür.
Dosya kapsamında yapılan incelemede davacı yanın———- icra dosyası üzerinden takip başlattığı, takibin itiraz neticesinde durduğu, davacı yanın itirazın iptali davasını ikame ettiği, davalı vekilinin davanın reddini talep ettiği, teknik bilirkişi eliyle taraf şirketlerin ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde tarafların incelenen ticari defter ve kayıtlarından davacının alacaklı olduğunun vicdani kanaatine ulaşıldığı hususları hep bir arada değerlendirilerek hesaplama yapan bilirkişi raporu esas alınarak davanın asıl alacak üzerinden kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.
Alacağın likit olması konusunu ———— kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
—– kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. ——— Numaralı kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Somut olayımızda davacının talep ettiği alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından ——– icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan 103.680,00 TL üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 7.082,38 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 1.252,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.830,18‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 16.552,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı, 1.252,20 TL peşin harç toplamı 1.332,9‬0 TL ile 1.579,50 TL ( Bilirkişi Ücreti, Kep Reddiyatı, Posta Masrafı, Elektronik Posta Masrafı) olmak üzere toplam 2.912,4‬0 TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti 3.120,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———– Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/05/2023