Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/77 E. 2022/329 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/77 Esas
KARAR NO : 2022/329

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/07/2021
KARAR TARİHİ : 12/05/2022

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili — tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin —- taşımacılığında kullanılan — şirketin vekili sıfatıyla …—- aracılığıyla satın aldığını, müvekkilinin bu aracı— sağlam ve bir eksiği yok, —- diye yaptıkları —- ile ve aradaki güven ilişkisi gereği aracı satın almadan önce herhangi bir ekspertize göstermeden satın aldığını, müvekkili aracı satın aldıktan—- sonra — doğru yola çıktığını, — civarlarına vardığında araçta bir anormalliğin olduğunu hissetmesi üzerine telefonla görüştüğü motor ustalarının talimatları doğrultusunda araca su eklenmesi ve diğer müdaheleler ile aracı ancak — iline varabildiğini,— ilinde yolda kalan aracı — aracılığıyla —- götürüldüğünü, serviste bu aracın daha önce birçok arızasının olduğunu ve bu aracın arızalı olarak kendisine satıldığını öğrendiğini,— ilinde bulunan serviste aracını tamire veren müvekkilinin ekte sunduğu faturadan anlaşılacağı üzere bu araca 30.351,00TL masraf yaptıktan sonra ancak kullanılabilir duruma getirdiğini, konuya ilişkin karşı tarafla yapılan görüşmeler ve — İhtarname ile davalı taraflara yönelik araca yapılan masrafın (zararın) ödenmesine illişkin ihtarın sonuçsuz kaldığını, yine Arabuluculuk aracılığıyla yapılan görüşmelerin olumsuz sonuçlandığını, bu olayın TBK 219’a göre ve Yargıtay içtihatarında açık olduğunu, sorumlusunun satıcının olduğunu, müvekkilinin araç hakkında hiçbir kaydı inceleme ve ekspertiz incelemesi yaptırma yükümlülüğünün bulunmadığını, iş bu nedenle araçtaki ayıpların müvekkilinden gizlenmesi sonucu satışı yapılan aracın gizli ayıptan dolayı araca yapılan 30.351,00TL masrafın (zararın) gecikmiş faiziyle beraber ödenmesini talep ettiklerini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava ettikleri anlaşılmıştır.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili diğer davalı —– şirketinin yalnızca çalışanı olduğunu, Davalı şirket tarafından müvekkiline verilen vekaletle dava konusu aracı satmak için görev ve yetkilendirildiğini, Satışa konu araç da şirket üzerine kayıtlı olduğunu, Müvekkilin bu araçla hiçbir ilgisi dahi bulunmadığını, ayrıca davacının iddia ettiği ayıpla da müvekkilin hiçbir bağı bulunmadığını, Hatta aracı davacıya noterden devrini müvekkilin yaptığı sırada davacının yanında bulunan kişiler aracın düzgün, sağlam olduğunu ve araca ustalarının baktığına dair sohbet ettiğini, Müvekkilin araçla bir ilgisi olmaması ve sadece diğer davalının çalışanı olması nedeniyle müvekkili yönünden husumet yokluğundan davanın reddini gerektiğini savunmuştur.
CEVAP: Davalı ——— vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu aracın satılmak üzere—– davacının, ekspertiz incelemesinin yapılmaması yönünde ikna edildiği durumun gerçeği yansıtmadığın, Davacı tarafın söz konusu aracın incelemelerini yaparken, —- nolu ihtarnamede de belirtikleri gibi ekspertiz incelemesi veyahut da bir ustanın bilgisine danışabileceği kendisine bizzat söylendiğini, Yani iddia edilenin aksine davacı tarafı herhangi bir uzman incelemesinden mahrum bırakmaya yönelik bir ikna çabasının varlığı söz konusu olmadığını, her ne kadar bu yolları tercih etmemiş olsa da davacı, araç için gerekli incelemeleri yapıp deneme sürüşlerini gerçekleştirdiğini, Ekspertiz veya usta yoluna başvurulmama sebebinin arada oluşan güven ilişkisi gereği olduğu söylendiğini ilk olarak, ——- —- bulunan bir ———ile —–gibi kısa bir sürede nasıl bir güven ilişkisi kurduğu taraflarınca anlaşılamadığını, davacının aracı alırken yanında getirmiş— beyan ettiği kişi tarafından da aracın incelendiğini, araçta belirtilen kusurun davacının kullanımından kaynaklı olduğunu beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,ayıplı taşınır satışı nedeniyle ayıplı ifa nedeniyle ortaya çıkan zararların tazmini davasıdır.
— Sayılı yetkisizlik kararı ile dosyanın mahkememize gelmiş olduğu görüldü.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine giren ticari davaların çözümlendiği mahkemelerdir. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevine giren işler dışında kalan tüm uyuşmazlıklar Asliye Hukuk Mahkemesince ve diğer özel görevli mahkemelerce çözümlenir. Hangi davaların ticari dava olduğu 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde sayılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesi ve 5/2. maddesiyle özel yasalarda hangi davaların ticari dava olduğu açıkça yazılmıştır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen veya kendi özel kanunlarında mutlak ticari dava olduğu belirtilen ve bu sebeple ticari nitelikte olduğu kabul edilen davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki taraf için ticari sayılan konulardan doğan davalardır. Nispi ticari davadan söz edebilmek için iki koşulun bir arada olması gerekir. Birinci koşul her iki tarafın da tacir olması, ikinci koşul ise davaya konu uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili olmasıdır.
Eldeki dava ayıplı ifa nedeniyle tazminat davası olması nedeniyle mutlak ticari dava değildir.Davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için mutlak ticari dava olmaması nedeniyle nispi ticari dava olması gerekmektedir.— yazılan müzekkere sonucunda — vermiş olduğu cevapta davacı tarafın işletme defterine göre defter tuttuğu ve müzekkere ekinde sunulan kazanç miktarının da miktar itibariyle —- sınırını aşmadığı görülmekle davacının tacir olmadığı,esnaf olduğu görülmüş ve görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmıştır.Her ne kadar yetkisizlik kararı veren mahkemece ilk itirazlardan önce dava şartları incelenerek görev hususunun irdelenmesi gerekiyorsa d davacının tacir olup olmadığına ilişkin araştırma mahkememizce yapıldığından görevsizlik kararı verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2. Maddesi gereğince usulden reddine,
3-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli NÖBETÇİ— ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına,
5-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekili ile Davalı … Vekili——. yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı